bugün

ben her şeyin en iyisini bilirim, en güzelini yaparım yaklaşımından kaynaklandığını sandığım özgüven. cahillikten kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü cahil insan çok boyutlu düşünemez. çok boyutlu düşünememek de analiz yeteneğine ket vuran yegane kavramdır.

"ben her şeyin en iyisine layığım". ben onu nereden çıkarttım ki şimdi? neden en iyisine layık olayım? uzaklardan bir kendime bakmaya çalışayım.

çok mu zekiyim? yokluk içerisindeki bir ülkeyi kurtuluşları için bugünkü iletişim araçları olmadan organize edebilecek bir beyin varken çok da sayılmam sanırım.

çok mu bilgiliyim? finans alanında az çok kelam edebilecek bir uzmanlık alanım var ama beyin nakli yapabilen varlık da bir insan olduğuna göre veya das capital'i de bir insan yazdığına göre çok matah bir şey sayılmam.

çok mu yakışıklıyım tamam boyum uzun fitim iett otobüsü sınırlarında bir çekiciliğim olabilir ama biskolata erkeğimizin yanında da çirkin ördek yavrusu kalma ihtimalim yüksek.

demem o ki bazen uzaklardan kendine bakmak, alacağın kararları etkilemesi yönünde insana fayda sağlayabilir. ayakları yere sağlam basan insanlar daha az hata yapar ve mutlu olma ihtimalleri daha yüksektir.
(bkz: eldiven giymek)

kendimi ajan gibi hissediyorum. bir yerlere tutununca falan 'ulan parmak izim de çıkmaz he' diyorum, ne işime yarayacaksa.
böyle saçma sapan düşüncelere sürüklüyor beni.