doğrudur. aşkın ve sevginin tanımları kafasında farklı olan birisi için hatta gayet normal bi' durumdur.
yolda gördüğünüz bi' kıza/erkeğe ilk gördüğünüz anda aşık olabilirsiniz. fakat kendisini tanıyıp, zevklerini öğrendiğinde size ne kadar uzak olduğunu anlarsınız. aşk, falan kalmaz; kimilerince tabii.
aşk kelimesi bilinmeseydi insanların çoğu aşık olmazdı. birisi böyle demiş.
aşk adına nezih bir şeyler öğrenmek için iskender pala'nın kitab-ı aşkından başlayabiliriz toplum olarak.
yanlış tespittir. aşk'ın varlığından bile bu denli şüphe edilirken * kişiyi unutamamak ve bir sonrakileri onun yerine koymak bir insanın kendini körü körüne yakmasıdır. aşk yok, gerçekten sevmek yok aşktan anladığım kimsenin kimseyi gerçek manada sevmediği.
her aşk bitermiş bir gün bildim
her aşk bitermilş öğretildim.
özellikle kadınlar için doğru olmayandır. erkekler zor aşık olduklarını hatta hep akıllarında ilk aşklarının olduğunu dile getirirler. ama kadınlar farklıdır. aşık olduklarında tüm benlikleriyle aşık olurlar. aşkları için her şeyi yaparlar fakat bittiğinde yeni birine yine büyük bir tutkuyla kolayca aşık olurlar.
aşk bir kez değil birkaç kez olunabilir,ancak birinde daha yoğun yaşamışsındır aşkı,biri daha çok etkilemiştir seni,daha fazla üzülmüşsündür,diğerleri de önemlidir ama o biraz daha öndedir,belki hala onu bekliyorsundur..
çevremde yaşanan birliktelikler ve gözlemlerim sonucu şu kanıya vardım. erkek karşısındaki bayan genç, güzel ve bakımlı olduğu sürece ona aşık oluyor ve onu seviyor. aksi takdirde armutun sapı üzümün çöpü bir bahane uydurup aşkından vazgeçebiliyor.
kadın ise karşısındaki erkeğin kariyeri ve parası olduğu sürece ona aşık oluyor ve onu seviyor. * aksi takdirde o da armutun sapı üzümün çöpü misali aşkından vazgeçebiliyor.
tabiiki kadında da erkekte de istisnaları var. ama çoğunlukla gözlemlerin sonucu edindiğim kanı bu şekilde oluyor. **
kişiliğe göre değişen hadisedir. ama şu gerçektir insan bir çok kişiye aşık olamaz. çoğu hoşlantıdır ama aşk tam anlamıyla çarpılmadır. görünce "hah işte evlenilecek insan" dediğiniz kişiye karşı hissettiğiniz duygudur. herkese hissedilemez.
doğru değildir. bu durum da insanın diğer durumları gibi kendi ortamı, durumu, koşulları değistikçe değişir. insanların içlerinde "günlük" yazma alışkanlıği olanlar neden bahsettiğimiz çok iyi anlayacaktırlar. çünkü 5-6 yıl geçmez 5-6 yıl önce yazdıklarına "deli saçması" olarak bakmaya başlarsın.
bu iş de aynen böyledir. insan, şartları değiştikçe, "aşkları" da değişir. öyle olmasaydı, koskoca krallar, çok kocaman politikacılar- içlerinde gerçekten son derece büyük isimler vardır- evlendikten çok sonraları birtakım bambaşka tip kadınlarla ilişkiler yaşamaz, ilk evlendikleri- üstelik de çok severek evlendikleri- eşlerine sadık kalırlardı.
zaman, insanları hep bir yerden bir yere taşıyan bir taşıt gibidir. bu işin bir de "zamanını" iyi kullanmak gibi bir faktöriyel durumu vardır. zamanını iyi kullanan, "aşk" dışındaki hayatına boş vermeyen insan, kendisini bambaşka yerlere taşıyacaktır. unutulmasın ki, paris, champs elysee´den başka, eiffel kulesinden başka, bir uçaktansa bambaşka görünmektedir. bundan velakin o uçak çok daha yükseldiğinde o koskoca aşk şehri paris "seçilememektedir" !!! demek ki bu söylem olaya nereden baktığınla çok ilintilidir. paris güzeldir, ama barcelona da çok güzeldir, madrid de çok güzeldir, lizbon hele insanı ağlamaklı yapar...lizbona zaten "hüzünlü şehir" derler...
bu da aynen böyledir. "güzel" , tek bir tanımı, mutlak bir tanımı, olan bir şey değildir."güzel" in diğer tanımlarını hiçbir zaman gözden uzak tutmamak gerekir.
(bkz: notebook)
insanın ilk kez aşkı unutulmazdır evet ama ilk olduğu için tadının damağıdır. aşkı öyle keşfetmiştir bu nedenle de aklından çıkmaz hiç bir zaman. mesela 9 sene çıkmadı aklımdan benim ama ne boka yaradı? hiç bir boka..
salla kanka, pekala da aşık olabilirsin, bunda abartacak bir şey yok.
sonra gelecek olanlara ne gözüyle bakacağım? onun gözleri benzer diye mi?
değil..
sadece ilk yaşanan duyguları, birdaha yaşamak isteyeceksin. olay bundan ibaret..