hakkında çok şey söylenen hadis bilgini. iki iddia bulunmaktadır. 1.iddia buharinin muhteşem bir zeka ve hafızaya sahip olduğu, efendimiz(s.a.v)in hadislerini kılı kırk yararak incelediği ve sahih hadisleri alıp günümüze taşıdığıdır. 2.iddia ise efendimizden(s.a.v) 178 yıl sonra doğduğu ve efendimiz'in sözlerini yazdırmayı yasakladığı halde ( ki bu da bir hadis oluyor, bunu kim naklediyor) Kuran-ı Kerimle çelişen birçok hadsi uydurduğu ve dine zarar verdiği. imam-ı Azam hakkında söylediği iddia edilen hoş olmayan şeyleri de göz önünde bulundurarak ben 2.seceneği daha yakın görüyorum ama ilmine ve zekasına güvendiğim bir çok islam aliminin 1.seçeneği kabul etmesi beni tereddüte düşürüyor. Aslında hayat mamak meselesi olan dahası ahiretimizi ilgilendiren böylesi bir konuda tartışılması gerekmekte ama bu bir futbol maçı kadar dahi konu değerlendirilmiyor.
Şu an sadece kurancılık akımı ve modernistlerin günah keçisi olmuştur...
Bu sadece kurancılık akımının ilmi metodolojisi bu kadar işte;)
Hadis cımbızla oradan bir imamı karala oradanda bütün peygamber sünnetini yoksay. Oradanda sebeb- i nüzuluda inkar et.
Sonuç kurandan hüküm yalnızca allahındır ayetinden peygamberin örnekliğini yoksayma anlamını çıkar. Daha sonra zaten dinini bilmeyen cahilleri avla...
Hadislerle ilgili şurayı bi baştan sona okuyun (#28549966) ...
Kısaca buhari hadisleri ilk tasnifleyen adam değil.
Hadis yazımıda peygamber zamanında başlıyor. Hz. Ali ve ibn- i abbasın bile hadis sayfaları var.
Ayrıca buharide bile uydurma hadis olabilir. Ki birçok ehl- i sünnet hadis ulemasının eserlerinde uydurma hadisler belirtilmiş. Ayrıca Ehl- i sünnet içindeki ehl- i rey ekolü yani imam azamın takipçisi imamların hadislere yaklaşımlarıda ayrı incelenirse durumu anlayabiliriz...
Yani kısaca Usul- ül hadis gibi koca bir ilim dalını hiçe sayarak hadis cımbızlayanların niyeti hadisler değil. Oradan sünnet uygulamalarını inkar edip sünnete dayalı hanefi, şafii fıkhını yoketmektir.
Ama şunu bilmiyolar bütün hadisleri yalan olarak bile ele alsalar peygamberin yaşayan sünnetini yok edemeyecekler...
bu arkadaş birgün bir raviyi bulmak için çok uzak bir yol katetmiştir raviyi bulduğunda ravi atını boş çuvalla kandırıyormuş bunu gören buhari o raviden hadis almaktan vazgeçmiştir. Aynı buhari hz imam huseyn'i kerbelada şehit eden ordunun komutanı ömer ibni sa'd dan hadis rivayet etmiştir. Güya atı kandıran adama güvenmeyen buhari peygamber evladını öldüren adama güveniyor.
eminim bugünkü şöhrete konuma gelebileceğini asla tahmin edemezdi. yine kendisinin en güvenilir hadis kitabını derleme iddiası olmadığına da eminim.
tabi ki işler öyle yürümedi abartıla abartıla pohpohlana pohpohlana öyle bi seviye getirildi ki utanmasalar onun topladığı rivayetleri kuran ayeti kadar sağlam gördüklerini ikrar edecek kişiler türedi. diyemiyolar bunu tabi ama toz kondurmuyolar buhariye.
ama nafile kendisi bir tarihçidir. kendi istitatınca kendi usuluyle hadis olduğunu iddia bi takım rivayetleri derlemiştir. hepsi bu.
yazdiklari en eski ve guvenilir hadis kaynaklari olarak degerlendirilmektedir genelde ama nerden bilceksin iste oturup salladimi yoksa gerci yoksasida yok ordan burdan duyup yazmis iste, ha inanmayin demiyorum tabiki ama bi filtreden gecirmek lazim koru korune inanmadan
islam bu haldeyse sebebi kendisidir. Bu dünyada neler yapıp neler yapmamız gerektiğini gayet açık ve basit bir şekilde söyleyen kuranı kerimi uydurma hadislerle içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. " götüme su kaçtı orucum bozulur mu ? " diyen kafaların oluşmasının baş sorumlusudur.
Kuran’ın Allah tarafından korunacağının garantisi olmasına ve hafızlar olmasına rağmen vahiy katipleri tutulmuş fakat korunmaya muhtaç olan herhangi bir korunma altında olmayacak hadisler için hadis katibi memur edilmemiştir. Eğer hadisler olmadan din yaşanamayacak, Kuran anlaşılamayacak olsa bunun tedbiri muhakkak alınırdı.
