birinci sınıfta altına sıçıp çaktırmamaya çalışan arkadaşınızın bokunu tutup 'aa hamza bu ne ?' diye alaylı bir şekilde sormak.
edit: 'oyuncak, oyun oynarken kardeşim koydu' diye yalan söylemişti.
ilkokuldaki utandıran olaylardır.
--spoiler--
karşı sınıfla maç yapıyorduk. bir türlü açılamadığım kız da oradaydı. topa öyle sert vurdum ki top falso aldı kızın suratına geldi. tabi yere düşüp ağladı.
--spoiler--
okulun bahçesine biz dersteyken minibüs düşmesi. evet okul bahçesinin tam üzerinden geçen virajlı bir vayadük vardı ve o minibüs virajı alamayarak okulun bahçesine uçmuştu.*
ön sırada oturan bir çocuğun öğretmenden izin almaya çekinip sınıfın ortasına sıçması. 1. sınıfta mıydım, 2. sınıfta mıydık tam hatırlamıyorum. çocuğun adı aydın'dı ama onu hatırlıyorum.
daha 1.sınıfın ilk günü sınıfta çıkan kavgayı ayırmak için araya girdiğim zaman kapıdan giren hocam benim kavga ettiğimi düşünüp,senenin ilk tokadını bana atmıştı.
Sanırım 2. sınıftı okula geç kalmıştım acele etmem gerekiyordu. Bende ayakkabılarımı giyeceğime yanlışlıkla tuvalet terliklerini giymişim babam arabayla bırakıyordu beni o zamanlar arabada fark ettim durumu. ama ne kadar aptalsam aman kim bakacak ayaklarıma kimse fark etmez dedim babama da belli etmemeye çalıştım. tabi planlarım tutmadı daha kapıdan girer girmez herkes gülmekten resmen yere yattı tüm günüm zehir olmuştu o da yetmezmiş gibi bir de hoca tahtaya kaldırmıştı çok utanmıştım çok. hala unutamam..
7. sinif fen bilgisi sinavi ama konu biyoloji; ben de inek miymis neymisim 40dklik sinavi 20 dk'da bitirdim. Oyle de bir eminimki kendimden. Her neyse, kalktim goturdum sinavi. Kadin hemen aldi kontrol etmeye basladi, ben de omuzunun ustunden izliyorum.
Kari benim kagida bakiyor, kendininkine tik atiyor... Cevap anahtaro 100 aldi. Her neyse, kariya soyledim cevap anahtarini kontrol ettigini, dumur oldu. ama oyle boyle dumur olmadi, gulme krizine girdi, siniftan cikip tuvalete gitmek zorunda kaldi... Butun sinif bu sure icerisinde kopya cekti, sinav iptal oldu. ben de kacirdigim 100le kaldim...
4. sınıftaydım sanırım öğleciyiz o zaman son tenefüstü, hava bayağı kararmıştı. biz de sınıftayız kapattık ışıkları kapıyı açana hööeeaay diye bağırıyoruz. tabi sınıftakiler alışık gülerek sıralarına yöneliyolar. yine kapı açılacak oldu biz ses tellerimiz yettiğince böğürdük. gelen de müdür yardımcısıymış. "haay aman allah" diye bağırdı sonra da bişey demeden gitti. öğretmenler odasında falan anlatmış bizim de popüleritemiz arttı o olaydan sonra.
Uzunca bir giri girmeme rağmen hala aklıma gelmekte olan olaylar var.(uzun giri yukarıda)
2. Sınıf sanırım emin değilim, sınıftaki kıza gözümün önünde pandik atmıştı bi oğlan. Esmer cingen piçi. Kızın adı da çilem idi. Entry-nick aman pandik-isim uyumu olmuş farkettim de.
Bir diğeri de hademe okkalı bi tokat atmıştı bana.
Ve diğer bir dumur olduğum olay sıra arkadaşımın burun deliklerine kalem sokmasıydı.
Kenan doğulu nun bir şarkısını mırıldanırken 'bütün kızlar güzel' kısmını duyan kız arkadaşımızın bütün sınıf kızlarını 'bakın ne dedı kızlar! Butun kızlar guzelmıs.' seklınde galeyana getırıp uzerıme saldırmaları. Evet sozluk sapık damgası yedım o cadaloz kız yuzunden. Hayır soyledıgım sey de kotu bırsey degıldıkı... Ama hayır bunun suclusu hep kenan valla o soyleyınce normal, cok guzel, havalı, cool... Bız soyleyınce sapık!
kış günleriydi. her ilkokullu gibi teneffüslerde bahçenin belli bölgelerindeki karlı-buzlu alanlarda kayma yarışı yapıyorduk. oturarak falan değil, ayakta koşa koşa gelip ayakları yere sabitleyip kayıyorduk falan. normalde bi bok olacağı yok, işi noktada bırakırsanız.
bikaç arkadaş bu heyecanını sınıfada taşıdı. arka sıralardan koşmaya başlayıp ön sıradan itibaren tahtaya doğru kayıyorlar. bi tanesi, epey hızlı yardırdı, ön sırada kaymaya başlamasıyla ağız burun karışık tahtaya dalması bir oldu. ön dişlerinden birinin yarısını tahtada bıraktı. geçenlerde gördüm ön dişinin halen yarısı yok amk.
Sınıftaki göt kadarcık, ufacık hüsamettin'in sıra arkadaşının üstüne 2 kilo kusmasıydı.
Diğer biri ise sınıfımızdaki hakkı'nın altına sıçması ve hafiften çıkan dedikodulardan sonra hocanın herkesin içinde "altına mı yaptın" diye sorması ve hakkı'nın da o kırmızı suratı ile "evet" demesiydi.
