tasavvufta bir insanin ulasabilecegi en ust makam. kendisini, ruhunu tamamen taniyan, cismani asktan ebedi aska gecmis kisi. sadece okumakla varilamayan bir makamdir. insanin kendisini tanimasi gerekir, bu yuzden degil midir ki, kendisini en iyi bilen insan, en basarili insandir.
evrenin özü, evren onun etrafında döner, beşeri tüm istekler onda sönmüştür, ulaşılabilecek en son mertebedir ve çalışmakla o mertebeye varılmaz Allah'ın kendine seçmesine bağlı. ( ama şunu da unutmamak gerekir: O mertebeye çalışmakla varılmaz ama oraya varanlar muhakkak çalışmıştır. Buna dikkat etmek gerekir. Yani Hz. ibrahim ateşe atılırken ateşi söndürmek için su taşıyan karıncanın tilkiye dediği gibi " en azından safım belli olsun " amacıyla girilir sonrasında da istidatın varsa istidatın kadar ilerlersin. )
Abdülkerim el-cili isimli bir mutasavvufun yazdığı kitabın ismidir. (el-insan'ül-Kamil fi ma'rifeti'l-evahir ve'l-evail) insan-ı kamil isimli bu kitap tasavvuf konusunda temel bilgileri almış, daha fazlasını arayanlar için tavsiye edilebilecek bir eserdir.
Hicri yedinci yüzyıla kadar islam edebiyatında "kamil" ya "mükemmel insan" tabiri kullanılmış değildir, bu tabir mezkur tarihten sonra kullanılmaya başlanmış olup Avrupa'da da bir hayli revaçtadır bugün. Ancak onu ilk kullanan yine islam dünyasıdır. Müslümanlar arasında bu tabiri kullanan ve ondan ilk defa "kamil -ya da mükemmel-insan" şeklinde söz eden şahıs tanınmış arif Muhyiddin Arabi a.k.a ibn i arabi (Endülüsi-yi Tai)dir.
allah'ın fiilleri, isimleri, sıfatları, hatta şuunat-ı zatiyesinin en parlak aynası demektir. insan-ı kamil denince, ilk akla gelen hz.muhammed olmalıdır.