islam ve bilim

entry48 galeri5 video1
    1.
  1. Peygamber'in amcasının oğlu, tefsir ve fıkıh ilimlerinde otorite kabul edilen ve en çok hadis rivayet edenler arasında yer alan sahabe ibn abbas'a kulak verirsek durum özetlenmiş olur sanırım.

    ibn abbas üstün astronomi bilgisini aktarıyor : size allah elçisinden işitmiş olduğum bir sözü aktarıyım:

    ''alah'ın elçisinden güneş ve ayın durumunu sordular. sorulara şu yanıtı verdi: kutlu ve yüce allah, tüm yaratıkları kusursuz olarak yarattı, nurundan iki güneş yarattı. birini güneş olarak bırakmaya karar verdi... cebrail'i gönderdi. cebrail o dönemde ikinci bir güneş durumunda bulunan ayın üzerinden kanadını 3 kez geçirdi ve böylece ayın kendi aydınlığını giderdi. bundan sonra ay ancak güneşten ışık yansıtır oldu... ayda görmekte olduğumuz çizgilere benzeyen karanlıklar bu gidermenin, cebrail'in kanatlarını sürerek ayı söndürdüğünün göstergesidir.

    allah bundan sonra güneş için arş nurunun aydınlığından bir araba yaptı. bu arabanın 360 kulpu vardı, bu kulplardan her birine bir meleği görevli kıldı. ay'a ve onun arabasına da 360 melek görevlendirdi. allah ay için de güneş için de göğün çevresinde doğacakları ve batacakları yerleri, batıda kara çamurdan 180 pınar yarattı ki, allah bunu kuranda anlatmaktadır. allah doğuda da 180 tane kara çamurlu pınarlar yarattı. pınarlar kaynarken kazan gibi kaynarlar. onun her gün ve gece batacak yeni yerleri var. bu pınarların baş tarafı batıdır. yazın doğacak yerleriyle batacak yerlerinin arası uzun, kışın daha kısadır.

    allah aynı zamanda göğün aşşağı katmanında bir deniz yarattı. bu deniz 3 fersahlık bir yeri kapsar. bu deniz her yanı sarılıp tutturulmuş bir dalga olup, allah'ın buyruğuyla gökte durur. allah'ın gökte tuttuğu bu denizden yere bir damla olsun su damlamaz, çünkü, genelde yeryüzündeki denizler durağan olmalarına karşın gökteki bu deniz atılmış ok çabukluğunda akar. bu dalga gökte batı ile doğu arasında uzatılmış bir ip gibi dosdoğru gider. güneş, ay ve gezegenler gökteki bu denizin dalgalarının derinlikleri içerisinde gidip gelirler. allah bu durumu kuran'da anlatmaktadır. felek denilen, arabanın gökteki denizin derin dalgaları içinde yürümesinden başka bir nen değildir. andolsun güneş bu denizin dışına çıkacak olursa yerdeki kayaları, taşları yakacaktır. eğer ay bu denizin dışına çıkacak olursa yeryüzünde yaşayanlar onun güzelliğine vurulur, allah'ı bırakıp aya taparlar.

    gezegenler de beş tane olup bunlar da güneş ve ay ile birlikte, onlar gibi gökteki o denizin içindendirler. yıldızlar ise kandillerin mescidlerde asılı durdukları gibi, göklerde asılı dururlar ve allah'ı kutsamak üzere gök ile birlikte dönerler. bu dönüp dolaşmaları onların allah'a ibadetleridir. güneş bataklığından doğduğu zaman arabasının kulplarını tutan melekler kanatlarını açarak allah'a ibadet ederler.

    allah bazen kullarını suçlarından döndürüp kendi yoluna çağırmak için uyarı mahiyetinde güneşi bindiği arabadan denizin dibine düşürür. bu sırada gün kararır, yıldızlar gözükür. bu güneşin bütünüyle tutulma durumudur. allah bundan daha küçük bir ibret göstermek istediğinde güneşin bir bölümünü düşürür arabadan ve bir bölüm parçaları arabada kalır. bu da küçük ölçüde tutulmadır. allah bu yolla güneşi ve ayı dener, kullarını korkutarak suçlarını bağışlaması için yalvarmaya çağırır.

