Ilk sezonun konsepti ne kadar güzelse,
Ikinci sezonun basitliği o kadar çöp.
Dizi ilk sezonda uçakta geçiyordu, insanlar karanlıktan kaçıp hep güneşin doğmadığı bölgelere yetişmeye uğraşıyordu.
ikinci sezonu ise bildiğin the walking dead tarzı. işte dünyanın sonu gelmiş, o kurtulan 1%lik kesim ise birbirileriyle sidik ve ego kavgalarına giriyor fifi füfü felan. Sarmıyor. Güneş ölüm getiriyormuş felan, sikleyen yok Artık, çünkü vay canına gündüz olduğunda ver kendini yer altına, geceleri salın kendinizi dışarıya. Walking dead‘de de kimse o zombileri siklemiyordu. Çocuklar zombilerle oyunuyorlardı. O gibi birşey olmuş Burdada.
Güzelim distopik konuyu mahvettiniz.
Yapacağınız diziye sokim. Walking deadden bile daha sıkıcı.
ikinci sezonun 2. Bölümün ortasında bıraktım.
Jason George'un Polonyalı yazar Jacek Dukaj'ın bilimkurgu romanı The Old Axolotl'dan esinlenerek oluşturduğu Belçikalı kıyamet sonrası bilimkurgu dram dizisidir. Dizi, ilk sezonu ile 1 Mayıs 2020'de Netflix'te gösterime girmiştir. Yapım aynı zamanda Netflix'in ilk Belçika orijinal serisidir. Dizi 2. sezon onayını Temmuz 2020 tarihinde almıştır.
Dünyada her şey yolunda giderken bir anda Güneş öldürücü bir hal alır. Bunu fark eden italyan NATO askeri Brüksel'e giden bir uçağa yönelir. Asker uçağa silahı ile birlikte girer ve uçağı kaçırıp erken kalkış talep eder. Dizi başında kaçırma nedenini sadece pilot bilirken ilerleyen zamanlarda insanlar Güneş'in öldürücü etkisini internet vasıtası ile fark eder. Dizi uçağın içerisindeki insanların etrafında geçiyor.
ikinci sezonunda ise kurtulan insanların askeri bir komuta altında bulunan sığınakta geçirdiği zamanı anlatmaktadır. Bu süre içerisinde yiyecekleri kısıtlı olan ve sürekli olarak siyasi çatışmalara giren kurtulanlar en sonunda birbirleri ile anlaşmazlık yaşayıp büyük bir kargaşaya yol açacaklardır. Son bölümünde ise Türk oyuncu olan Kıvanç Tatlıtuğ sürprizi ile araştırmacı bir Türk grubun dahil olduğu durum ile sezon finali yapılmıştır.
bana aşırı şişirilmiş dizi olan squid game'den daha fazla merak uyandıran netflix dizisidir. çerezlik dizi tabirinin aksine, kısa soluklu dizi desek daha doğru olur. çünkü bölümler cidden çok kısa. fakat her şey öz anlatılmış, ve seyirciyi asla sıkmıyor. en azından gece boyunca diziyi bitiren biri olarak söylüyorum bunları.
oyuncu kadrosunda bir türk olmasının yanı sıra, diğer ülkelerden de toplama yapılmış dizidir. işte ingiliz'i, rus'u, kongo'lusu ne ararsanız var dizide. türk karakterimiz (bkz: mehmet kurtuluş) dizide ki adı ayaz. çok başarılı bir iş çıkarmış, ve dizinin senaryosuna da cuk diye oturmuş. senaryoda türkiye'ye ve türk'lere dair bir çok ince detay mevcut.
konusu enteresan. bir çeşit doğa olayının sebebiyet verdiği, güneş ışınlarının gündüz vakitleri içerisinde sebepsizce insanların ölmesine sebebiyet vermesi konu alınıyor. bir çeşit radyasyon da olabilir, ya da esrarengiz bir doğa tepkimesi. dizide tam olarak belirtilmiyor, daha çok oyuncuların hayatta kalma mücadelelerine değiniyor.
moskova'ya inecek bir uçağın kalkmasıyla birlikte, bir anda uzun namlulu silahla italyan askeri uçağı rehin alır. rehin
almasının sebebi uçağı kaçırmak değil, yakın zamanda yolcuların güneş ışığından ölmelerini engellemek oluyor. ilk ters köşeyi burada yiyorsunuz zaten. uçak kaçırılacak derken, bir anda bambaşka olaylara bürünmeye başlıyor dizi. uçağın rehin alınmasıyla birlikte ana pilot uçağı bir anda terkeder, ve yolcular uçakta yardımcı pilot ile yapayalnız kalırlar. telsiz bozuktur, ve kalkış izni bile alınamadan uçak kalkmak zorunda kalır. bundan sonra da zaten aksiyon dolu olaylar, dakikalar sizleri bekliyor, ve hayatta kalma mücadelelerine kaptırıveriyorsunuz kendinizi.
