Kumar da bütün mal varlığını kaybetmek , uzun vaadeli bir hapis cezası almak ,
bu saydıklarımın biri kişinin özgürlüğü , diğeri ise mal varlığı paran olmayına hiç bir şey yapamazsın bu dünya da ve bir de milyonlarca borca girdiğini düşün.
bir diğeri ise özgürlüğün: müebbet hapis cezası almış veya 30 yıl hapis cezası almış birinden artık ümit bekleyebilirmisin , mutluluk bekleyebilirmisin. sapasağlam ayakta durmasını bekleyebilirmisin. benim şahsi görüşüme göre bu ikisi dışında kalanlar kaldırılabilir mesela paran var ama mutsuzsun bu kaldırılabilir , bir yakınını kaybettin diyelim uzun bir süre bundan dolayı üzüntü duyabilirsin ama sonunda alışırsın.
imansızlık en büyük sebebi. umutsuzluk. o da şeytandan geliyor umutsuzluk. allah kimseye altından kalkamayacağı ağır yükler vermesin. allah'a yönlendirsin.
intihar etmek, zihin dünyası gelişmemiş sığ görüşlü materyalist insanların işidir. dünyanın en zengin insanı olsanız; en konforlu hayatına, en güzel kadınına ve en güzel işine sahip olsanız dahi bu dünya asla mükemmel bir yer olmayacaktır.
son yıllarda dikkat ediyorum: "17 bin tl borcum var" deyip kendini balkondan aşağı atanlar, "karım beni aldattı" deyip kendini köprüden salanlar, "bu hayat çok acımasız yeaa" deyip siyanür fondipleyenler... bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? insan bilmem kaç bin tl borcum var deyip hayatına son vererek kendini kurtaracağını nasıl düşünebilir?
bu dünyada en mutlu olduğunuz gün, bir saniyede hayatınızın en berbat günü haline gelebilir. kendini öldürmek kurtulmak değil, acziyet belirtisidir. bu hayatı hak etmeyen ve zaten başından beri bu hayata gelmemiş olması gereken zayıfların işidir.
hayal edin... çok zenginsiniz, inanılmaz bir yaşantınız var; muhteşem bir sevgiliniz, herkesin imrendiği bir işiniz var. bir gün bir ağrıyla hastaneye gidiyorsunuz ve 4. evre kanser olduğunuzu öğreniyorsunuz. intihar mı edeceksiniz? veya her şeyin tıkırında gittiği bir anda anneniz ve babanız aynı anda ölüverdi, siz de mi kendinizi öldüreceksiniz?
dert bitmez. adalet de zaten bunu gerektirir; iyilik varsa kötülük de olmak zorunda, mutluluk varsa ızdırap da olmak zorundadır.