    bu durum gerçekleşirken melekler ikiye bölünürler, bir bölümü güneşi arabaya, diğer bölümü arabayı güneşe çekerler. melekler güneşi arabasının üzerine koyduktan sonra, onu batıya doğru çekerler. onu batacağı balçığa getirdikten sonra güneşi oraya bırakırlar. böylece gün batmış olur.

    allah doğuda ve batıda bu bataklıkların yanında iki kent yaratmıştır. bu kentlerdeki halkın sayısının çokluğu ve seslerinin gürültüsü engel olmasaydı, yeryüzünde yaşayan herkes doğup ve battığı sırada güneşin bu balçığa düşmesinden çıkacak gürültüyü işitirlerdi. ''

    alimlerin o dönemler kuran'ı okuyup yorumlayarak çıkardıkları bilimsel sonuçların seviyesini anlamamızı sağlayan bu anlatıları günümüze aktaran taberi'nin milletler ve hükümdarlar tarihi adlı kitabıdır.

    taberi'nin 900 lü yıllarda yazdıklarının üzerinden 800 yıl geçtikten sonra, erzurumlu ibrahim hakkı'nın 1757 de yazmış olduğu marifetname adlı kitapta, bu görüşlerin kuran'a şeriata uygundur, dinimizce buna inanmak gereklidir denilerek savunulduğu görülmektedir.

    bu eserden küçük bir alıntı:

    '' buraya gelinceye kadar yazılanların hepsi din meselelerindendir, bu anlatılanların hepsine şüphe etmeden inanmak hepimiz için gereklidir, çünkü bunlar din meselelerinin ana esaslarıdır ve akli delillerle kıyas etmek (mantığa vurmak) doğru olmaz.

    bilime katkıda bulunan ünlü müslüman bilginlerinin (ibni rüşt, ibni sina, farabi gibi) keşiflerinin kendi halkı tarafından sindirelemediğini görmekteyiz tarih boyunca, oysa bu bilgileri kullanan dış milletler günümüz teknoloji ve bilimini de ellerinde bulundurmaktadırlar.
    1 ...
  2. 2.
  3. birbiriyle çelişen ve çoğu zaman da bu nedenden ötürü çatışabilen iki ayrı alandır...
    2 ...
  4. 3.
  5. kur'an da ve sünnette var olan her ayetin, hadisin, lafzın vs. altında bilimsel bir gerçek yatar. örnek vermek gerekirse; peygamberimiz yemeğe tuzla başlar tuzla bitirirmiş. araştırmalara göre, yemekten önce tuz almak, midedeki asidin salgılanmasına neden oluyormuş bu da yemeği yedikten sonra yemek dokunmuyormuş ve doyum hissi veriyormuş. Başka bir örnek, domuz eti yeme. domuzun içindeki bir madde kansere yol açıyormuş.

    bu sebeple islam ile bilim ayrılmazdır, bilim, allahın yarattığı maddeleri açıklamak için vardır. bilim batıdan bize gelmedi, bizden batıya gitti.

    (bkz: batıya baka baka batmak)
    0 ...
  6. 4.
  7. tafsilata girmeden yalnızca 2-3 söz nakletmek yeterli olacaktır bu husus hakkında:

    --spoiler--
    Nobel ödüllü ünlü Fransız fizikçi Pierre Cuire:

    "‘Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, bugün çoktan uzayda galaksiler arasında seyahat ediyorduk." demişti.

    (Doğuştan Günümüze Büyük islam Tarihi, Çağ yay. Cilt 4 )
    --spoiler--

    --spoiler--
    Duvarına ''ilim tahsil etmek, erkek ve kadın her müslümana farzdır'' hadisi yazılı olan Buhari 'deki medrese ile, Semerkand'daki medrese, bu cümledendir. Uluğ Bey tarafından yaptırılmış olan rasathane, büyük işler görmüştür... Astronomi cetveli ve yıldızların fihristi de, onun adına tanzim edilmiştir. Bu eser, orta zamandaki astronominin en son sözü ve ilmin teleskop icat edilinceye kadar erişmiş olduğu en son derecesidir. Uluğ Bey'in sarayındaki talebelerden biri de, Ali Kuşçu'dur.

