batının "adlandırma" çılgınlığını empoze ettiği zavallı - şanssız ve fakir doğuluların da kabul ettiği tuhaf bir sosyalizm çeşidi. öncüsü vesairesi değil de, toplum refahına ve bireylerin ihtiyaçlarının karşılanmasını teşvik eden bir din olarak islam zaten sosyalisttir. ama bu bir alt kol değil, bizatihi kolun kendisidir.
islam'da sosyalizmle ilgili hiçbir şey olamaz. bir kere sosyalizm yoksulluk kader olamaz diyerek kadere ters tepiyor. sadece bu değil daha çok çelişki var. ikisi bir anda olursa ters mıknatıslanma olur.
sosyalizm ile komünizm aslında iç içe geçmiş kavramlar olmasına rağmen belli başlı farkları vardır. marx' a göre komünizm, sosyalizmin bir üst basamağıdır ve sosyalist bireyler ancak yeterli kültürel olgunluğa eriştiklerinde komünist olabilirler.
bu bağlamda bakarsak esasında sosyalizmin kapitalist düzenden değişim amaçlı bir ara basamak olduğu kanısına varabiliriz. ancak komünizm fikrini benimsemeyen insanlar sosyalizmdeki "orantılılık" ilkesiyle yetinebilirler. komünizm bütün sınıfların ortadan kalktığı, herkese eşit payda gelir dağılımının yapıldığı bir düzeni dikte ederken; sosyalizm herkese çalıştığının karşılığını vermektedir. toplumdaki gelir dağılımını daha orantılı şekilde dağıtmayı amaçlamaktadır. sözgelimi bir doktor ile polisin gelirleri farklı olacaktır ancak aralarındaki fark kabul edilebilir düzeyde kalacaktır. günümüzdeki dolar milyarderlerinin yerini dolar milyonerleri alacaktır.
bir başka açıdan yaklaşırsak "ya müslüman olacaksın ya laik" gibi cümlelere izin vermeyen bir yapısı vardır. komünizm gibi dini afyon olarak görmek gerekmemektedir. aksine bu düşünce tarzında "islami sosyalist" ibaresiyle sosyalist anlayışın islamdan yararlanılarak yönetileceği açıktır.
islamiyette olduğu gibi sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılacağı, zekat, fitre vb. yollarla halk içerisindeki gelir dağılımının adaletli bir hale getirileceği bir düzendir. islami hoşgörünün de uygulanmasıyla esasında tadından yenmeyecek bir görüş gibi durmaktadır. islamiyet sınırları içinde yaşayan gayri müslimlere de yeterli olanakları tanıyacağından eşitlik bu görüşün temellerinde yer alacaktır.
açıklama: yoksulluk kader değildir düşüncesi esasında islamiyetle çelişmemektedir. islamiyetteki rızık herkese verilmektedir. zekatın amacı bize fazla verileni komşumuzla paylaşmaktır. afrikada açlıktan ölen çocukların rızıkları milyardelerin ve esasında belki de bizlerin boğazından geçmektedir.
islami kapitalizm olabiliyorsa, islami sosyalizm de olur. neden olmasın?
oysa islam sosyoekonomik sistemi ikisi arası bir şeydir. tam olarak şöyle tarif edilir: ferdi mülkiyet hakkına bağlı cemiyet semayedarlığı... yani, belirli sınırlar içinde hem ferdi mülkiyete hak tanınır, hem de sermaye gücünün topluma ait olması istenir. (bu anlamda reel sosyalizmden daha ileridir; çünkü orada hem ferdi mülkiyet yok, hem de toplum değil devlet sermayedarlığı sözkonusu.)
tabii bu dediğim de pratikte çok az geçerli olmuş; islami düşünceler içinde sadece büyük doğu'da (necip fazıl) görebileceğiniz bir şey...
islami sosyalizm, islamiyetle sosyalizmin bağdaştırılma çabasıdır. islami sosyalizm, islamiyetin temel ilkelerinin sosyalizmle çelişmediğini, aksine kucaklaştığını iddia eder.
