bir albüm düşünün ki ilk dinlediğinizde hayal kırıklığına uğratan; ve bir albüm daha düşünün ki bir hafta sonra vazgeçilmez albüm listenizde yerini alacak. aynı albümü düşündüğünüzü tahmin ediyorum. insanlık halleri. neden mi önce hayal kırıklığı yarattı. müzikal anlamda teoman'ın kendisinin de itiraf ettiği gibi durgunluk döneminde; peki neden bağımlılık yarattı, o da söz yazmadaki ustalık becerisi. bir süre sonra söz ve müzikler birbirini yakalıyor ve hoş bir albüm ortaya çıkıyor.
teoman bu albümünde "budur" demiştir bizlere. müzikal anlamda evet belki 17, paramparça, kupa kızı sinek valesi, gönülçelen... gibi hitt olmamış olabilir ama sözler açısından çok harika bir albüm. hangisinden bahsedelim. ruhun sarışın mı diyelim; fahişe mi daha güzel diyelim mavi kuş ile küçük kız mı. bence hepsi birbirinden güzel sözlere ait şarkılar.
bir de elif şafak'ın uçurtması var ki o da albümün kapanış şarkısı oldu.
teomanın orta yaş bunalımının ürünü albümdür kendileri.
dinledikçe alışılır dinledikçe sevilir.
adam yaşamış , analiz etmiş , yazmış. psikolojik çalışmış.
kadın gider,erkek içer demiş örneğin , gündüz düşlerinden bahsetmiş ,her baharda varolmayan birine aşık olup hiç varolmamış bir dünyayı gerçekmiş sananlar gibi hissetmiş kendini..
çok sevilmeyecek bu albüm öncekiler kadar biliyorum. ama sözleriyle hep hissettiricek kendini.
dinlendikçe alışılan şarkılar, tüylerinizin yer çekimini mağlup etmesini sağlayan siyah beyaz fotoğrafların bulunduğu teoman albümü. ancak asıl sizi yerle bir edecek şey çoban yıldızı şarkısının çılgınlıklara sürükleyen müziğidir fakat bu sefer gözünüzden gelen damlalar malesef yer çekimine mağlup olup yanaklarınıza düşüverecektir.
en beklenesi,en dinlenesi albümlerden.diğer teoman albümlerinden farklı olmuş sanki.teoman daha bir olgunlaşmış,oturmuş,adam gibi adam olmuş gibi geldi bana.'uçurtmalar' ve de 'mavi kuş ile küçük kız' şarkılarına özellikle bayıldım.uçurtmaların sözleri (bkz: elif şafak)'a aitmiş.elif şafak ın yazılarını zaten severek okur idim şimdi şarkı sözü olarak karşıma çıkınca, hele bir de bunu teomandan dinleyince...
...
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgarda savruk, başına buyruk
Senle ben
En sevdiği ses, çocuk sesi
Güneşli, billur, neşeli
Oysa, yıllar var ki kendi
Anne olmayı istememiş
Çekip gidebilmek için bir gün
Geride ekmek kırıntıları bırakarak
Kuşlar yesin diye ayak izlerini
Kalmasın ne bir sızı ne kalp yarası
...
dinledikçe güzelleşen bir teoman albümü. bir de dinledikçe teoman'ın şarkıları gırtlaktan okumasına alışıyor kulak. sözler ise her zamanki gibi. şarkı sözünden çok daha fazla bir şey.