    Prof. Dr. W. Barthold
    --spoiler--

    --spoiler--
    El-Vakidi öldüğü zaman, 600 sandık kitabı kaldı, bunların her biri, iki kişinin taşıyacağı kadar ağırdı.. Sahip ibn ibad gibi bilginlerin, tekmil Avrupa kütüphanelerinde bulunanların toplamı kadar kitapları vardı.

    Will Durant
    --spoiler--
    4 ...
  8. 5.
  9. "dünyayı isteyen ilime sarılsın, ahireti isteyen ilime sarılsın, hem dünyayı hem ahireti isteyen yine ilime sarılsın."
    hadis-i şerif
    3 ...
  10. 6.
  11. islam dini genel olarak yanlış anlaşıldığı için islamı kabul etmiş ülkelere bakarsak durum ortaya çıkar. islam ülkeleri bilimin çok çok uzağındadır çünkü herşeyi dinlerine aykırı görürler halbuki yok öyle birşey ama şu günümüz ortamında ikisi birden olmuyor maalesef.
    0 ...
  12. 7.
  13. ikisi günümüzde birbirinden çok uzak nedenini çözebilmiş değilim nerde doğru düzgün bi müslüman var ilime önem veren bir insandır ama yobaz insanların sayısı daha fazla ve de böylelilkle müslümanlın çağdışı gibi görünüyor oysaki bizim dinimiz ilime destek veren ve ilimin önemini ayetlerle defalarca açıklamıştır.
    0 ...
  14. 8.
  15. olmayan şey.

    kalkıp geçmişten örnek vermeyin müslüman sandığınız arap bilginlerin asıl dinlerini araştırın sonra kapak olamasın.
    1 ...
  16. 9.
  17. 10.
  18. sadece islam değil hiçbir din ile bilim yan yana gelmez zaten gelemez.
    0 ...
  19. 11.
  20. 12.
  21. islam ve bilim çok da güzel yan yana gelebilmektedir. hatta birbirlerini tamamlarlar. Kur'an okuyan birisi bilimle hiçbir zaman çelişmediğini gayet tabi görecektir.

    Merak eden arkadaşlara (bkz: Caner Taslaman)'ı araştırmalarını tavsiye ederim. Gerekli cevaplar bulunacaktır.
    1 ...
  22. 13.
  23. Zerre kadar rabıtaları olmayan tabirlerdir .
    0 ...
  24. 14.
  25. islam ile bilimin özellikleri arasında özde farklılık vardır. birisi sorgusuz akla dayanır, diğeri teslim olmuş akla yani inanca dayanır. bazı noktalarda bilim dinin de sorgulanmasını ve kabul edilmemesini içerebilir. aynı şekilde bazı noktalarda din de bilimin sorgulanmasını ve kabul edilmemesini içerebilir.
    0 ...
  26. 15.
  27. birbirine aynı kutuplardan yaklaştırılan iki mıknatıs gibidir.
    0 ...
  28. 16.
  29. islam ve bilim ayrılmaz bir bütündür. en basit bir şekilde kuranda gökyüzünün 7 kat halinde olduğunu söyler veya iki denizin birbirine karşımadığını söyler bunları 600 lü yıllarda allahtan başka kim bilebilirdiki ? allah ne diyor kuranda ben size akıl verdimki dünyadaki nimetlerimi bulabilesiniz faydalabilesiniz. insanoğlu tabiatı gereği aklını kullanan varlıktır fakat bilimi islamdan ayırınca ortaya sapılık girmeye başlıyor. bugün dünyadaki bilimin kaynağı islamdır bundan zerre kadar şüphemiz olamaz.
    0 ...
  30. 17.
  31. Günümüz Müslümanları Kuran’ın tanımını yaptığı bilgiye meraklı tektanrıcılar olmaktan uzak olsalar da, islam toplumlarında hala bilgi edinimine ve eğitime karşı büyük bir saygı mevcuttur. Ne yazık ki, Kuran’ın peygambere indirilmesinden birkaç yüz yıl sonra, mezhep öğretileri yüzünden, Kuran’da ısrarla vurgulanan eleştirel ve analitik bilgi edinme süreci sekteye uğramıştır. Ferisilerin Tevrat ve Zebur’a karşı yaptığı ihanetin benzerini, hadis anlatıcıları ve din adamları sınıfı da kendilerine Kuran’ı getiren Muhammed’in öğretilerine yaptılar. Kuran’ın teşvik ettiği rasyonel düşünmeyi ve bilimsel metodolojiye önem veren okullar bir zamanlar parantez içinde ölüm tarihlerini verdiğimiz büyük filozoflar ve bilim adamları yetiştirmişlerdi:

