bugün

olmayacağını bildiği halde hayal kurmakdır. insanın içini yakan onu yavaş yavaş öldüren öldürmekten öte sadece bedeni değil ruhuda yorar.
beklemek olsa gerek.
sabit fikirli insanlara laf anlatmaktır.
birini tanımaya çalışmak, ona alışmak, bağlanmak.
insanı en çok yoran şey, bir kadını anlamaya çalışmaktır. işin kötüsü anlayamayacağından, yorulduğunla kalırsın.
uyumak
yalnız uyumak
rahatsız uyumak
acayip yorar.
deveye hendek atlatmak.
yorgun olup üzerine düğüne gidip deli gibi oynamak insanı fazlasıyla yorar. hele de gari de gari oynayınca ölebilir yorgunluktan.

http://www.youtube.com/watch?v=MstpvP2e4c4&feature=related
Mutlu olması gerekirken, altından dostları onu fazlasıyla seven biri varken hala hayatında bir boşluk olduğunu düşünüp kendi kendini yemesi. Hayatını dışardan bir gözle incelerken hiç bir pürüz olmadığını görüp içine doğru yol alınca bu hayata böyle bir yaşantıya uygun olmadığını görmektir ve bir de yaşamını değiştiremeyecek kadar cesaretsiz olmasıdır.
diğerlerini bilmem ama çizim yapmak oldukça yoruyor. hele bide perspektifi verilen bir cisimin görünüşlerini çıkarmak... sürekli bir düşünme halindesin.
şu dk. itibariyle türkiye-romanya maçını izlemeye katlanmak.
11-17 Yaş arasındakilerle uğraşmak.
yaşamak.
sol framede görünce (bkz: chargoggagoggmanchauggagoggchaubunagungamaugg)telaffuzunu yapmaya çalışmak , ulan halı saha bu kadar yormadı yemin ederim.
Valla aglamak billa aglamak lan. insan agladiktan bes on dakika sonra usume ile birlikte bir esneme sonrasi kendine kivrilacak bir yer arar. yalan degil yuzde yuz dogrudur.
klozette taharet insanı epey yorarmış. bir arkadaşım çok yoruluyor hep bahsi geçer. hem zihnini hem vücudunu yoruyormuş.

(bkz: ne dertler var)
çok ve boş konuşan insanlardır.
masa tenisi oynamak. özellikle ayakları mahvediyor.
(bkz: liseye yeni başlayan ergen tripleri)
birine laf anlatmak.
sabah erken kalkmak.
kendisidir.
kendi geleceğini çizmeye çalışırken kendinden başka herkesin isteklerini yerine getirmeye çalışmak.
küçükken tabağına konan yemekleri bitirmek için, saatlerce yemek masasında oturmak. tabağında duran bamyanın, sana bir fil kadar büyük görünmesidir.
valla başkasını bilmem ama beni en çok elizabeth yoruyor yalnız başıma kaldığım şu günlerde..