insanoğlunun başkasına güvenme kısmına tersten başlaması sonucu zorlandığı olgudur. oysa henüz kendisine hiç zararı olmamış, yani yeni tanışılmış kişiye %100 güven ile başlanır ve yaptığı hatalar ya da verdiği güvensizlik sonucu bu oran zamanla azalır ise güvensizlik sorunu ortadan kalkacaktır.
insanları tanıyorsanız ve iyi bir gozlemciyseniz şu mantıkla hareket edınce kolay kolay (belki de hiç, orası sızın yeteneginiz ve gucunuze kalmıs) yanılmayacagınız durum:
büyüdükçe biraz daha olması gerektiğini düşündüğünüz şeydir.çünkü güvenirseniz hayal kırıklığına uğrayacağınızdan korkarsınız bu yüzden en iyisi çok fazla güvenmemek.
olay güvenip güvenmemek değil aslında. dostunuza emanet edeceğiniz şey (para, sevgili, sır...) zarar gördüğünde sizin altından kalkabileceğiniz bir şey olmalı. mesela arabanızı emanet etmezseniz de motoru verirsiniz gibi.
Hayatta karşısınıza çıkanların yaptıkları hatalar nedeni ile hüsran ile sonuçlanan deneyimlerden alınan dersi, karşımıza çıkmamış kişilere de direk suçlu muamelesi göstermektir. Bu nedenle onlara da güvenilmez.
Bakınız arcangel güvenemiyor. Peki bu durum doğru mu? Ancak tekrar kırılmak istemeyerek bir savunma mekanizması oluşturmaktır.
aceleci insan hareketidir, mantık sınırlarını zorlar ve hiç bir somut kanıta dayanmaz.
evet sen genç yaşta hayatın sillesini yemiş olabilirsin evet her insanın aynı olacağını düşünecek kadar ergen de olabilirsin, fakat;
anlamadığım şu ki, tanışalı üç gün olan insana:
-ya ben sana güvenmiyorum.
+ama ben sana ne yaptım?
-ben insanlara güvenemiyorum.
+iyi de ben ne yaptım?
-ya benim güven problemim var daaa.
hello malatya, ne var ne yok orda? bir insana güvenmek için zaman gerekir, takdir edersin ki, üç günde o da sana güvenmeyecek; halbuki insanlara güven problemi de yok.
güven zamanla kazanılan bir şeydir yani, hep bu aceleciliğinden kaybediyorsun çiçeğim. biraz emek. zaman geçer yine güvenmezsin, bak o zaman saygı duyar öpücüklerimi yollarım. ama sen daha yeni tanıdığın insana bile en baştan güvenmemeyi seçiyorsan, problem senin benliğindedir, hayatın sillesinde falan değil, birbirimizi kandırmayalım.
Siz saf saf karşınızdaki herkesi kendiniz gibi zannedersiniz. bir ilgi bir alaka, bir sevgi.. be mal, be zevzek bu kadar güvenin sikildiği bi hayatta bu masumiyet fazla değil mi sana ? kaç kere o yollardan geçeceksin daha be insan. güvenilir olmak için, yapılması gereken şeylerin adı da ''iyilik yapmak'' olan bi gezegende insanlara güvenmek zor derece yersiz lan, o güvenmeye çalışma duygusu var ya hani, işte o senin o insana bağladığın umuttan başka bi'şey değil. umut varsa güven de var. umut yoksa sikinizden aşağı kasımpaşa idi di mi lan ?
insanlara güvenmek iyidir lakin bu devirde her insana güvenilmiyor. arkadaş takımını çok iyi seçmek lazımdır. bir insanın, çok arkadaşı olabilir, ama dost çok az çıkar. bulduğunuz anda işte bu insanla sırlarınızı paylaşır, ve dertleşirsiniz. bir atasözü. güvenme dostuna dostun söyler, dostuna çul koyarlar postuna.
tamam güvenmek istiyorsun, bir kez daha deneyeyim diyorsun ama yine güvenmemen gerektiğini bir güzel gösteriyorlar sana.
sadece gülümsemek bile ne kadar zor, ne kadar güven isteyen bir şey. sonra hep etrafımıza duvar örüyoruz. hep korumaya çalışıyoruz kendimizi insanlardan, çoğu zaman hiç gerek bile yokken.
mesela hep suçluluk duyarım tanımasam da bir insana hakettiği saygıyı, sevgiyi gösteremediğimde. gülümsemek isteyip, iyi davranmak isteyip de kendimi durdurduğumda. ya iyi biriyse de yok yere tersliyorsam diye düşünürüm. ama ne yapalım, insan güvenemiyor işte.
sonra ne var, hep çatık kaşlar, hep kendini geri tutan adımlar. insanlarla iletişim kurulmuyor artık. çok zor. çünkü kimse iyi olmak istemiyor. bıktılar belki denemekten.
güvensizlik bizi kendimiz olmaktan geri tutan bir şey. ilacı, tedavisi, tamiri de yok bunun.
insan yediği kazıkları unutamadıkça, yeni bir sayfa açması olanaksız.
artık kimseye güvenmiyoruz, kendimize bile. hazin ama gerçek. ve bence böyle de olması gerekiyor. herkes kendince haklı.