her insana yemeyecek olan durumdur. zeki insan, karşıdakinin , sırf senin duymak istediğin sözleri duyurmak için söylediğini anlayabilir. ya bu birde; karşısındaki insanı kırmamak adına geliştirilen bir olay değil bence. her şeyin bir yolu yordamı var sonuçta.
gerçekleri duymak isteyen insanlara gerçeği söylemek, yalan duymak isteyen insanlara yalan söylemek benim hayatımı kolaylaştırır ben kendime gerçekleri söylediğim müddetçe.
dürüstlük değildir kesinlikle. böyle davranmak ne sizi ne de karşınızdakini bir yere taşır. ikinizde kendinizi kandırır durursunuz.
ek olarak ben türkiye de siyaseti bu kalıba sokuyorum. küresel yönetişimde decision maker denilenler (karar vericiler) bunun tam tersini yapmak zorundadır. zaman zaman doğruluk payı vardır ancak çoğu zaman eksiktir.
Çok yalandır, çok dolandır. ikiyüzlülüğün daniskasıdır. Dışı aynalı çarşı, içi cehennemin kızıl ateşi.
E siz burada ne oluyorsunuz peki?
Ayrıca bu davranış kişiliğinizi parça pinçik ederek sizi yorar. ilerleyen zamanlarda yalancılığı ayaklar bile taşımaz evden çıkarmaz olur.
insanların ne duymak istediği değil, sizin ne hissedip söylediğinizdir esas olan. E hadi ileride çocuğunuza da aynı şekilde davranın. Belki çocuğunuzda sizin verdiğinizden, yaşattığınızdan, söylediğinizden daha farklı şeyler duymak istiyordur.
Bir insan benim kişiliğimden ve hissettiğimden çok farklı ve başka şeyler duymak istiyorsa ben zaten orada olmam, siz de olmayın. Sizin hissettiklerinizi söyleyebileceğiniz insanlarla yolunuzda yürüyün.
Yalanla bu hayatı yürütmeyin.
Yaralı bir ceylan bulsam da " eveeet sen haklısın ya o da öyle yapmasaymış ayıp yeaa" diye ceylanımızı şehvetli pardon şevkatli kollarında sarıp sarmalar.
Sonrasında işi bitince " ben senin geçmişini biliyorum amk, sen o çocuğa da aynısını yapmıştın, o konuda da haksızdın bizim konumuzda da haksızsın, hep aynısın amk" der ve yeni yaralı ceylan avına çıkar.