bugün

arkadaslari, ailesi ve bilumum aktivite yapmak istedigi kisilerle bulusabilmesinin kisitli oldugu; bir turlu isten gucten kafayi kaldiramayip arkadaslariyla beraber dise dokunur bir kafa dagitamadigi gunlerde anlasilir buyudugumuz. artik sokaga cikip aksama kadar oyun oynayamazsiniz veya bi telefonla arkadaslarla ortama akamaz, istediginiz an anne ve babanizin yanina donemezsiniz.
artık bayramlarda harçlık almadığı zamanlar..
pc oyunlarının zevk vermemeye başladığı andır
bayramlarda yapılan faaliyetlerin sevinç kaynağı değil de angarya olarak gelmesi.
üniversite bittikten sonra iş aramaya başlandığı zaman.
ilk olarak hastane, karakol, adliye gibi mekanlara tek ba$ina gidildigi anlarda anla$ilir cocuklugun geride kaldigi. garip bir his kaplar insanin icini. buyudugu icin sevinse mi yoksa uzulse mi karar veremez. o karma$a icerisinde bir oraya bir buraya ko$tugu zaman cok daha iyi anlar anne-babanin durumu. eve gayet yorgun bir $ekilde gelip o hep ufacik zannedilen bedeni yataga attigi zaman ilk du$unulen genelde buyumu$ olmanin cok kotu bir $ey oldugudur. sonra uykuya dalinir ve mumkunse cocukluk ruyalari gorulur.
eskisi gibi arkadaşlarınla görüşemediğini farkettiğin zamandır.
artık ailenin yanında kendini fazlalık olarak hissetiği an.

büyük bir şevkle kendi düzenini kurmayı arzuladığı an.

herşeyin giderek daha da zorlaştığını gördükçe çileden çıkılan an.. *
zorluklar karşısındaki sığınma duygusunun doruğa ulaştığı*, ne zaman istersen seni dinleyebilecek, her şeyin sahibinin varlığını bilmenin yürek ferahlatıcı tek çare olduğu an.
merdiven çıkarken nefes nefese kalmaya başladığı,baktığı kızın kendisine amca diye hitap ettiği ve artık toplum içinde gaz çıkarmaktan çekindiği andır...
etrafında ki kirlenmişliği görmeye başladığı an.
hamamda annenize "hanim kocanida getirseydin" cigliklarinin yukseldigi zaman.
kişinin "ders çalışmak dururken entry girilir mi salak?" dedigi andır. umarım diyen kişide büyüdügünün farkındadır.
soğuk bi akşam, üstündekilerinin ince olduğu fark edilen kardeş üşümesin diye montun çıkarılıp ona verildiği andır. gerçi aynı anda anne de "büyüyen kız"ına kendi montunu verecektir. *
diğer insanlar tarafından onaylanmadıkca sadece kendini inandırabileceğin ve bu andan sonra yaptıgın hatalar için babandan bir tokat yeme olasılığının ortadan kalkacağı ana kadar yani ölene kadar ulasamayacağın andır.
çocuğuna bakıp onun yaşında olmayı arzuladığın andır.
kazandığı ilk parayla annesine karamelli pasta aldığında annesinin yüzündeki o ifadeyi gördüğü zaman...
büyürsün.
ağaçlar büyür.bir zamanlar etrafı tarla olan evin taş binalarla çevrilmiş viran bir sığınak olur.babanın saçında yıldan yıla artan beyazları takip edemez olursun.
büyürsün.
bir zaman peşinden elinde terlikle seke seke koşan annenin yüzündeki çizgileri sayarsın şaşkınlıkla.
büyürsün.
kucağında yemek yediğin nineni bırakırsın toprağa.büyümek bitmez çünkü.arkadaşların birer birer tanınmaz olur.karışır kalabalıklara.
sen büyürsün.
dünya döner,insan değişir.kendini bile tanıyamaz olursun zamanla.
bir çikolatayla küçük bir çocucuğu ne kadar mutlu ettiğini görüp, kendisinin bu ana ne kadar da uzak kaldığını hisettiği andır.
eski günlüklerini okuduğu andır. ne aptalmışım be der. güler ama yine de güzeldir. insan o kadar çabuk büyür ki, geçen sene yazdığı şeylere bir tarafıyla güler.
''eskiden kosarak ciktiğin merdivenleri artik dura dura, canin götünde olarak cikiyorsan''
bügün ne yapıyoruz baba lafını bırakıp evinde çayını yudumlarken eski günleri anıp keşke hep çocuk olarak kalsaydım diyen insan tipinin içinde bulunduğu andır.
bıyıklarının çıkmaya başladığı andır.
misket oynamayı, ip atlamayı bıraktığı zamandır.
asla bir daha çocuk olamayacağını anladığı andır. çoğu zaman insana garip , anlaşılmaz duygular hissettirir.
çocuğunun ilkokula başladığı gündür. *