sansüre, devlet baskısına rağmen orijinal filmlere sahip bağımsız milli sinema. çok kaliteli yönetmenler, doğal oyunculuklar ve genelde gerçek hikayeler üzerine kuruludur. kadın yönetmenler dikkat çeker ve çok başarılıdırlar. türk sinemasına göre kısıtlı imkanlara sahiptirler ancak çok daha kaliteli işler yaparlar. buddha collapsed out of shame izleyin, inanın daha iyi bir insan olacaksınız. http://www.imdb.com/title/tt1094627/
bize cahilliğimizi gösteren sinemadır.iranda radikal islam vardır okey , şia vardır oda okey.ama milyon yıllık pers fars artık her ne adsa verdiğimiz bizim bu medeniyet kökleri sağlam bir medeniyettir.sanatı dili herşeyiyle özgündür.iranlıların hiç bişeyini sevmesen bile özgünlüğünü sanata olan düşkünlüklerini ve kültürel olarak bizim insanımızdan daha bilgili olduklarını görmezden gelemezsin.tahranda çevir sokaktan herhangi birini barok dönem hakkında sohbet et okadardır yani.adamlarda bu gelenek haline gelmiş hiç bir konuda kimseden aşağıya kalmama olayı.bilenler bilir tarihtede osmanlıyıda iskenderide en çok zorlayan millet onlardır.hayran olmamak elde değildir.çünkü sanayileride sanatlarıda kültürleride kendilerine ait bir toplumdur.ama ülkemizde arabistanla malezyayla burayı karıştırırlar ama iran islam ülkelerinin kendi ayağı üstünde duran tek ülkesidir.
türk filmlerinin çok çok üzerinde yapımlar çıkmaktadır bu ülkeden. bizimkiler de beğenmiyor kodumun iranlısı ne anlar filmden diyoruz. gerçekler acıdır sayın yönetmenler. adamların filmleri basit olabilir ama çok vurucu..
bizimkiler sansür var diye ağlaşırken adamlarda sansürün daniskası olmasına rağmen üst düzey yapımlar çıkarıyorlar. geçen "mayıs sıkıntısı" adlı saçmalığı şöyle bir izleyeyim dedim tv'de yayımlanıyormuş diye 15 dakika zor tahammül ettim.
sanat filmi diye sunduklarımızı bile yapımcı ve yönetmenlerin sızdırdığı "bilmem kimin sevişme sahnesi" "bilmem kim nasıl soyundu" düzeyinde tutuyorsak yemişim sanatını.
asghar farhadi, ali vazirian, abbas kiyarüstemi ve mecid mecidi'nin harikalar yarattığı, her karesi fotoğraf gibi olan, metaforlarla dolu sinema.
zannımca en güzel filmleri:
cennetin rengi
serçelerin şarkısı
baran
zeytin ağaçları altında
allah yakındır
bir ayrılık
güzel şehir
geçmiş
iyidir, hoştur. ancak dram haricinde neredeyse hiç iyi film üretememektedir. tıpkı türk sineması gibi. bakın bizim şarkılarımızın bu coğrafyanın şarkılarının bile drama, melankoliye hizmet edeni rağbet görüyor, özümseniyor.
neden?
çünkü bu coğrafyanın insanı drama mahkum edilmiş. bir dramı hayat diye yaşıyor. melankoliden ve ruhuna acı çektirmekten zevk alıyor. hak ettiğinden daha azı ile yetinmeyi, mutsuzluğundan haz duymayı öğretmişler tıpkı bir sirk hayvanı gibi bu coğrafyanın insanına.
çok aşırı derecede acıklı olmasa idi belki sevebilirdim.
lakin ben acıklı filmlerden nefret ederim. yani tabi ki nefret etmem ama tek yani major melodram olan filmlerden.
yoksa her filmde acıklı şeyler illa ki olacak. benim rahatsız olduğum dram yapmak için acındırmak için yapılmış dram. yani iran sineması böyledir demiyorum. adamlar haklı.
.
oncelikle bu sinemanın filmlerini izlemek istiyorsanız büyük bir sabra sahip olmanız lazım.
sonrasında sizi alice harikalar diyarından çok daha fazla şey bekler.
...
öyle aşklar sunar ki size günlerce etkisinden kurtulamazsiniz hemde bunu hayali tasvirlerle göstermez. gerçek aşkın gerçek dünyadan nasıl kopamadigini nasıl onunla harmanlandigini gösterir bize.
bu sinemada işlenen aşklar kelime bulma zahmetine de girmez mesela . bir bakışla herseyi birbirlerine anlatırlar bize anlattıkları gibi.
hani vardı ya selvi boylum al yazmalı'mın bakislariyla aşkını sere serpe bize gösteren asyasi. iran sinemasinin asyasidir heiran, latif, hüseyin'lerde.
...
"sen gidiyorsun, tozlar içinde kayboluyorsun.
ben sözümden çıkmadım, sen de sözünden çıkma.
bu defa öyle döndün ki sonsuza kadar birlikte olacağız.
şimdi ne zaman bir yağmur yağsa çiçekli başörtümü örtüyorum.
kırmızı yeleğim ve o çiçekler ki sen benim için getirmiştin.
bisikletin önünde sen oturuyorsun, arkasında ben...
bisiklet ilerledikçe o eski günlere geri dönüyorum."
About elly, yakın plan, satici kirazın tadı,bir ayrılık, taksi, ofsayt, inek, arkadaşımın evi nerde, bisikletçi yüzlerce filmini severek izlediğim gibime oldu artik.eger izlenecek de bu filmler altyazılı izlenirse daha çok zevk alır Farsça in ahengine hayran kalır bir çok kelimenin Türkçeye Burdan geçtiğini gorursunuz.
Dramı en iyi beceren ülkelerden biri bence. En sevdiğim yönetmen de Majid Majidi'dir. Tabi size ne bundan da belki başlangıç yapacaklar bu yönetmenle başlayabilir diye yardımcı olmak istedim. Evet.
(bkz: mecid mecidi)