aşık olacağı ortamı ve karşısındaki insan yapısını bilirse insan her zaman aşık olabilir.
Bu bir bakıma aşkın formülüdür.
Yalnız herkes için farklı bir formül vardır.
Denedim mutluyum.
keyfi, huzuru, rahatı batar olduğu zamanlarda. başına bela arıyordur çünkü ne yapayım ne yapayım da rahatımı bozayım diye düşünür ve aşık olmaya karar verir insan.
insan işte o dediği anda. çünkü herkes hayalinde bir kadın ya da erkek oluşturur ve ona aşık olur. sonra karşısına çıkan herkesi o kalıba uydurmaya çalışır. aslında hayallerimize ve o hayallerde yaşayan insanlara aşığız, kıyısından köşesinden o sanılara benzettiklerimiz ise aşık olduğumuzu sandıklarımızdır. onlar gölgedir, perde değil.
herkes için farklı cevabı olan soru. gözün onu görmek için çaba içine girdiği kulağın onu duymak için kabarmaya başladığı zaman. yani algıda seçicilik ile başlayabilir mesela.
ayrıldıktan hemen sonra, hatta ayrıldıktan sonra aşık olmaz.
ama köprünün altından geçen sular hint okyanusuna ulaştığı zaman, işte yeni bir mevsim. yeni karlar. ve o karlar çözüldüğünde eriyik kar suyunun gelişi, aşkın habercisi olacaktır. o yüzden kasmayın aşık olmak için.
sevgilisini terk edip 2 hafta sonra başkasına aşık olmuş süsü veren orospulara da itibar etmeyin.
pas verilen oyuncunun, rakip takımın yarı sahasında olması suretiyle pası verecek oyuncunun pas vermek için topa vurduğu anda, pas verilen oyuncu ile kale arasında hiçbir rakip takım oyuncusunun olmadığında insan aşık olur.