incirler tam olmadan yeşil yeşilken toplanıp onları tadlandıracağız diye üzerlerine kilolarca şeker dökülüp yapılan reçel.kanımca ekmeğe sürülesi bir şey olmadığından reçelden çok tatlı olarak yemeklerden sonra sunulmasının daha doğrudur. *
11 şubatta gösterime girecek olan dram türünde film.
"sana dokunmak, tüm kelimeleri yakmak gibi, sana dokunmak, tüm insanları affetmek gibi" replikleriyle, tüylerimi diken diken eden bir fragmana sahip. izlenesi gibi durmakta.
çok sağlam geliyor çok. böyle hem indie bir havası var, yani ingilizce çekilse quote'leri orada burada uçuşur ama eminim bir sürü adam burun kıvıracak repliklere. ayrıca sanırım, canon eos 7d ile çekilmiş.
iki çeşittir. olmuş incirden yapılanı ve olmamış incirden yapılanı.
olmamış incirden yapılanı için olmamış incirler soyulur, yemeklik kirece yatırılır acı suyu çıkartılır, şekerle kaynatılıp reçel yapılır.
olmuş incirle olanında ise, olgun incirler kabukları soyulmadan şekere yatırılır ve normal reçel gibi pişirilir. bunda püf noktası ise reçeli hiç karıştırmamaktır. böylece olgun incirlerimiz dağılıp güzelliklerini kaybetmezler.
fragmanını yaklaşık iki saat önce ilk defa görüp, ismini duyduğum film.
ilk tanım:
bomba gibi gelen 2011'in en çok konuşulacak enfes filmlerinden bir tanesi. (zamanında ıssız adam'ın bomba etkisi yaratması gibi.)
ikinci tanım:
eternal sunshine of the spotless mind vari bir izlenim yaratan insanın kanını sıcaklaştıran, film içerisinde geçen cümlelerin fazla etkili olduğu ve bunların hepsinin senaristinin yazdığı belirtildiği, daha da muhteşem olanı halil sezai parakcıoğlu'nun rol aldığı ve besteleriyle şenlendirdiği film olmuş.
hele fragmanda da kullanan isyan parçasını o sarhoş kafayla söylemek nedir, duygulansam mı içsem mi arabeskleştirirmişcesine kendisinden geçmesine hayranlıkla baksam mı bilemedim.
1 fragmandan bu denli etkilenebilirdi. helal olsun.
hala reçelden bahsediliyor bu çok normal ama çok orijinal fragmanıyla,merak ettiren dramıyla çok konuşulacak bir filmdir incir reçeli.yakın zamanda buralar entryden geçilmeyecek.