Yine ağzı olan konuşmuş, açılın ben ingilizce öğretmeniyim.
Dil öğreniminin başlangıcında sessiz dönem denilen bi sürece gireriz. Bu süreç bebeklerin konuşma öncesi dönemine benzer. Anlarsınız fakat konuşmazsınız. Farkı ise şudur, konuşmayı istemezsiniz. Bu sahip olunan dil becerisini yeterli bulmamaktan kaynaklanır. Aşmak isteyenlere tavsiyem bol bol dinleme ve okuma pratiği yapmaları.
öğrenmenin ilk evrelerinde olur öyle şeyler. başka milletlerden birkaç kişiyle konuşup aslında milletin berbat bir ingilizceyle durumu idare ettiği görülünce sona eder. ingilizce hocamın dediği gibi. korkmadan utanmadan aklına geleni söyle hacı.
Valla o benim de sorunum. Hayır niye utanıyosam? Niye utanıyorum? Lan sen niye utanıyon? Mal mıyım ben? Ne var yani? Bak yine sinirlendim. Tbe tbe çok tbe.
Valla ben hic birseye dikkat etmiyom direkt daliyom. Ne gramer ne telaffuz hic birseyi onemsemiyorum ama karsimdaki bni anliyor. Benim icin onemli olan da bu. Ben kendimi ne kasacam birak o seni anlamak icin kasdın.
Bakin size bi anini anlatiyim. Bigun anneannemlerde eve giderken otobuse bindik. Japon bir bey parasutle atlamis ruzgar cikinca sehir merkezine yarim saatlik bir yere ucuvermis bizim vatandas da onu otobuse bindirdi bu heralde yanlislikla dustu buraya dedi. Neyse adam bindi gidiyoruz. Otobuste iki ufaklik var cekine cekine gidip adama ver ar yu from diyip kactilar. Bizim disimizda kimse adama yardimci olmadi artik utanmaktan mi yoksa bilmemekten mi bilmiyorum ama o ufakliktaki cesareti gosteremediler. Neyse biz adami ulastirdik mutlu son.