bugün

Merhametin ve empatinin fazlası göz çıkarır.

En önemlisi olmasa da beni en çok şaşırtan ve üzen çıkarım bu olmuştu. Ben her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağına hayli inandırmışım kendimi, bu yüzden yaşamımdaki insanları -e rağmen sevmeye ve koruyup kollamaya dikkat eder, kırılmasınlar diye özenli davranmaya gayret gösteririm.

Gelgelelim karşınızdakinin hamurunda incelik yoksa şayet ona verdiklerinizin hiçbir ehemmiyeti olmuyor ve kırıldığınızla kalıyorsunuz, yazık.
aynı kelimeleri kullanıp farklı kavramlara gönderimler yaptığımız insanlarla müşterek bir dili paylaştığımız yanılgısı içindeyiz.

inançlı da olsanız inançsız da varoluş başlı başına mucizevi bir olaydır.

insan bu varoluş hakkında nasıl soru sormaz, sorulara cevap aramanın hazzıyla ve ihtirasıyla nasıl titremez?

nasıl olur da bir insan kendine sunulan hap bilgilerle göçüp gider?

biliçaltına ektiği nice ezber ile toplumsal yaftalar eşliğinde, başkaları için yaşarken, ‘ yaşıyorum‘ zanneder?
Mesafe , mesafe , mesafe.
Sevgili cioran bizler için en mühim dersi kulağımıza küpe etmiş zamanında :

"Etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz. Konuşanların sırrı yoktur Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız."

insan kalbini teşhir etmeye görsün, ilkin oradan yakmaya çalışırlar canını. Susabilmek ne yüce bir meziyet !
Hayat boyu eğitimine devam ettiğimiz derslerdir. Benim bugüne kadar öğrendiklerim:

insanlarla mesafeni sen belirle. sen onlara değil onlar sana nasıl davranacağını düşünsün.

ciddiye alınmak istiyorsan samimiyet kurma. bizim gibi toplumlarda samimiyet yanlış anlaşılıyor.

iş arkadaşlarından kendine dost edinme. ilk fırsatta seni satacaklardır.

mutluluğu ve gücü kendi içinden başka hiçbir yerde arama. başkalarını mutlu ederek mutlu olmaya çalışmak olgunlaşmamış insanların işidir.

pişman olacağın fedakarlıklar yapma. her fedakarlık bir beklenti doğurur ve karşılanmazsa hayalkırıklığı büyük olur.
Her zaman temkinli ve tetikte olmalisiniz. Bir de o bunu yapmaz demeyeceksiniz .
hayatta her daim teksin. yalnız doğdun yalnız öleceksin. doğru bildiğini yaptığın şeyler insanlara yanlış gelecek. birisinin mutluluğunu istedikçe onlar senin mutluluğunu istemek yerine kendi mutluluğunun keyfini çıkaracak. en çok sevdiğin kişi seni en çok yaralayan kişi olacak. kişiler değişiyor yaralanmak değişmiyor.
Kendinizden başka kimseniz yoktur, kendinizi seviniz.
salak olduğunu anladığım insanları, kendime denkmiş gibi muhattap almamam gerektiği. valla çok büyük bir dersle aldım bu öğrenimi. sizde bilin.
Eğer söz konusu ilişki karşı cinsle duygusal ilişki ise;

1. Sürekli tek taraflı fedakarlık yapan ve karşı taraftan çok daha fazla seven taraf olmayın. Alma-verme dengesi denen şey doğru. Verdiğiniz değer göreviniz gibi algılanmamalı.

2. Bu çok önemli. Aşık olmak insanı 3-5 ay mutlu eder ama eğer ciddi bir yola girecekseniz o kişi ile dünya görüşünüz, aile yapınız, inancınız, eğitim seviyeniz uyumlu olmalı. Başlangıçta zıt kutuplar birbirini çekebilir ama sonrası hüsran oluyor.
Önce kendini sev, uzun vadede kendini; kısa vadede insanlara vermen gerekeni ver.
Fazla tevazunun sonu vasattan nasihat dinlemektir.
Herkes samimiyetsiz. Kendimiz de dahil.
herkese karşı mesafen olmalı.
Alma verme dengesini bozmayınız.
Kendi değerinizi biliniz.
Her daim Önceliği kendinize veriniz.
ilişkiler dışında muhakkak bir hobi, bir meşguliyet edininiz.