ilkokulda sınıf başkanı olmak

    1.
  1. o dönemde reis-i cumhur olmak kadar kıymetli şey.

    bütün karizma sizdedir, kara tahtaya konuşanlar başlığının altına entryler pardon isimler yazarsınız. sonra hoca gelip o veletleri uyarır ya da döver. işin içerisinde birçok katakulle vardır, siyaset gibidir.
    10 ...
  2. 8.
  3. eğer o dakikaya kadar sınıfta hörmet görecek bir maharetiniz yoksa, başkan olmak için türlü fırıldaklar denenir.
    başıma geldi, ordan biliyorum. fakat sonuç her zaman iyi olmuyor.
    5. sınıfa filan başlamıştık yamulmuyorsam. dördüncü sınıfta iken başkan olan pezevenk o yıl başka okula gitmişti, ya da ailesi mi taşınmıştı neydi, hatırlamıyorum.
    tabi sınıfta en ateşli başkan adayı benim. öğretmene olsun, o boktan arkadaşlara olsun, denemediğim yapmadığım yalakalık yok. buna sınıfın çirkin kızlarına iltifat edip, gazoz ısmarlamak da dahil.
    neyse, en yakın rakibime tonla fark atıp başkan oldum ben. muradıma ermiştim. allah'ım, sınıfın başkanıydım lan !
    şimdi bizim okul köy okulu olduğundan, okul köye bir hayli uzak. yürüyerek gidip geliyoruz. taşımalı eğitim olsaydı bile o zamanlar, bizi eşekle taşırlardı. okulun yolu bildiğin dağ yoluydu lan!
    tüm sınıfla haşır neşir olduğumdan, sınıfı bir türlü susturamıyordum öğretmen gelene kadar.
    örnek diyalog :

    ben - ismail konuşmasana olm, yazcam bak adını tahtaya
    ismail - olm sana ben oy verdim, ben oy vermesem kimse vermezdi naber?

    kısacası, kime ne desem elimde patlıyordu. bi süre sonra "yeter lan" dedim. başladım sıradan "konuşanlar" listesine bu ipnelerin isimlerini yazmaya.
    ismini yazdığım ve konuşmaya devam edenlerin isimlerinin yanına da konuşma süresine orantılı olarak birer çarpı atıyordum.
    bu arkadaşlar ufaktan bana kıl olmaya başlamışlardı. ulan olsunlardı. az biraz karizma yapalım deyi başkan olduk, taşakoğlanına döndük lan. sınıfa "susuuun" diye bağırıyorum, adamlar skine bile takmıyor, daha fazla konuşuyor. sanki orada başçavuşun eşeği osuruyor. var olan karizma da bitti anlayacağın !

    bigün tahta isimle dolu. o güne kadar tahtada ismi yazanları uyaran ya da hiç umursamayan öğretmenimiz, o gün artık karısına mı kızdı, müdürden mi azar işitti bilinmez ; bu arkadaşları tahtaya dizip öyle bir girişti ki, ben bile acıdım lan. şerefsiz öğretmenin dövdüğü her arkadaşım bana bakıp, "çıkışta görüşürüz" dercesine bana bakıyordu.

    aynı şerefsiz öğretmenimiz, bu kadar adamı susturamadığım için aynı dayağın az biraz şiddedtlisini bana da attı o gün.

    okul çıkışında ise, o patika yolu yürürken dayak yiyen arkadaşlardan, hepsinin yediği dayağın toplamı kadar dayak yemem de günün bonusu oldu. şerefsizler yerde bile tekmelediler lan!

    velhasıl, bu başkanlık işi beni sarmadı. yediğim dayaklar da yanıma kar kaldı. düşünüyorum da, önceki senelerde "konuşanlar" listesinde adı eksik olmayanlardan biri de bendim. bu ne yaman çelişki yarabbi?

    değil başkanlık, okulda müdür olacaksın deseler dönmem arkadaş ben çocukluğuma. yöneticilik vasfı yok bende.

    aynı mantıkla şimdi siyasi parti başkanı olup, başbakan seçilsem, kesin idam edilirdim lan! o boku beceremeyip üzerine bir de dayak yediysem, sanırım bu da böyle sonuçlanırdı.

    bu yüzden bir politikacı ne kadar beceriksiz olursa olsun, yine de bazı vasıflara sahiptir ki orda duruyordur diye düşünüyorum.

    nerden nereye geldi muhabbet. vay .mına koyim ya..
    9 ...
  4. 42.
  5. zorlu ve keyiflidir. bir de sigortamız ödenmeye başlasaydı emekliliğe az kalmıştı. *
    5 ...
  6. 9.
  7. konuşanları tahtaya yazarken ki forsunuz var ya...