    Ibn Hayyan (815): Kimya;
    El-Harizmi (840): Cebir, astronomi,
    El-Kindi (873): Optik, matematik, fizik ve astronomi;
    Ibn Qurra (901): Matematik ve astronomi;
    Ibn Duraid (934): Filoloji;
    Ibn Sinan (946): Geometri, astronomi;
    Farabi (950): Felsefe ve Mantık,
    El-Nedim (998): Bibliyograf;
    Ibn Şal (1000): Matematikçi, optikçi;
    El-Zehrevi (1013): Cerrah;
    Ibn Sina (1037): Tıp ve Felsefe;
    Ebu-l iyz Otomasyon
    Ibn Heysem (1040): Fizik ve Optik;
    El-Biruni (1048): Coğrafya, matematik;
    El-Maverdi (1058): Siyaset bilimi ve sosyoloji;
    El-Zarqali (1087): Astronomi, matematik;
    El-Khayyam (1123): Matematik;
    El-Idrisi (1166): Coğrafya ve haritacılık;
    Ibn Ruşd (1198): Felsefe, mantık, matematik ve tıp;
    El-Jezeri (1206): Otomasyon, mekanik mühendislik;
    El-Nafis (1288): Tıp;
    El-Şatir (1375): Astronomi;
    Ibn Haldun (1395): Sosyoloji ve tarih felsefesi;
    Taqi el-Din (1585): Astronomi, mekanik mühendislik, ve optik.
    Ancak, dini dedikodu koleksiyonu olan hadis kitaplarının otoritesinin yükselmesi ve özellikle de Gazali’nin Sultan’ın desteğini de arkasına alarak filozofları şeytani ilan etmesi ve felsefeyi kınamasıyla, ikinci bin yılda eleştirel düşünmenin ölümüyle beraber islam medeniyetinin çöküşü hızlandı. Müslümanların nüfusu ve toprakları büyük ölçüde büyümesine rağmen, 12. yüz yıldan sonra Müslüman bilim adamları ve filozoflarının sayısı ve onların disiplinlere katkıları azalmaya başladı. Okullar, önceki kuşakların eserlerini ezberleyen ve yüceltilip putlaştırılmış isimlerin fikirlerini düşünmeden tekrarlayan papağanlar üretir oldular. Bir zamanlar islam medeniyetinin itici gücü olan felsefe bile Aristo ve Platon gibi büyük üstatların fikirlerinin ezberletildiği bir konuma düştü. Yani kritik düşünme faaliyeti olan felsefe bile rivayet ve hikâye haline dönüştürüldü.

    Kuran’ın ilk vahyinin, 96. suresinin ilk ayeti olduğuna inanılır:

    96:1 Yaratan Rabbinin ismiyle oku.
    96:2 O, insanı bir embriyodan yarattı.
    96:3 Oku, Rabbin En Cömert/Yüce olandır.
    96:4 Kalem yoluyla öğretti.
    96:5 insana bilmediklerini öğretti.

