Osmanlı imparatorluğu'nu I. Dünya Savaşı'na sokan
ve yenilginin baş sorumlusu olarak görülen
Enver, Talat ve Cemal Paşaların istanbul'dan nasıl
kaçtıkları, ortaya çıktı.
1 Kasım 1918'de, istanbul'da Alman Akdeniz Filosu
Karargahı'nda Türkiye'nin 1914 yılında bizim yanımızda
savaşa girmesini borçlu olduğumuz, eski bakanlara nasıl
bir yardımda bulunabileceğimiz konuşuldu.
Bunun üzerine karargahın en genç kurmay subayı olarak
ben paşaların kaçırılması planını gerçekleştirmeye aday oldum."
Kaçırma operasyonuna akşam saat 21.00 sularında başladığını
anlatan yüzbaşı, askeri demiryollarına ait bir motorla
Eminönü'nden denize açıldıklarını, önce Moda iskelesinde, parolayı
sorduklarında "Enver" yanıtını aldıktan sonra Talat Paşa, eski
istanbul Valisi Bedri Bey ve beş kişi aldıklarını, ardından
Arnavutköy'den yanında birkaç kişiyle birlikte Enver Paşa'yı, son
olarak da Boyacıköy'den Cemal Paşa'yı alarak, Tarabya açıklarında
duran Alman torpidosuna götürdüklerini, ayrıntılarıyla açıklıyor.
Tüm yolcuların ellerinde küçük birer valizle geldiklerini, motora biner
binmez feslerini çıkarıp, birer şapka taktıklarını yazan Yzb. Baltzer,
konuklarını eskiden Rusların Karadeniz Filosu'na ait olan ve birkaç
haftadır Alman bayrağı altında görev yapan R-1 torpidosunun
"geniş ve ferah kaptan kamarası"na bıraktıktan sonra, Tarabya'da
oturan askeri rahibin evinde kalan gemi kaptanı Yüzbaşı
Alfred Kagerah'ı çağırmaya gittiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
savunmak için yazmıyorum ama olması gereken oydu. kaçacak olsa daha önceden sıvışabilirdi neden savaş bitince kaçıyor hemde ingiliz gemisiyle. şimdi bağdadi midir nedir israil gemisiyle kaçması gibi birşey bu. vahdettin eğer kalsaydı osmanlı sempazitanları iç karışıklık çıkarırdı ve tmbb ye biat etmezlerdi. en doğru olanda buydu. bizim millete has bişey aslını inkar edip başarılara çamur atmak. şimdi fatih istanbul u fethetmeseydi istanbul diye bir ilimiz olmazdı. buna örnek islam bilim adamlarını red edip yoksayarak şurda son zamanlar birşey araklamış batıya özenme. islamı arap bedevisinden ibaret sananlar var. o amerika dediğiniz süper güç bile bugün ki teknolojisi 2 dünya savaşındaki alman bilim adamlarını ülkeye götürerek temelini atmıştır. v2 füzesi ve aya ayak basmayı bir araştırın. maalesef yalanlarla dolu bir tarihimiz öğretiliyor. örneğin 250 kg top mermisi kaldırdıysa yazanda bir 75 kg de ben ekliyim diyor. oluyor 325 kg. bunu genellikle ingilizler yapar abartırlar. osmanlınında iyilikleri olduğu gibi kötüyanları var. ama bize sanki hep padişahların 100 karısı var. hergün alem yapıyor. devlet paralarını yiyiyor. e ozaman bu padişah sefere ne zaman katılmış. beytül mal demiş ve şahsi ödemelerini kendi kesesinden yapmış. eğitim o kadar boktandı da mimar sinan amerikan ya da fransız koleji mezunu mu? birde osmanlıca diye bir dil yoktur sadece alfabe arap harflerinden esinlenmiştir. farsça, arapça kelimeler vardır ve biraz saray ağzı yapılmıştır elit olsun diye bknz. plaza dili ve edebiyatı gibi.
Sürgün mürgün diyorsunuz da kardeşim sürgün resmi makamlarca verilen bir cezadır mesela 150likler sürgündür, osmanlı hanedanının yaşadığı sürgündür bak ayırıyorum vahdettin “kaçtı” hanedanın kalanı ise sonradan sürgüne gönderildi. ingiliz kim düşman bindiğin gemi kimin ingilizin hainsin o zaman şuan Suriye türkiyeyi işgal etse ve kemal kılıçdaroğlu suriye gemisine binip suriyeye sığınsa ne dersin kaçtı dersin değil mi neymiş kaçmış.
1:karıları yanlışlıkla bir önceki ingiliz gemisine (savaş gemisi, içi sap dolu bir savaş gemisi) bindiği için oda bir sonraki ingiliz gemisine binmek zorunda kalmıştır.
2:türk havayolları seferleri durmuştu, yeni havaalanı açılmadığı için.
3: maç olayına hiç girmiyorum çünkü zaten hepimiz kendisinin bir liverpool taraftarı olduğunu ve kombinesi olduğunu biliyoruz.