ishalden şehit olmak

entry1 galeri0
    1.
  1. ayıptır söylemesi, bi keresinde en yakın arkadaşım, benim 2 - 3 hafta süren kronik ishalim için ambulans çağırmıştı. artık yürüyemiyordum zira. telefonda "neyi var?" diye soran kadına utanmadan "ishal." demişti. tabii kendini gülmemek için zor tutuyordu. uzun süre içinde büyüttüğü kahkahasını tutabilmesine rağmen artık dayanamayıp "pıfhs" diye bir ufak gülünce karşı taraf dalga geçtiğimizi düşünüp "beyefendi arkadaşınız yürüyerek gelsin." demişti. arkadaşım da "hanımefendi, arkadaşım yürüyemiyor." demişti. öyle deyince biz artık hepten koyverip çıldırırcasına kahkaha atmıştık. ayıptır söylemesi gülerken bir iki posta daha altıma sıçmıştım ama ne kahkahamı ne de bokumu tutabiliyordum artık, allah affetsin. cidden çok değişik bir ishaldi ama bu, yemin ediyorum. halsizlik yaptıydı, dizimde derman kalmadıydı, zayıfladıydım, öyle bir ishal. karın ağrısı, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi vesaire de eşlik ediyor ki sonradan öğrendiğim kadarıyla bunlar kronik ishalin belirtileriymiş meğer. ishalden sonra beni görenler "olm oha n'aptın çok zayıflamışsın lan!" falan diyor, küçük çaplı bir şok geçiriyordu. öyle bir ishal. iç organlarımdan birini sıçmış bile olabilirim yani. ben bu ishal yüzünden 2 - 3 hafta kadar okula gidemedim(üniversite).
    bir dersten devamsızlıktan kaldım. hocanın odasına gidip "hocam ishaldim ondan gelemedim, rapor da vermediler." diyerek ağladım. gerçekten ağladım, sıfır şaka. (gene bıraktı gerçi.) benim ağlarken "yo hocom valla işhal yüjünden ama yaaa ühühüü" dememe hoca kendini gülmemek için zor tutuyordu ama delikanlı adammış, gülmedi, helal olsun. sakinleştirdi. "diğer arkadaşlarına haksızlık olur" falan dedi, uzun uzun konuştu, beni ikna edip gönderdi. ben odadan çıkarken yanına profesör arkadaşı giriyordu. ağladığımı görmesin diye yüzümü çevirip içimi çekerken "ben çıkayım hocam." dedim. bunu derken sesim yine istemeden ağlamaklı çıkmıştı. gözyaşlarımı sildim. sonra okul tuvaletine gidip biraz da sıçarken ağlamaya devam ettim. sıçarken "senin allah belanı versin bok gibi! hepsi senin yüzünden, al işte mutlu musun şimdi salak bok!" diyerek çıkan bokumun gözlerine bakıp bokuma kızdım, ona trip attım, küstüm, içerledim, ağladım. her sıçışta ve "culup" sesinde lanet ediyordum kendisine. işimi bitirip, ellerimi yıkayıp, kızaran gözlerime aynada baktıktan sonra hocanın odasının önünden tekrar geçerken içeriden gelen kahkaha seslerini duydum. moralim tekrar bozuldu. okuldan sonra bi posta daha ağladım, böyle tek başıma bilmediğim sokaklarda, sahilde falan yürüdüm. böyle sanki sevgilimden ayrılmışım gibi uzun uzun boşluğa baktım, denize taş attım falan. derde bak aq puhahah. gözümde de simsiyah bi gözlük var, saçma sapan. ismini vermek istemeyen izleyici gibi bi gizemli haller. sanırsın gözündeki morluğu saklıyor. sorsalar "derdin ne kardeş?" diye, büyük rezillik. * ) kafama bir kese kağıdı geçirip aynı böyle anlatacam utanmasam. (videoyu izleyin)

    bi de bunlar yetmezmiş gibi arkadaş da sağ olsun ben yokken beni soran herkese "o ishal, ondan gelemiyo." diye söylemiş. bütün okulun da beni merak edeceği tutmuş anasını satayım. okula gittiğimde her gören yüzüme bakıp önce ufak, imalı gülücükler bırakıyor sonra da kendini tutamayıp kahkahayı patlatıyordu. deli dehşet kavga ederek ayrıldığım eski sevgilim bile bana bakıp bakıp kahkaha atıyordu. ben de bir masada başıma toplanmış meraklı kalabalığa "nasıl altıma sıçtım?" temalı hikâyelerimi anlatıyor, "olum gülmeyin ishalden ölen varmış lan vallaha, 'ishalden ölen şehittir' diye hadis-i şerif bile varmış. şimdi bu ishal dedikleri akut ve kronik olarak ikiye ayrılıyormuş. yoğun ishalde kaybedilen sıvı ve elektrolit..." falan diye konuyu dinî, tıbbî vs olarak derinlemesine açıyor, fakat bu konudaki gereksiz uzmanlığımla daha da fazla kahkahalara sebep oluyordum. "şehit mi jsjahahdhh ahahah puhahah..." diye kopuyordu etrafımdakiler.