Bir diğeri ise en arkada oturan çocuğun sıraya işemesiydi. Sıradan damlalar aktıktan sonra hocadan gözleri dolu bir halde işin alıp lavaboya gitmesiydi.
Tüm bunlar 3. Sınıfta gerçekleşti. Sıçan sıçana idi. Ve 4. Sınıfta özel okula gönderildim.
Ben sıçamadım ya o içimde ukte kaldı sözlük.
Şerefsizim edit: yazmayı unuttuğum asıl dumur olay 3. Sınıfta okuldaki erkekler tuvaletinin tadilatı nedeniyle kızlar tuvaletine işememdi. inşaatcı amca git kızlarındakine gir demişti. Bağırmıştı.
E mahalle okulu 4 tuvalet var zaten. Neyse girdim işerken yandaki kız "fatma beni bekle beraber gidelim" diyordu. Ses vermedim. işimi gördüm tam Çıkarken kapı sesini duyunca "şeey beklee!" diye bağırmıştı. Etrafı kolaçan edip yardırmıştım.
bu olay 3.sınıfta geçiyor: sınıftaki en ispikçi çocuk olan mehmet öğretmen gelir gelmez çok yüksek bir sesle hemen atladı. Örtmenim örtmenim ramazan bana yarrrrrrak dedi.
evet, o zamanlar 8.sınıftayız, ergenliğinde etkisiyle hepimiz patlamak olan bir bomba gibiyiz. kızlara artık farklı gözlerle bakıyoruz, en yakınımızdakilere bile. bir gün; ben, ticaret zekası yüksek mardin'li bi arkadaş ve adıyamanlı cihan'la bu sorunun çaresini düşünmeye başladık, çare dediysem yani ergeniz, bir gün kızlara saldırmaktan korkuyoruz artık, kızlarda yavaş yavaş bizden uzaklaşmış. aklıma hemen bi fikir geldi, "beyler buldum, şişme kadın alıyoruz" dedim. ilkten beni takmadılar ve fikirden hoşlanmadılar fakat bi süre sonra onlarda fikrime yanaştı. aramızda para topladık, mardin'li arkadaşın çevresi sayesinde 75 ytl'ye * bir şişme kadın aldık. ve hepimiz haftada bir gün şişme kadınla işimizi hallettik. haftalar geçirdik biz bu kadınla, artık kahranımızdı bizim. ta ki ben patlatana kadar, evet sözlük ahalisi patlattım. o nasıl yüklenmedir, patladı gitti ellerimde, hala acısını çekiyorum. ***
okul pantolonuna sıçmak gibisi yok. o pantolon neler çekerdi de ama kamufle de etmezdi ipne sıçtıktan sonra pantolon değil de fanila olurdu sanki. ha bi de alta işeme var. bunu bildiğimden pijamalarımı hep cepsiz alırdım. işediğimde annem sabahları bakardı işemişmiyim diye, ben de ters çevirirdim ve öyle kurtulurdum dayaktan. bokla-çişle mücadele ederek geçti gitti. .
birinci sınıfın başlarında iken annemlerim harçlığımı unutmaları üzerine. bende böyle bir telaş sanki açıkta kaldım, böyle tüm ders düşünüp içimin içimi yemesi sonucu öğretmen beni çöp dökmeye gönderdiği sıra müdürün odasına gidip durumu izah etmiş annemi aramış ağlak bir ses tonuyla harçlığımı istemiştim. müdür ile yardımcı bey bir kahkahalar hala anlatıp güler evdekiler. ben hala olaya ciddiyetle yaklaşmayı tercih ediyorum tabi.
yetişkinlik günlerinde hatırlandığında insanı tebessüm ettirecek, veya sözlüğe entry girdirecek olaylardır.
en fazla 10 yaşındaydık. hoca dedi ki herkes olmak istediği mesleği tahtaya yazsın. tahta meslek gruplarıyla dolmaya başladı. herkes sırayla çıkıp yazıyor, yaşımız itibarı ile öğretmenlik ve doktorluk birincilik mücadelesi veriyordu. polislik yazmıştım hatta hiç unutmam. bu ankette 2 arkadaşın tercihleri dikkat çekiyordu. 50 kişiydik sınıfta. aramızda 1 kişi sporcu olmak istiyordu. geriye kalanlar(2 kişi hariç) öğretmenlik-doktorluk-polislik üzerine oynuyorlardı. gelelim bu iki kişiye.
birincisi lisede deli lakabını alacak aykut arkadaştı. mikrobiyolog yazmıştı. sen nerden biliyon la o yaşta mikrobiyolojiyi? gerçi aykut daha sonraları hiç tahmin etmediğimiz bir meslekten güzel bir rütbe ile emekli oldu.
ikincisi de henüz o yaştayken piç lakabını almış ve halen o lakabı layıkıyla üzerinde taşıyan uğur idi. sınıfn en haşarı çocuğu. babası tekel bayii sahibi. çocuk meyve suyunu rakı gibi içip 10 yaşında efkarlanmak eyleminin tadına bakıyordu. öyle bir manyaktı. o da barmenlik yazdı. tabii ki mahalle arası piçlerinden olduğu için kayalıklarda şişe efes içmekten öte bir eğlence hayatı olmadı.
bi kere de piknikte altıma işediydim lan ben! neyse bunu geçelim.*
ilkokulun ilk günüydü.
herkes sınıf kapısının anahtar deliğinden hoca geliyor mu diye bakıyordu.
bende bakayım dedim. bakmaz olaydım. meğerse hoca tam önündeymiş.
içeri girer girmez kafama bir tokat attı altıma işedim.
valla bak.*