Olmayan hatta üzerinde düşünülmemesi gerek bir fikirdir. Sosyalizm toplumu önceler ve kimsenin kimseyi sönürmediği gelir adaletinin sağlandığı bir toplumu hedefler fakat islami ekonominin temel kaynağı ganimet ve müslüman olmayanlardan alınan ağır vergilerdir.
gerçek islamin içinde bulunduğu herr ogreti insana ve insani değerlere aykırı olacaktır. gerçek islamsa ülkemize hiç ugramayarak bizleri bir nebze de olsa insanca yaşama kavuşturmuştur. sosyalizm zaten bombos bir ideolojiyken içine islami degerlerun girmesi ile, ay yazarken kontrgerilla mensubu oldum.
"Ve Allah, dört günde (dönemde) yeryüzünün üstünden demirlenmiş gemiler gibi dağlar yarattı, bu yeryüzünü mübarek ve bereketli kıldı. Ve arayıp soranlar için eşit olarak bütün gıdalarını onda takdir etti." (Fussilet 10)
Kendisinden rızık talep eden insanlar için allah verdiği bu rızkı insanlara eşit olarak takdir etti.
Çok açık değil mi? Sen güç kullanarak ortadakinin yüzde doksanını alıyorsun. Allah rızkı dilediğine verir diyorsun. Toprak benim diyorsun, fabrika benim, sermaye benim. Mülk allahındır ayetine de karşı gelerek. Sonra toplumsal sınıflar oluşuyor. Sen oluşturuyorsun. Oysa allah eşit takdir etti verdiğini.
aslında yeşil sosyalizm ilk olarak türkiyede çıkmış bile olabilir. kurtuluş savaşı sırasında kurulan birkaç cemiyetin islamcı sosyalist amaçlar güttüğünü biliyorum. isimlerini hatırlayamayacağım şimdi ama bunlar bmm ce yok edildiler diye hatırlıyorum. gerçi yine birkaçı gizli örgüt durumundaydı.
islami sosyalizm, islamiyetle sosyalizmin bağdaştırılma çabasıdır. islami sosyalizm, islamiyetin temel ilkelerinin sosyalizmle çelişmediğini, aksine kucaklaştığını iddia eder.
sosyalist hareket içinde bu akımın öncüsü, rusya tatar komünist lideri sultan galiyevdir. sultan galiyev, bolşevizmin müslümanlar tarafından benimsenmesi için farklı noktalarda yoğunlaşmasını savunur. dünya komünüizmi için müslümanların bolşevizme kazanılmasının zaruretini savunur. bu konuda lenin tarafından destek bulur. nitekim lenin de, alman komünistlerinin yenilmesi ile batı proletaryasının umulan desteğinden mahrum kalınca ve şiddetlenen iç savaş koşullarında doğu halkları üzerine geliştirdiği tezler galievle büyük ölçüde örtüşüyordu.
galiyev islami tandaslı görüşünü ulusal komünizm temeline yerleştirir. galiyev, batı proletaryasını özellikle 1. savaş koşullarında, kendi burjuvazisiyle işbirliği yaptığı tezinden hareketle, batı proletaryasının dünya komünizmine öncülük edemeyeceğini ileri sürer. ve aynı zamanda tatar toplumunun özgün koşullarını dikkate alarak, burada rusya ve diğer gelişmiş ülkelerden farklı, ulusal bir komünizmin kuruculuğuna öncülük etmiştir. temel hareket noktası, tatar ve diğer doğu toplumların ulusal ve dini değerlerinin emperyalizme karşı korunması, savunulmasıdır. galiyeve göre sosyalist devrimin başarısı ve doğuya doğru yayılarak genişlemesi, islami değerlerin savunulmasına bağlıdır.
islamiyete karşı, müslümanlara yönelik propaganda metotları adlı eserinde, islamiyetin gerici olduğu fikrini şiddetle reddetmekte, islamiyeti insan ve toplum ilişkisinde dengeleyici gören bir öğreti olarak savunmaktaydı.
aynı zamanda marksistlerin avrupa sınıf savaşından beklentisinin aksine doğuyu dikkate almış, bir manada türkçü toplumcu ideoloji gütmüştü.
leninin hastalanması ve stalin hakimiyeti galiyev ve yandaşlarının önünü kesmiştir. 1923te tutuklanmış, sovyet devrimine güçlü katkıları göz önüne alınarak serbest bırakılmıştı.
leninin ölümünden sonra kesin egemen olan stalin, bir çok muhalifini olduğu gibi galievide 28 ocak 1940 da tutulduğu lefortovo hapisanesinde kgb eliyle öldürtmüştür.
galievin ölümünden sonra, bir çok islam ve türk yoğun toplumlarda, sosyalizmden alakasını kesen, türkçü hareketler güçlenmişti. ve bu hareketler sovyetlerin dağılmasında etkili olmuşlardır. bu da tarihin ironisiydi bir bakıma.
islami kapitalizm olabiliyorsa, islami sosyalizm de olur. neden olmasın?
oysa islam sosyoekonomik sistemi ikisi arası bir şeydir. tam olarak şöyle tarif edilir: ferdi mülkiyet hakkına bağlı cemiyet semayedarlığı... yani, belirli sınırlar içinde hem ferdi mülkiyete hak tanınır, hem de sermaye gücünün topluma ait olması istenir. (bu anlamda reel sosyalizmden daha ileridir; çünkü orada hem ferdi mülkiyet yok, hem de toplum değil devlet sermayedarlığı sözkonusu.)
tabii bu dediğim de pratikte çok az geçerli olmuş; islami düşünceler içinde sadece büyük doğu'da (necip fazıl) görebileceğiniz bir şey...