uçaklar hakkında neredeyse hiç teknik bilgiye sahip olmamam nedeniyle, havacılık hakkında olan mantık hatalarını ne yazık ki tespit edemedim. etmeniz de pek gerekmiyor, belki de bir süre sonra etmeye bile çalışmazsınız zaten.
neyse daha fazla ıvır zıvıra gerek yok. tek solukta tüm 2 sezonu bir gecede bitirdiğim dizi, benim için sağlam yapımlar arasındadır.
ilk sezon itibariyle avrupalıların türklerden nefret ettiğini ve benim bu diziyi neden izlediğimi sorguladığım anlar oldu. mehmet kurtuluş italyan nato komutanını ile kavga ederken vur oğlum diye içimden desteklemedim değil.
2.sezondan bildiriyorum, gelmeyin.
ilk sezon bitince kapatın gitsin.
koskoca nato'nun güvenlik üssüne, barınağına bak anasını satayım.
2+1 yeraltı dairesi. sadece 5-6 asker var, 2 delege var.
tüm bilimsel çalışmaları ve yemek işlerini gelen 5-6 kişilik sivil grubu hallediyor.
böyle saçmalık mı olur?
ayrıca insanlığın kaderini etkileyecek bir durumda, yarın ne olacak belirsiz.
vay beni duygusuz mu sandın, orada bir anneyle oğlunu ölüme mi terk edeceğiz şeklinde acıtasyonlar..
daha önce yolcu uçağı kabini görmemiş bir helikopter pilotunun teknisyen ile birlikte youtube'dan buenos aires'e uçak indirme videosu izleyerek brüksel'e uçak indirmeye çalıştığı dizi.
kaçırılan bir uçakla başlayan netflix dizisi.
nereye gidiyoruz? batıya, karanlığa.
Dünyada her şey yolunda giderken bir anda Güneş öldürücü bir hal alır. Bunu fark eden italyan NATO askeri Brüksel'e giden bir uçağa yönelir. Asker uçağa silahı ile birlikte girer ve uçağı kaçırıp erken kalkış talep eder. Dizi başında kaçırma nedenini sadece pilot bilirken ilerleyen zamanlarda insanlar Güneş'in öldürücü etkisini internet vasıtası ile fark eder. Dizi uçağın içerisindeki insanların etrafında geçiyor.
netflix dizilerinden bir tanesi. konusu gerçekten güzel senaryo da güzel akıcı bir dizi ama biraz daha ayrıntılı işlenebilirdi sanırım ayrıntıyı da bir sonraki sezonda göreceğiz. izleyin lan işte zaten kısa güzel dizi.
Sözlükte bu kadar az entry girilmesine şaşırmış olduğum harika netflix dizisidir.
Uçaklarla ilgili pek fazla teknik bilgim olmadığı için mantık hataları gözüme batmadı, diziyi bir gecede bitirdim gerçekten çok sürükleyici ve akıcı.
Türk karakteri gerçekten başarılı kurgulanmış, mehmet kurtuluş ise çok iyi bi performans sergilemiş. Netflix in uzun bi aradan sonra eşcinsel olmayan bi dizisi oldu şaşırdım biraz. Gerilim ve merak dozu tatmin edici seviyede yüksekti.
Karantina günlerinde kesinlikle izlenmeli.
Bir kaç tutarsız olay dışında beğenerek bitirdiğim netflix dizisi. Öncelikle Her milletten ayrı ayrı karakterlerin olması ve bu karakterlerin de neredeyse her birinin kirli bir geçmişi olması insanı hikayeye daha fazla çekiyor. Fakat bu kirli geçmişlerin ortaya çıktığı sahneler ve dizinin final sahneleri çok özensiz olmuş. Yani doğrudan tabletten çıkarıp "aaa şunun şöyle böyle kötü geçmiş var hadi dikkat edelim bu kişiye" denileceğine soru-cevap tarzı şeklinde yaparak karakterleri köşeye sıkışmış görmek daha iyi olurdu bence.
Ayrıca çok ince detay olmasa da şöyle güzel bir şey var:
Dizideki bir karakterin ulusu-milleti ne kadar avrupalı'ysa kendisinin de o kadar kötü olması güzeldi bence. Yani 3 ingiliz askerin işlediği suçlar, psikopat italyan-nato askerinin karakterlere çektirdikleriyle faslı osman'ın saflığı veya tüptürkiyee ayaz'ın diğerlerinin canını kendisinden daha fazla önemsemesi bir değil(özellikle kendisini ölüme terkeden italya'nın ölüme terketmemesi).
Tabi bu dediklerim her karakter için geçerli değil. Biraz genelleme oldu benimkisi siz de kusura bakmayın yani n'apayım aq en fazla bu kadar analiz kasıyoruz..
the cloverfield paradoxa baya benziyor aslında dizi. Yine kısmen mahsur kalmış bir mürettabat ve hayatta kalma mücadelesi. Fakat daha iyi hali tabi ki bu filmden.