Ömer ve Aişe’nin de her ihtilaflı konuda “Hasbunâ kitâbullâh” (Bize Allah’ın Kitabı yeter!)
ya da “Hasbukumu’l-Qur’ânu: (Size Kur’ân yeter!) Buhari, 23:32; Müslim, 11:9
şeklindeki uyaraları da bu görüşü destekler mahiyettedir.
Ayrıca aşağıdaki Buhari’den nakledilen hadisler, hadis nakledilmesini men etmektedir:
“Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: işte Allah’ın Kitabı, aramızda onun helalini helal kılın, haramını haram görün.” Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt
ibni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi. Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31 Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmizi K. Fiten 43
mezhepçilik yapan arkadaşlarıma sesleniyorum: bunlara da cevap verin lütfen. kaynak buhari.
islam dinine en büyük zararı veren adamlardan hadisçilerden biri. incilerinden bazı örnekler:
“Keçinin yemesi sonucu Kurandan çıkan taşlama ayetini Ömer Kurana tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
“Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari 63/27)
kendisine islam gibi kusursuz bir dine, recmi yamaldığı için çok teşekkürler, harbi mübarek adammış! sayesinde insanlık recmediliyor.
“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medineye gelerek müslüman oldular. Medinenin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi” (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107, 163)
deve sidiği içilmesi yönündeki iftirası ile, kendisi tıp literatüründe ve şifacılıkta yeni bir çığır açtı, sağolsun.
“Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın” (Buhari 76/53).
“Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi” (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).
savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesine dair peygambere attığı insani ve vicdanı bol bu iftiradan ötürü ayrıca teşekkür ettim kendisine. büyük adam.
Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir” (Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).
bu değerli aktarımı hayata bakışımı değiştirdi benim mesela.
“Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti” (Buhari).
“Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı” (Buhari, Hibe/.
“Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.
Zekerlerimizden meni damlıyordu ” (Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141).
buraya kadar olanlar orjinal ifadeler!
ama şu ikisi çok hakkaniyetli, bak bunda ironi yok:
“Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: Allahın Kitabı bize yeter` dedi” (Buhari itisam 26, ilim39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22).
“Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır” (Tirmizi 2906).
kendisinin çırağı olsaydım keşke! ilminden istifade etseydim! 600.000 hadis toplayıp hepsini derlemeden önce, abdest alıp 2 rekat namaz kılsaydım. zaten 600.000 x bir abdest + 2 rekat namaz süresini hesaplayacak akıl kapasitesine sahip adam, 59 yaşında ölen bir adamın ömrünün kaçta kaçını bu işle geçirip geçiremeyeceğini anlar.
bu alimcik ve yolundakilere kur an bak nasıl cevap vermiş:
Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O`nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
(Enam Suresi 114-115)
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur`an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. inanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. (Yusuf Suresi 111)
işte bunlar, Allahın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allahtan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)
işte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
insanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. işte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman Suresi 5- 6)
Kuran'ın korunması Allah tarafından garanti edilmiş, evet kuranın bir harfini bile değiştiremezler ancak Kur'an'ın yanlış anlaşılmasını sebeb oluyorlar kuranın yanlış anlaşılması engelleyen hadisi şeriflerdir zira peygamberlerin tebliğ ve tebyin vazifesi vardır, tebyin vahyin insanlarca doğru anlaşılmasını sağlamak için peygamberlerin açıklamalardır, Hz.ebubekir gibi Arapçaya hakim olsa bile ben böyle anladım demek yoktu sahabede, o zaman peygambere de gerek kalmazdı, kuran Kabe'nin çatısına iner herkes bununla amel etsin denirdi.
Kuran bize yeter, peki kuran ne diyor, resulum ne verdiyse alın neyi yasak ettiyse kaçın, ayetlerin efendimizce nasıl tatbik edildiği kuranda değil hadislerde bellidir.
Ayrıca hadis inkarcıların inkarlarına delil için gene hadis nakletmesi ne kadar gülünç kaldı ki Allahın kitabı bize yeter demesi ihtilaflı konularda bakılması gereken kaynak kurandır, kuranda kendisinin anlaşılmasında sünnete havale etmiş,
Efendimiz aleyhissalatü vesselam hz.muaz'ı radiyallahu anh Yemen'e gönderirken sordu:
"Sana hâlli için herhangi bir dava getirildiği zaman nasıl ve neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. Hz. Muaz,
"Allah'ın kitabındaki hükümlerle hüküm veririm." dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz,
"Eğer Allah'ın kitabında onunla ilgili bir hüküm bulamazsan neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. Hz. Muaz,
"Resûlullahın sünnetine göre hüküm veririm." dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer,
"Resûlullahın sünnetinde de onunla ilgili bir hüküm bulamazsan, ne yaparsın?" diye sordu. Hz. Muaz,
"O zaman, kendi görüşüme göre içtihad eder, hüküm veririm." dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bundan son derece memnun oldu. Bu memnuniyetini şöyle ifade etti:
"Allah'a hamdolsun ki, Resûlullahın elçisini, Resûlullahın razı olduğu şeye muvaffak kıldı."1
Zaten ihtilaflı konularda veya içtihad mezheblerin oluşmasına vesile olmuştur ki bu ümmet için rahmet olmuştur hepsinin kaynağı ayet hadistir
Efendimiz aleyhissalatü vesselam'ın ümmetim ihtilafı rahmmettir hadisi serifi buna delildir.