Ölümü kavramsal olarak ilgiye değer bulmalarından mıdır, yoksa özel yaşamlarında mutsuz olduklarından mıdır bilinmez, her ikisinin de birbirini tetikleme ihtimali yüksek olan kalem erbaplarıdır. Ya mutsuz oldukları için kalemlerini ölüm kavramı üzerinde oynatırlar, ya da ölümle haşir neşir oldukları için mutsuzdurlar. Doğru olan tek şey ise, her iki yolun da intihara çıktığıdır...
meyilli olanlar intihar etmeyip intihardan söz edenler gibi sanki.
öbür türlü zaten müntehir yazar oluyorlar veya intihar etmiş yazarlar.
bu bağlamda en ideal örnek charles bukowski. çokça bahsetmiştir
intihardan ama sonuna kadar yaşamıştır. bu bağlamda intihara
meyilli yazarlarn piri kanımca buktur. kowskidir. evet.
işte kanıtı da burda: (bkz: intihar/@meister-writer)
Dar zamanlar üçlemesinden sonra Adalet Ağaoğlu'nu dahil etmek istediğim yazarlar grubu. Ama kendisi değil "hayır" romanının kahramanı Aysel sürdürür intihar izleğini. Bir Düğün Gecesi de " intihar etmeyeceksek içelim bari" cümlesiyle başlar.
ateist falan olsam yapardım. Nasılsa inanmıyorsun günah falan düşünmezsin.
Ne kadar şuan da depresyonda olsam da avaz avaz ağlamak istesemde isyan etsem de yapamam.
Allah korusun bu hayatta bana bunu yapmayı düşündürecek tek şey sevdiğim değer verdiğim tüm insanları kaybetmek olur. Yaparım demiyorum ama düşünürdüm.