bugün

birinin bunu açıklaması lazım. insanın yaratılmasına ne gerek olduğudur.

şimdi konuyu kısa cümlelerle özetleyeceğim. her birisi çok çok uzun araştırmaların ürünüdür. işte o kitabın burasıyla şöyle çelişiyor şurasıyla şöyle çelişiyor filan demeyin, bu anlatacağım tüm çelişkilerin çözümlenmiş olduğu nihai modellemedir. her gencin mutlaka bilmesi gereken bilgilerdir.

başlangıçta allah vardı, sonra melekler ve cinleri yarattı. buraya kadar her şey normal. dünyayı yarattı ve cinleri dünyaya gönderdi. cinler kabileler halinde yaşıyordu, her birinin kralları vardı. sonra bunlar zamanla savaşlar etmeye başladılar. bir çok cin kabilesi bu nedenle yok olurken başka cin kabileleri türedi. en son bir tanesi çok güçlü çıktı ve soykırım yapmaya başladılar. bu yüzden allah bunların üzerine baş melek olan şeytanı gönderdi. şeytan, kendisi gibi yine cinlerden oluşan bir orduyla bu cin kabilesini bozguna uğrattı. bunun ardından dünyada işler yine normale döndü. bu zafere kadar şeytana "azizul" denmekteydi (yüce olan). zafer sonrası şeytan kibirlenmiş ve kendine "aziymuşşan" demeye başlamış ve kendine tabi cinlere de bunu emretmiştir. bunun sonrasında allah bu şeytanı hizaya sokmak için insanı yaratmıştır. bir başka ifadeyle aslında dünya insanlar için yaratılmıştı filan, tamam öyle de denmektedir ama onu bir kenara koyalım, insanın yaradılış gayesi şeytanı hizaya sokmaktır. şeytan tabi kendini "aziymuşşan" olarak gördüğü için, "ben bu insandan üstünüm, bu yüzden buna secde etmem" demiştir ve bu olay, baş meleklik görevinden kovulmasına neden olmuştur.

şimdi durup da insan olarak elimizdekilere bakarsak: evet yetenekliyiz, zekiyiz, ruhumuz var, üstünüz, bunları bir kenara koyalım. ortalama 30-40 yaşları arasındayız. şeytan, ona tabi cinler ve şeytanın kendi evlatları ortalama 600-1200 yaşları arasındalar. daha yaşlıları da vardır. şimdi böyle birisi birimize musallat olunca, illa bir şekilde kandırır. peygamberleri dahi kandırabilmekteler. düşün yani onda envair çeşit tecrübe var, senin 15 katın daha yaşlı, bizi resmen yer yani, o şekil. bu açıdan aslında pek bir şansımız da yok, ya da çok az. hazreti adem'in tabiriyle 1000 kişiden 999'unu şeytanın kandıracak olmasının nedeni de budur. belki de daha azdır.

yani bu şuna benziyor. iş yerinde bir personelin var, sen de çalışmasından memnun değilsin. yerden çamur alıp ona şekil verip çamurdan bir oyuncak yapıyorsun ve "bunun önünde eğil" diyorsun. o da "olur mu canım öyle şey" deyince "kovuldun" deyip işine son veriyorsun. burada çamurdan yapılan oyuncak insan olmuş oluyor. zaten çamurdan yaratılmıştır, aa ne şans.
cin kabileleri. adamlar klanlığı aşıp kabile kurmuş. devlet de kurmuş olabilirler. arkadaş teoride anlatmak hoş tabi. cinler vardı bunlar tarlayı genişletti falan ama kanıt nerde?
hangi cin kabilesinin yerleşimini kazacağız ki delili bulup diyeceğiz ki aha size kanıt?

öyle uydurulmuş yığınla mit de var, herkes hayal gücünü zorlayıp bir şeyler yaratmış falan ancak kanıt yoksa, biz bunu gözlemleyip test edemiyorsak o bilgiler boş fanteziden ibarettir.

kendimi bir an hume gibi hissettim.
O kadar da felsefe yapmaya gerek yok, nettir o mevzu: Erzurumlu ibrahim Hakkı'nın marifetname'sinin girişinde geçen şu hadisi kudsi: "ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim"