Çok zor , yerinde yurdunda öğrenmeden çok zor birader. çalış çabala 1 ay uğraşma bir bakmışsın bi cacık kalmamış. boşa kürek çekmişsin. Yurt dışı şart , bikaç sene kalacaksın yurtdışında . sonra babalar gibi konuşursun.
beni geliştireceğini düşünürken hepten işlevsiz hale getirmiş olan eylemdir. 7 aydır ingilizce öğrenmeye çalışıyorum. boş zamanlarımda ingilizceyle meşgulüm. otobüste vs. podcastlar dinliyor evdeyken yabancılarla düzenli olarak konuşmaya çalışıyorum. haberler okuyorum vs. vs. sonuç ne mi oldu ? beyin iflas etti sözlük. tamam bayağı kendimi geliştirdim ama bazen kafa gidiyor. yol tarif ettiğim adam dediklerimi yanlış anlamış ve adama ''hayır, hayır'' deyip yolu tekrar tarif edeceğime ''no, no'' dedim. adam 45 metreden gol yiyipte topun 232 km lik hızından dolayı topu farkedemeyen kalecinin noldu amk bakışıyla suratıma bakıyor. anlayacağınız türkçede teklemeye başladım. annem ingilizceyi zaten tam bilmiyorsun türkçeyi de unutunca ortada kalacaksın diyor. en beteriyse az önce oldu. arkadaşın teki yiğeninin resmini feysbuğa atmış üstüne '' can bu can '' yazmış. amk yazısını '' ken bu ken '' diye okudum. n'olacak ulan benim bu halim ?
muhakkak ingilizce altyazılı film, belgesel, dizi vs. izlemeli, bilmediğiniz kelimeleri not edip anlamlarını öğrenmeli ve seviyenize uygun kitaplar okumalısınız. eskiden oxford'un, longman'ın falan her seviyede kitapları vardı, hala vardır herhalde. sadece kursa gitmekle, gramer çalışmakla bu iş zor. 1 ay sabrederseniz bu tempoya alışırsınız ve gerisi gelir. benden size söz...
2 kere hazirlik, erasmus, super lise, ingilizce universite, abdde master deneyimlerinin ardindan yaptigimdir.
siz de ordan dersiniz e bir zahmet diye. evet yani. o kadar seyden sonra ogrenmesem ayip olurdu.
Yabancı dile ne ilgim ne merakım olmamasından mütevellit nasıl olduğunu bilemediğim ancak zorunda olduğum eylemdir.ingilizce özürlüsü biri olarak ilginç ve bu işi eğlenceli hale getiren yöntemleri merak ediyor,yabancı dil öğrenme fiilini gözümde büyütüyorum.
kurslarla falan değil kişinin kendi çabalarına bağlı olarak gerçekleşen olay. hayatımda hiç ingilizce kursuna gitmedim, 2 kur ingilizce kursuna 1.500er lira harcayan oda arkadaşlarım kurs ödevleri için benden yardım isterdi. dertlerini 'gelişigüzel' bile anlatamazlardı, öğrendikleri seviye çerçevesinde elbette. işin aslı çabalamak, kendin uğraşacaksın yoksa para boşa gider.
acil başarmam gereken olay. yoksa fıstık gibi iş fırsatını kaçırıp hayat boyu amelelik yapıcam. kursda araştırıyorum ama tam buldum derken bir dünya şikayet yazısı okuyorum. kursa gidipte memnun kalanlar varsa bi mesaj atsın hacı ya? bi yardım edin hele..
gerçekten bir dil bir insan iki dil iki insanmış kardeşler, resmen ingilizce bilmeyenler yarım maaş. bilenler çit maaş alıyorlar.
latin alfabesini kullanmayan bir dilleri bir yana koyarak söylüyorum ki, türkler için zor olandır. lisede ve ortaokulda insanların ingilizceden nefret ettirilmesini de işin içine katarsak epeyce bir zordur.
lisedeki genç beyinler, ingilizce cümle kurmayı, türkçe gibi zanneder. yüklemi sona koyar. öğretmeni türkçe üzerinden giderek anlatmaya çalışır. öğrenci bir robot gibi konuşturulur. aşırı yapay diyaloglar ödev verilir. kompozisyon yazdırılır. o yazılan kompozisyon student's book'un aynısıdır. falan fila uzar gider.
not : league of legends ve türevi online oyunlarda şakır şakır konuşacak kadar ingilizce biliyorum.
okul,oyun,dizi,film... evet bunlarla belli bir seviyeye gelinebilir fakat gercek anlamda bir ingilizle diyalog kurmak,saglikli iletisim kurmak icin o lisanin memleketinde uzunca vakit gecirmek gerekir, okulu, isi, tum sosyal faaliyetleriyle birlikte... londrada dogmus biri olarak ilkokulda ki ingilizce ogretmenleriyle yasadigim telaffuz tartismalarini, anlasmazliklarini ibret alan arkadaslarim bugun yurt disinda bir sekilde egitim aliyorlar yada tatil yapiyorlar. ingilizce ogretmeni adaylarina hitaben onerilerim bu sekildedir...