ülkemizde genelde üds kpds toefl gibi sınavlar için gereksinim duyulduğunda yapılandır. dizi izleyerek oldukça ilerleme sağlanandır. (bkz: ingilizce filmi ingilizce alt yazıyla izlemek)*
aslında diğer dillere göre gayet kolaydır çünkü ingilizce hayatımızın içinde yer alan bir dil yani kulak aşinalığı daha fazla.
misal ben 2 aydır almanca öğrenmeye çalışıyorum ama ich bin sibel'den ötesine geçemedim. artikeli eki bilmem nesi bi dünya şeyi var. ezberi fazla. ingilizcede ise her haltın basına the koy, cümle yapısnı bil, bi de kelime öğren bol bol tamamdır.
öğren öğren bitmeyen şeydir. bazen kendiliğinden gelişen bir eylem olduğunu fark edip sevinirsiniz. ingilizce bir film izlerken adamların ne dediğini anlayıp mutlu olursunuz. '' ben de ingilizce öğrendim yehu '' moduna girersiniz. halbuki sınavdan otuzu alınca anlarsınız ki aslında ingilizce öğrenmeyi pek de becerememişsinizdir.
not: sekiz dokuz yıldır ingilizce öğreniyorum hala hiçbir filmi altyazısız anlayabilmiş değilim.
grammar açısından dört işlem kadar basittir. zaten grammari çözünce şu anlıyorum ama konuşamıyorum evresine gelmiş olursunuz. üç dört aylık çalışma ve bir sene içinde yaptığım tekrarlarla sular seller gibi bildiğim grammeri kalkıp sultanahmetteki su satıcısından daha iyi ingilizce konuşmak için kullanamam demek ki ingilizce böyle ğrenilmiyormuş düşüncelerine salmıştır beni. zaten bu saatten sonra grammerin hiç bir şekilde önemi olmadığını bilmekte intiharlara süreklemiştir.
kısacası; dil yeteneği olupta konuşabilen insanlar ben ingilizce öğrendim demeli. diğer türlü zor.
zevk verir. aslında başlı başına bir şey öğrenmek insana zevk verir ama başkaları bön bön bakarken sizin bir yabancıyla çatır çatır ingilizce konuşmanız her şeyden önce özgüven kazandıracaktır.
gerçekten bir dili öğrenmek istiyorsan öğrenirsin. bundan emin olun dil öğrenmek öbür derslere benzemez insana zevk ve hobi gibi gelir. sürekli bir yabancı dil uğraşı içinde olursunuz. müzik dinlerken geçen bir cümleyi anlayınca heyecanlanmak, filmin ingilizce alt yazısını anlamak, yabancı biriyle sohbet etmek, kitap okumak, birine yabancı bir dilde derdini anlatabilmek, ve en önemlisi ingilizce rüya görmek* adama ilaç gibi gelir. emeğinin karşılığını almaktır. matematikte başarı yapsan bu kadar sevindirici olmaz çünkü dil iletişim aracıdır. ingilizceyi öğrendikten sonra başka bir dil daha öğrenmek isteyeceksiniz eminim.
benimde yıllardır aynı materyaller ve yöntemlerle beceremediğim, üstesinden gelemediğim bir sorun. geçen gün bir arkadaşımın tavsiyesiyle yeni bir siteden haberdar oldum. sanırım artık ingilizce öğrenmek sorun olmaktan çıkıcak gibi görünüyor. günümüzde teknolojinin gelişimi ve artık öğrenim metodlarının farklılaşması bir gereksinim olduğundan herkes için yararlı olacağını düşündüğüm bu siteyi sizlerle de paylaşmak isterim..
okulda ingilizce öğrenemezsiniz, bu bir gerçek.
size ne yardımcı olur, öncelikle müzik. hem zevkli hem de yardımcı olur. sevdiğiniz şarkıların sözlerini okursanız, çevirmeye çalışırsanız oldukça yardımcı olacaktır.
ondan sonra efendim, kendinize yazışabileceğiniz ya da konuşabileceğiniz insanlar bulun. http://www.interpals.net burayı önerebilirim.
filmleri altyazılı izleyin, altyazısını izlerken bir yandan da konuştuklarını dinleyip karşılaştırın.
cesaretiniz varsa ingilizce altyazılı da izleyebilirsiniz, benim yok şahsen. ama çok faydalı olacağına eminim.
ve kitap okuyun, ingilizce basit bir dilde yazılmış ince kitaplar.
günümüzde evde de internetten ya da bilgisayardan öğrenebilecek aktivite. çok mu çok önemlidir. l her kapıyı açar. Ancak günümüzde yeterli midir, değildir.