    "2 hafta ishal mi olunur amk jsjajah" diye kopan arkadaşlarıma, bana elinden geldiğince refakat eden ve evime sık sık uğrayan yakın arkadaşım "sen ne diyosun ambulans bile çağırdık aq jshahah" diyor, daha da kopuyorlardı. ne yalan söyleyeyeyim ben de kopuyordum düşününce.

    sonuçta bir insan ishal hakkında gerek dinî gerek tıbbî niye bu kadar çok şey bilir aq? ayrıca hakkaten ishal için ambulans çağırmak nedir ya? dersten neden kaldın? ishalden. düşündüğünde hepsi komik yani. hayır, alttan alıyorsun dersi. seneye, düşünsene hocanın gözünde "ishalden kalan çocuk"sun. "hocam hatırlarsınız ben ishalden kalmıştım beş puan verirseniz geçiyorum" falan da yazarız sınav kağıdına bari. travma lan. ama ben n'apiyim! rektumuma zeytinyağı sürmüşlerdi sanki. gıcırdayan kapı gibi... bütün haftam ishal hakkında ne var ne yoksa okuyup araştırmakla ve bol bol sıçmakla geçmişti. her şeyi okumuştum göt kokusuna. yalnız korkusuna değil "kokusuna", dikkat! zira o kadar çok sıçmıştım ki koku götümde yer etmişti artık. her neyse daha fazla iğrençleşmek istemiyorum. ayyrıcaaa ambulans hanıma o konuda ben de çok kırgınım. ya ölseydim? ya şehit düşseydim! televizyonlarda, ana haber bültenlerinde konuşulsaydım! "yürek yakan şehit haberi" diye alt yazılarda adım geçseydi! soruyorum size ey yetkililer! mutlu olur muydunuz he? gözlerimin içine bakın ve cevap verin bana:(
    yürüyemiyordum ulan insafsızlar hiç mi acımadınız bana. beni dersten bırakanlar, ambulans göndermeyenler, utanın be utanın! özür dileyeceksiniz! bütün yalnız ve çaresiz götler adına benden, 70 milyondan özür dileyeceksiniz! bu utanç tablosudur. başka da söyleyecek sözüm yoktur! "hıh" diyorum burdan hepinize. hıh!.. (rica ediyorum gülmeyin. trip atıyorum burada! ciddiyet biraz.)

    yalnız cidden ishalden ölüp şehit olduğumu düşünsenize shsh. öteki tarafta toplanmışız böyle bütün şehitler. sınavdan sonra "sen şu soruyu naptın?" diye birbirine soran, "o soru şey olacaktı ya..." falan diye konuşan salak, gerzek (boktan demek istemiyorum) arkadaş grubu gibi kendi aramızda konuşuyoruz, şehitlik sebeplerimizi soruyoruz birbirimize falan.

    - senin neyden?
    - 1876 93 harbindeydim ben, tuna'nın kuzeyindeyken.....
    - senin hocam?
    - ben yanarak...
    - sen?
    - ishal hocam benimki.
    ortamdakiler de bıyık altından gülüyor, beni bi dışlıyorlar falan... yeni gelenlere "şu çocuk var ya ishalden şehit olmuş jsjs, sus sus ayıp ama gülme ahahah" diye fısıldayarak dedikodumu yapanlar... tv'de alt yazıyla "bursa'ya ateş düştü, şehidimiz var türkiye!" diye geçiyorlar ama sebep ishal. böyle bi ciddiye de alamıyorlar, şok oluyor insanlar. cenazede böyle bi üzülmeye, ağlamaya çalışıyorlar ama gülmemek için de zor tutuyorlar kendilerini. insanlık için de zor bi durum. şehadetimin sene-i devriyesinde beni anıyorlar, arkadaşlarım çelenk bırakıyorlar. inanılmaz ciddi bir ortamda biri kendini tutamayıp yanlışlıkla "hmffs" diye gülünce herkes "hahahahaha" diye kahkaha atıyor falan.

    jshhaahah pü amk vizyonsuz şehit. tam bana layık olurdu zaten bu da!.. vizyonuna sokiyim, şehit olacaksan da bi değsin dimi!

    bu arada ishal hakkında bir yazı:

    https://www.google.com/am...durucu-olabiliyor-2020385

    olum ambulans çağırmamız yerinde bir karar bile sayılırmış aslında baktığında. "yani şimdi tabii baktığında öyle ama şimdi bi de şu açıdan bakmak lazım" diye itiraz eden çıkar kesin şimdi.:)))

    bilgilendirme: hastaneye arkadaşın omzuna yaslanarak ve 15 dakikalık yolu yaklaşık 45 dakikada seke seke yürüyerek gittik. (tuvalet molalarıyla beraber:swh)
    serum verdilerdi. canım arkadaşım benim bütün kahrımı çektiydi. bi de keşke bölümdeki hocalar dahil herkese ishal olduğumu söylemeyeymiş iyi olacakmış ama neyse. azıcık hıyar işte, n'apalım.

    ayrıca bahsi geçen hadisin kaynağı:
    görsel

    neyse bu konuda bi şey söylemek istemiyorum şu an, yorumsuz. :d
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük