Bu felsefenin tersine çevrilerek insan odaklı devlet yerine devlet odaklı insan görüşü yerleştirilmiştir. devletin çıkarları bahane edilerek katliamlar, kültürel baskılar yaşanmıştır. aslolan insandır, devlet değildir. Halkının mutlu olmadığı,baskı gördüğü bir devletin varoluşunun anlamı yitirilmiştir.
devletin, insanın kendisini yönetmesi için yetkilerini bir üst kuruma devretmesi ile oluşan bir kurum olması nedeniyle, devletin yaşaması için en önemli kurallarda biri.
milletin bir arada yaşadığı ve varlığını sürdürdüğü vatan için, bu birlikteliği ve bağımsızlığı sağlamak adına gerekli olan ne varsa yapılmalıdır. sonuçta vatanı muhafaza ve müdafaa görevi de milleti, yani insanı yaşatmak adına yapılır.
vatan toprağında yaşayan milletin yönetimi ve diğer milletlerle ilişkilerini sağlayan devlettir. bu açıdan, insan ile devlet bir bütündür. insanı yaşat ki, devlet yaşasın. devleti yaşat ki, insan yaşasın. ne güzel söz!
eğer siz ülkenizi şahsi çıkarları peşinde sürükleyen dingillerin gazına gelip, onların yanlışlarını bile canla başla savunursanız, devleti koruyacağım diye yanı başınızdaki komşunuzu boğazlama noktasına gelirseniz, çok çok övündüğünüz ve övündüğümüz türk kültürüne katkı sunan şeyh edebali'nin sözünü, "insanı öldür ki devlet yaşasın" a çevirirsiniz.