Son olarak herkes kemalist bozkurt tc.ayaz'a ayak uyduracak o kadar!
Pis arap diyince türk karakter pis türk diyecektinnherhalde şeklinde düzeltince bir hoş olduğum dizi.
Lakin mantık hataları da yok değil. (Etenşın spoylır içeren yer geliyor)Örneğin adım attığın yer ceset ama uçakta öleni gömme peşindesin. Merasimle. Lan kısıtlı zamanın var neyin artistliği bu.
*oyunculuklar biraz sığ kalmış evet, muhtemelen uçak-uçuş ile ilgili sırasız, sınırsız mantık hataları yapılmıştır evet ama senaryonun ip gibi uygun dizilişi, her karakterle ilgili derinlik oluşturulmaya çalışılması ve bölümlerin heyecan uyandırması bu diziyi izlenesi kılıyor. Hele ki o uçağın her inişi ciddi manada kalp sıkışması yaşattı bana.
Ve değinmeden geçemeyeceğim yeteri dozda Müslümanlık ve milliyetçilik aşılanmış bir Türk karakter -ayaz- var ki tüm handikaplarına rağmen her bölümde işte biz buyuz dedirtiyor. -as bayrakları as.
Yalnızca ikinci sezonda ne olacak, hikaye nasıl devam edecek aynı hissi uyandıracak mı bilemiyorum..
Netflix'in ilk sezonunu yayınladığı bir dizi. Çok güzel bir izleyişte biten cinsten; spoiler vermeden belirteyim türk ve nato ilişkilerini ve türk insanının karakteri ve merhametini yabancıların bu kadar iyi yansıtması beni duygulandırdı. Filmin konusu güneş nerede doğarsa o bölgede tüm insanlar saniyesinde ölüyor ve bu elemanlar sürekli batıya giderek kurtulmaya çalışıyorlar. (uçakla)
Netflix'in Belçika yapımı ilk dizisi Into the Night 1 Mayıs'ta başlıyor. Yayın tarihi yeni tanıtımıyla duyuruldu.
Güneşle bağlantılı ani bir olay sonrası güneş yoluna çıkan her şeyi öldürmeye başlıyor. Dizide Brüksel'den batıya doğru gece uçuşu yapmaya hazırlanan bir grup "şanslı" yolcunun ve ekibin başından geçenler anlatılacak.
Into the Night'ın kadrosunda Pauline Etienne, Laurent Capelluto, Nabil Mallat, Mehmet Kurtuluş, Stéfano Cassetti, Jan Bijvoet, Astrid Whettnall, Vincent Londez, Regina Bikkinina, Alba Gaïa Bellugi, Babetida Sadjo ve Ksawery Szlenkier yer alıyor. Sezonu 6 bölüm sürecek dizinin senaryosunu Jason George (The Protector, Narcos) kaleme aldı ve showrunner olarak da görev aldı. Bölümleri Inti Calfat ve Dirk Verheye (Over Water) yönetti. Yapımını Entre Chien et Loup üstlendi.
Mehmet Kurtuluş dizide "Ayaz" karakterini canlandıracak. Kurtuluş ve Jason George'la daha önce Hakan Muhafız'da (The Protector) da birlikte çalıştı.
Netflix'in Belçika yapımı ilk dizisi Into the Night'ın tanıtımı yayınlandı.
Sezonu 6 bölüm sürecek Into the Night'ın senaryosunu Jason George (The Protector, Narcos) kaleme aldı ve showrunner olarak da görev aldı. Bölümleri Inti Calfat ve Dirk Verheye (Over Water) yönetti. Yapımcılığı Entre Chien et Loup üstlendi.
Güneşle bağlantılı ani bir olay sonrası güneş yoluna çıkan her şeyi öldürmeye başlıyor. Dizide Brüksel'den batıya doğru gece uçuşu yapmaya hazırlanan bir grup "şanslı" yolcunun ve ekibin başından geçenler anlatılacak.
Into the Night'ın kadrosunda Pauline Etienne, Laurent Capelluto, Nabil Mallat, Mehmet Kurtuluş, Stéfano Cassetti, Jan Bijvoet, Astrid Whettnall, Vincent Londez, Regina Bikkinina, Alba Gaïa Bellugi, Babetida Sadjo ve Ksawery Szlenkier yer alıyor.
Mehmet Kurtuluş projede "Ayaz" karakterini canlandıracak. Kurtuluş ve Jason George'la daha önce Hakan Muhafız'da (The Protector) da birlikte çalıştı. Into the Night bu yıl içinde ekranda olacak.
çok sevdiğim benny mardones parçasıdır kendileri. geceleri o sessizlikte bu şarkının ritmi harika gider.
It's like having a dream
Where nobody has a heart
It's like having it all
And watching it fall apart
And I would wait till the end of time for you
And do it again, it's true
I can't measure my love
There's nothing to compare it to
But I want you to know