    Kuran’da, Müslümanları yani barış içinde Allah’a teslim olan Barışçıları, bilgi edinmeye, dogmaları sorgulamaya, din dâhil her konuda akıllarını kullanmaya teşvik eden sayısız ayet vardır. Kuran, körü körüne inanmayı, başka bir deyişle akla ve deneye dayanmayan kanıtlardan oluşan bir inancı şiddetle reddeder. işte size rasyonel bir sorgulama, bilgi ve kanıtların önemine vurgu yapan birkaç ayet:

    4:162 Ancak aralarındaki derin ilim sahipleri ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilene inanır. Namazı gözetir, zekatı verir, ALLAH’a ve ahiret gününe inanırlar; bunlara büyük bir ödül vereceğiz.

    10:100 Hiçbir kişi ALLAH’ın izni olmadan inanamaz ve O, akıllarını kullanmayanları rezilliğe mahkum eder.

    10:101 De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bir bakın! inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar kâr etmez.”

    12:111 Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir.

    17:36 Bilmediğin bir şeye inanıp ardına düşme, çünkü işitme, görme duyusu ve beyin, hepsi ondan sorumludur.

    22:54 Bu durum, aynı zamanda, kendilerine bilgi verilmiş olanların bunun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu anlamalarını sağlar. Böylece kalpleri onu benimser ve iman ederler. ALLAH, elbette, inananları doğru yola ulaştırır.

    29:20 De ki, “Yeryüzünü dolaşın ve yaratılışın nasıl başladığını görün.” Sonra, yine ALLAH (ahiretteki) son yaratılışı başlatacaktır. ALLAH’ın her şeye gücü yeter.

    34:46 De ki, “Size bir tek öğüdüm var: ALLAH için ikişer ikişer, yahut teker teker kalkın, sonra düşünün. Sizin arkadaşınızda bir delilik yoktur. O sadece, çetin bir cezadan önce sizi uyaran birisidir.”

    35:28 Aynı şekilde, insanlar, hayvanlar, çiftlik hayvanları da çeşitli renklerdedir. Bundan dolayıdır ki kulları arasında ALLAH’ı gereği gibi sayanlar bilim adamlarıdır. ALLAH Üstündür, Bağışlayandır.
    2 ...
  32. 18.
  33. işte yeni nesil islamcıların bilime yaklaşımı.

    "kafamızı kullanarak yapabileceğimiz en güzel şey onunla secde etmektir".

    Eee israil, bu şaşkın Müslüman ülkeleri parmağında oynatmasın da napsın?
    0 ...
  34. 19.
  35. Malezya'dan gelen en son buluş haberiyle çağ atlamış, yılların ötesine 23.yüzyıllara ulaşarak tüm batı bilim dünyasını ağzı açık bırakmıştır.

    Evet, "kadın onurunu koruyan pantolon" bu buluşun adı. Malezya'daki bir tekstil firması uğraşmış, didinmiş ve bunu bulmuş. Artık kadının onuru böylece koruma altına alındı; islam dünyasının bütün sorunlarına ışık tutacak bir kapı açılmış oldu.

    --spoiler--
    Malezya'da bir tekstil firması kadınların doğum yaparken genital bölgesinin doktor tarafından görünmesini engelleyen bir pantolon üretti.
    --spoiler--

    Ahahaha, ya Allahım sen bu Müslüman kullarını yarattın madem niye takip etmezsin?

    http://www.hurriyet.com.t...lebek/saglik/29386816.asp
    2 ...
  36. 20.
  37. 21.
  38. şu islamı bilimle aynı cümlede kullanmayın istirham ediyorum..
    2 ...
  39. 22.
  40. biri inanç biri kanıt üzerinden gider. birbirini yadsırlar ama rasyonel insan kanıtlar üzerinden ilerler. çünkü inanç dediğimiz olay zaten bilinmeyendir. kimse doğrusunu bildiği yalana inanmaz. ama doğrusunu veya yanlışını bilmediği yalana inanır veya inanmaz. yüzde 50 şans vardır.
    1 ...
  41. 23.
  42. tek kitaplı insandan korkarım.
    0 ...
  43. 24.
  44. Kuran-ı kerimin ilk ayetinin "oku" olması islamla bilimin ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor zaten ama hala bazıları bunu goremedi.
    6 ...
  45. 25.
  46. Size tek onerim islamiyeti bu uludag sozlukten ogrenmeye calismayin.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük