normaldir. her insanın başına gelebilir. önemli olan bu beladan nasıl kurtulacağını düşünmek. kötü değil, iyi düşünmek. insanın başına ne gelirse gelsin ölüm her şeyden daha kötüdür. çünkü bu yaşama hakkı bize malesef bir daha verilmeyecek. bir kere geliyoruz dünyaya. değil mi?
Doğduk büyüdük, büyük hayallerle büyüdük. Herbirimiz kendisini ileride çok iyi yerlerde gördü ve hepimiz diğerlerinden daha iyi değil miydik zaten? Hepimiz özel değil miydik? Yaş ilerledikçe farkına vardık, en azından bir kısmımız, hayatımız boyunca sabah 9 akşam 5.30 çalışacağız ve sahip olabileceklerimiz çoktan belli. Fakirin fakir zenginin zengin kalmasını sağlayan ve bunu amaçlarken iki gurubu da istekleride doyuma hiçbir zaman ulaştırmayan bir sistem var. Etrafımız istemediği işleri yapan, sürekli mutsuz, hayatında amacı olmayan beyaz yakalılarla dolu. Beyaz yakalı derken küçümseme vs değil ben de dahil çoğumuzu içeriyor bu gurup. Kendimize özgü bir amacımız yok çoğumuzun. Bilgi çağınının bayık bakışlı dalgın insanlarıyız. Bu dalgınlığımızda aklımızım ucundan geçen intihar düşüncesinin haklılığı yok mu hiç?
dünya lan işte dünya
bu kadar
sevgiler sahteymiş insanlar sahteymiş ee zaten öyle.
Hani nerde bi tane kusursuz bi tane dürüst insan? yok.
kesiceksin beklentiyi o zaman başka çaren var mı. imtihan için geldiğin dünyada rahat beklememek gerek.
Hepimiz bekliyoruz ama durum bu. Burası dünya burası bu kadar işte.
Doğucaz yaşıycaz ve ölücez.
Doğmaya da yaşamaya da ölmeye de mecburuz.
Geliş amacını unutmamak gerek insanları çok iplememek durumlara çok anlamlar yüklememek gerek.
Özüne yoğunlaş varoluş sebebine yoğunlaş sevgiler sahteymiş insanlar sahteymiş geç bunları be.
O yaşta anladıysan bunları bir nevi şanslı bile sayılırsın minicik yaşta dünyanın acı gerçekleriyle baş başa kalan insanlar var.
Sınavlara tek başına girer insan bunu da öyle düşün annesi babasının bile istemediği ama hala hayata tutunan insanlar var. Allaha inan onun sevgisine inan gerisi tırıvırı zaten hiç birinden emin olamazsın.
bazen aklıma gelip boşboğazlık edip yakınlarıma anlatıyorum. derdim ay öldürcem kendimi yhaa değil. mutlu ve acı çok şey deneyimleyip, beni tatmin edecek kadar hayalimi gerçekleştirdim. mutlu bir insanım. doymak ve masadan kalkmak gerek gibi hissediyorum. 22+ zamana karşı yaşıyorum. bişeyler olması gerekiyor ve oluyor, olduruyorum. olması beni daha mutlu ya da daha az mutlu yapmiyor.
Son 3 senedir düşünüyorum daha eyleme geçemedim.Göt var ama o öteki götten yok işte.Ayrıca bu işi yapıcaksamda seri olmalı fantaziye bağlamadan tak diye yapıcan.
Son 6 ayda yaşadıklarımı anlatsam sanırım burdakiler bizimkiside dert değilmiş derler. Ona rağmen asla düşünmedim, düşünmüyorum. Düşünemem. Her defasında ayağa kalkmam lazım farkındayım. Hayat hep dikeni batırdı belki ama elbet güle denk geliceğimi biliyorum. Umudumu kaybedemem. Kaybedersem, herşey biter. Mücadele benim ruhumda var. Asla pes etmem. intiharı düşünen arkadaşlara tavsiyen bu yöndedir.
Bunu düşünme eşiğine geldiysem durum gerçekten kötü demektir. inşallah ölürüm diye dua ediyorum uzun süredir. Bilmiyorum. Nasıl ve ne şekilde biter bilmiyorum.
onu bunu bilmem ama intihar edeceklere tavsiyem. ailenizin yanında asla ve asla etmeyin. aileniz eve geldiğinde sizi ilk gören kişi olacak ve sizi kanlar içinde görürse travmanın etkisi artabilir. zaten ölümünüz onları üzecek vahşi şekilde öldüğünüzü görmek daha da üzer.
ha hapla falan ölecekseniz bilmem, benim dediğim kafasına sıkarak ölenler için.
benim tavsiyem, aileden ve herkesten uzak bir yerde ölmek. hatta imkanınız varsa boğularak ölün. sonuçta denizciler denizde adam toplamaya alışık.
bide asla ve katta arabanın, trenin önüne falan atlamayın. toplum sizi görüp gene kötü yönde etkilenecek.
ölüm bir tavır, dik duruş olabilir lakin bencillik etmeyin. ayrıca ölürken bile çevreyi temiz tutmaya özen gösterin.
genelde mutlu anlarda düşünüyorum. konserden, güzel bir filmden, kitaptan sonra. 'amanın nasıl mutluyum öyle. içimde bir şey pıtı pıtı atıyor ve ben onu hissediyorum. (ki kalbim olur kendisi. küçücük, yumruğum kadar bir şey işte.) bundan sonra bir daha olur mu ki bu? tam şu an ölsem vallahi gazetelerin 3. sayfasına 'mutluluktan öldü' diye geçerim. mutluluktan ölmek. kulağa da hoş geliyor namussuz. namussuz ne ya? allahım içimdeki erkek yine hortladı. hatun gibi düşün, hatun gibi düşün. tü tü tü. benden hatun olana kadar adriana lima er kişi olur da askerlik tezkeresini verirler eline. neyse. bir sonraki konser ne zaman acaba?' döngüsüyle yok olur gider.
bir de mutsuz anlarda olanı var bunun. heh işte o kötü. çünkü ya 'seni seven 10 kişi' zımbırtısını yürürlüğe koyacaksın yada kendini boşaltabileceğin alan bulacaksın. böyle rahatça küfredebildiğin, ağlayabileceğin (erkeklerde ağlar) bir şey yapacaksın. hem fiziken hem de zihnen bunu düşünemeyecek kadar yorulursan yırtarsın bu işten. koşu, ip atlama, yüzme, hızlı yürüyüş, boks, trambolin, basketbol, dans bunlar için biçilmiş kaftan. hemen 'abi ben ölmek istiyorum. sen bana dans et diyorsun' deme. dene. yırtmak istemiyorsan kulağa civa damlatmak en kısa ve acısız iş ama ölmek istediğine göre acılı-acısız ne fark eder ki senin için? zaten öleceksin. ne bekliyorsun tanrının sana 'neden sana verdiğim yaşamı acı vererek sonlandırdın?' mı diyecek? onu diyene kadar emin ol 'ben sana o canı verdiysem bir bildiğim var herhalde. ne diye burnunu soktun işime?' der.
sabahlamak, gece geç saatlere kalmak, kişiyi yorar, uyku düzenine bozar, gecenin sessizliği beraberinde yalnızlığın fark edilmesini getirir, kişi yorgun beyniyle kendisiyle yüzleşmeye çalışıp, yanlış sonuçlar çıkartır, bu depresif hal de kişiyi intiharı düşünen, intihara meyilli bir hale getirir. erken yatalım arkadaşlar, zinde olalım.