komedi, romantizm, dram vb. kavramlar en sıkıcı hayatta bile bir nebze varken; korku, gerilim, heyecan, merak hemen hemen hiçbirimizin hayatında bir arada bulunmaz. yaşadığımız en büyük korku sigara içerken babaya, osbir çekerken anneye yakalanmak falandır, bu yüzden katile, hayalete yakalanmama çabaları şu ahir ömrümüzde adrenalin derdimize devadır.
o gözlerin yukarı bakıp bembeyaz oluşu... elidor reklamından fırlamışcasına dolgun saçlara zoom girip kafayı çevirdiğinde yaratıksı bir yüzün tıslaması... kuyudan çıkan kızın ıslak saçlarla o sexy hali... muslukta yüzüne yıkamak için eğilen baş rolün, kalktığında gerilim müziğiyle arkasında bir siluet göreceğini bilmenin dayanılmaz hafifliği... katilin saldırıya geçmeden önce -mal gibi- telefon edip nefes sesinin akabinde geldiğini haber vermesi... en güzel kızın asla ölmemesi... zayıf olduğun için şükür etmek... sağlıklı gözler için hatim indirmek... sex yapanların da öldüğünü görüp rahatlamak...
ABD'li psikologlar gişe rekoru kıran Paranormal Activity 3 gibi korku filmlerine duyulan büyük ilginin nedenlerini bilimsel bir araştırma ile şöyle sıraladı:
-korku filmleri heyecan arayanlara hitap ediyor; bu yüzden orta yaş ve üstü gruplardan çok gençler tarafından tercih ediliyor.
-insanlar korku filmleri sayesinde gerçek sorunlarından uzaklaşıyor.
-Alman psikolog Sigmund Freud'un yaklaşımından yola çıkarak yapılan açıklamaya göre, insanların ilkel çağlardan gelen bastırılmış korkuları korku filmlerinde ortaya çıkıyor.
-Korku filmlerinin genellikle mutlu sonla bitmesi de insanları kendine çekmesini sağlıyor. Kötü karakterin belli olması, tahmin edilebilirliğin yüksek olması başlıca etkenlerden.
bu araştırmayı yapanlar türk'lerin araştırma hakkında ki düşüncelerini pek kale almamışlar gibi geliyor.
şeytan filmindeki regan'ın bir türkle karşılamadığı gerçeğini dikkate alırsak eğer,
"hooşt ulan hayvan, ne tür bir embesil'sin sen" sözleri ile bu araştırma hakkında ki görüşleri ve fikirleri 90 derece farklı bir boyut alacağına çokça inanıyorum.