nereden geldiğini, nereye gittiğini, bu dünyâya niye geldiğini bilmeyen ve bütün işi yemek-içmek ve nefsinin istekleri peşinde koşmakdan ibâret olan kişinin hayvandan farkı yoktur.
Muhsin, bir insan onursuz, namussuz, ahlaksız, şerefsiz doğmaz. Sen hiç ahlaksız bir bebek gördün mü muhsin? Görmedin tabi. Ama insan yaşadıkça yoksunlaşır muhsin, ahlaktan, onurdan, namustan, şereften.
-suz/-sız'laşıyor da insan sızlamıyor vicdanı muhsin. Vicdanımızdan da yoksun kalıyoruz. insan olmak tecrübesini bir bebek kadar bilemiyoruz muhsin. Zamanımız tersine akıyor galiba.
insan insan derler idi,
insan,nedir şimdi bildim.
can can deyu söylerler idi,
can,nedir şimdi bildim.
başlık sayesinde açtım arkada çalıyor. ne güzel yazmış,muhyiddin abdal.
bencil bir varlık,
sömüren, hükmeden , yok eden..
telaşlıca hayatı yerle bir eden,
bir asır içinde bin asırı yok eden bir canavar..
düşünme yetisine sahip olup da bencil kalabilen tek hayvan..
yeryüzünün başına gelmiş en büyük felaket. dünyaya yaşamak için gelen fakat aptallığıyla dünyayı yok etmeye başlayan varlık. düşünebilmesiyle övünen fakat düşünerek havayı kirleten, düşünerek doğayı yok eden, düşünerek kendi türünü ve diğer türleri zevk için öldüren (dünyada bunu yapan başka canlı yok).
*düşünebilmek insanoğlunun mucizesidir diyorlar ya bence bu durum tam bir felaket.
Yapılan bütün tanımların eksik olduğu kavram. Bence biz; insan nedir, neler yapabilir, bilmiyoruz. Muhtemelen tam olarak nasıl bir şey olduğumuzun farkında bile değiliz.
belkide evrene gelmiş en korkunç varlık...
bence insanın diğer bir adı şeytandır. ondan daha kötü bir tanımlama varsa oda insandır.
şöyle bir örnek vereyim size; o insan ki yaşadığı gezegendeki bütün yabanıl memelilerin yüzde seksen üçü (83) ve o gezegende yaşayan bütün bitkilerin yüzde ellisinden fazlasını (50.9) yok etmiştir.
yetmemiştir, insanlık tarihinden beri kendi türünden zayıf olanları dönem dönem yok etmiştir bu yok etmelerin yüzde 98.5 undan insan sorumludur ! bizzat.
yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe.(insan bir damla kan, binbir endişeden ibarettir)
sadi şirazi/
batıda kierkegaard, doğuda şirazi aynı şeyi farklı dillerde, farklı coğrafyalarda, farklı kültür içerisinde, farklı zamanda ifade ederken, birbirlerinden bağımsız olarak söylemeleri şaşırtıcı olmasa gerek. insanın, materyal nesne olmadığı bir ruhun hissi ve akli düşüncenin tezahüratının varlık alemindeki, düşünüyorum öyleyse varımı diyebiliriz.
materyalizmden çok daha ötededir insan! kendisini bilmez, ama çevresindeki her şey hakkında fikir sahibidir. vehim sahibidir mesela, düşünür ve yorum yapar. gökte yıldızlara bakar, yerde maden arar. insan evet öylece düşünür...
insan ekseriyetle bir tek kendisini düşünmez... kendi özünün farkına varmaz. iç alemine bakmaz. halbuki baksa, içerde dışarda bulduğundan çok daha değerlisini ve fazlasını bulacak..
hazreti bayezid-ı bistami şöyle demiştir; arayanlar bulamaz; ama bulanlar hep arayanlardır....
doymak bilmez Kibrinin ve güç istencinin en büyük nedeni; Doğaya bakıldığında ve türümüze ait özelliklerimiz düşünüldüğünde; (yürüyebilme, konuşabilme ve düşünebilme gibi...) dünyaya gelen en aciz ve en yetersiz canlı olmasından kaynaklı öyle sanıyorum ki...