sosyalist hareket içinde bu akımın öncüsü, rusya tatar komünist lideri sultan galiyevdir. sultan galiyev, bolşevizmin müslümanlar tarafından benimsenmesi için farklı noktalarda yoğunlaşmasını savunur. dünya komünüizmi için müslümanların bolşevizme kazanılmasının zaruretini savunur. bu konuda lenin tarafından destek bulur. nitekim lenin de, alman komünistlerinin yenilmesi ile batı proletaryasının umulan desteğinden mahrum kalınca ve şiddetlenen iç savaş koşullarında doğu halkları üzerine geliştirdiği tezler galievle büyük ölçüde örtüşüyordu.
galiyev islami tandaslı görüşünü ulusal komünizm temeline yerleştirir. galiyev, batı proletaryasını özellikle 1. savaş koşullarında, kendi burjuvazisiyle işbirliği yaptığı tezinden hareketle, batı proletaryasının dünya komünizmine öncülük edemeyeceğini ileri sürer. ve aynı zamanda tatar toplumunun özgün koşullarını dikkate alarak, burada rusya ve diğer gelişmiş ülkelerden farklı, ulusal bir komünizmin kuruculuğuna öncülük etmiştir. temel hareket noktası, tatar ve diğer doğu toplumların ulusal ve dini değerlerinin emperyalizme karşı korunması, savunulmasıdır. galiyeve göre sosyalist devrimin başarısı ve doğuya doğru yayılarak genişlemesi, islami değerlerin savunulmasına bağlıdır.
islamiyete karşı, müslümanlara yönelik propaganda metotları adlı eserinde, islamiyetin gerici olduğu fikrini şiddetle reddetmekte, islamiyeti insan ve toplum ilişkisinde dengeleyici gören bir öğreti olarak savunmaktaydı.
aynı zamanda marksistlerin avrupa sınıf savaşından beklentisinin aksine doğuyu dikkate almış, bir manada türkçü toplumcu ideoloji gütmüştü.
leninin hastalanması ve stalin hakimiyeti galiyev ve yandaşlarının önünü kesmiştir. 1923te tutuklanmış, sovyet devrimine güçlü katkıları göz önüne alınarak serbest bırakılmıştı.
leninin ölümünden sonra kesin egemen olan stalin, bir çok muhalifini olduğu gibi galievide 28 ocak 1940 da tutulduğu lefortovo hapisanesinde kgb eliyle öldürtmüştür.
galievin ölümünden sonra, bir çok islam ve türk yoğun toplumlarda, sosyalizmden alakasını kesen, türkçü hareketler güçlenmişti. ve bu hareketler sovyetlerin dağılmasında etkili olmuşlardır. bu da tarihin ironisiydi bir bakıma.
aslında yeşil sosyalizm ilk olarak türkiyede çıkmış bile olabilir. kurtuluş savaşı sırasında kurulan birkaç cemiyetin islamcı sosyalist amaçlar güttüğünü biliyorum. isimlerini hatırlayamayacağım şimdi ama bunlar bmm ce yok edildiler diye hatırlıyorum. gerçi yine birkaçı gizli örgüt durumundaydı.
"Ve Allah, dört günde (dönemde) yeryüzünün üstünden demirlenmiş gemiler gibi dağlar yarattı, bu yeryüzünü mübarek ve bereketli kıldı. Ve arayıp soranlar için eşit olarak bütün gıdalarını onda takdir etti." (Fussilet 10)
Kendisinden rızık talep eden insanlar için allah verdiği bu rızkı insanlara eşit olarak takdir etti.
Çok açık değil mi? Sen güç kullanarak ortadakinin yüzde doksanını alıyorsun. Allah rızkı dilediğine verir diyorsun. Toprak benim diyorsun, fabrika benim, sermaye benim. Mülk allahındır ayetine de karşı gelerek. Sonra toplumsal sınıflar oluşuyor. Sen oluşturuyorsun. Oysa allah eşit takdir etti verdiğini.