    (bkz: ı love this game)
    4 ...
  8. 61.
  9. On numara beş yıldız iştir.
    Yok yazılanları var yazmak = patates ekmek kola.
    Okuldan kaçanları haber vermemek = Amerikan pastası
    Arada yalakalık yapanlardan = çay

    Ara ara hiç alakası olmamasına rağmen a4 kağıdı parası, silgi parası, çöp poşedi parası topla = hooop cebe.

    Ne güzeldi lan. !

    Bu entrymi 20. Nesillere ışık olsun diye yazdım.
    Hadi bakayım. Göreyim dizi dübürükler.
    3 ...
  10. 47.
  11. benim 5 sene boyunca öğretmenim annemdi, diğer çocuklar bunu kıskanır ve beni hiç sevmezlerdi.

    sınıf başkanlığı seçimlerine katılmak için plan kurmuştum. ben de projeler hazırlayıp sunacaktım, konuşmalar yapıp hediyeler dağıtacaktım. seçmenlerin gözünü boyuyacaktım. 7 yaş mantığına gayet yatkındı tüm bunlar ki hemen babamla giriştik işe. babam okul müdürüydü aynı okulda, el altından bana yardım edecekti. markete gittik tüm çocuklara topitop aldık, çikolata aldık. ben bir politikacı edasıyla top havuzu, kum havuzu gibi hiç olmayacak vaadler verdim. hatta annemin çantasından gece sınav sorularını bile çalacağımı söyledim yemediler her neyse gözüm gibi sakladığım topitopları da hapur hupur yaladı yuttu piçler. sıra geldi sandığa, herkes oyunu kullandı. teneffüse çıktık. kime sorduysam "tabi kızım sana verdik, kime verçesss yaa" dediler. daha sonuçlar açıklanmadan koltuklarım kabardı. sıra geldi sandığın açılmasına ve oyların sayılmasına.

    sonuç?

    0 oy..

    ulan kendin de mi kullanmadın oy neden sıfır diyeceksiniz ki evet oy kullandım ama kendime değil, nasılsa ben çok oy alacam diğer adaya ayıp olmasın diye centilmenlik yaparak oyumu onun lehine kullandım. *
    bir dahaki seçimlerde ise çaktırmadan fazla oy attım sandığa. annem de yedi ben başkan oldum.

    darbe yemem uzun sürmedi,

    "hükümet değişsin"
    "büşra başkan aşağıya" sloganlarıyla adeta defedildim.

    kaybeden onlar oldu.

    pokemon turnuvaları, babyleyd turnuvaları hepsi iptal oldu.

    oh oldu.

    o kadar taso yağmalamıştım. tek üzüldüğüm giden tasolarıma ve topitoplarımdı.
    3 ...
  12. 59.
  13. lisede sınıf başkanı olmaktan daha havalı bir şey.

    seviyorsan git sınıf başkanına söyle bence...
    2 ...
  14. 46.
  15. sınıfta ön plandaki öğrencilerin hevesli olduğu konum.
    sınıfın çalışkan yakışıklı erkeği başkan olur yardımcısı da sınıfın en gıcık kızı.
    3 ...
  16. 2.
  17. olunca "ne oldu başım göğe mi erdi?" diye kendi kendime sorduğum olay. (o zamandan bu yana ne sınıf temsilcisi oldum ne sınıf başkanı. klüpler vardı onlara da başkan olmadım... şimdi üniversitedeyim asistanım nasıl oldum bende bilmiyorum.)
    3 ...
  18. 18.
  19. ilk 5 sene çok önemli birşey sandığınız şeydir.
    ama 6. sene anlamaya başlarsınız ki sınıf defteri ve bilimum şeyler için herzaman siz görevli olur öğretmenin her işine koşturur sınıf olarak toplu yaramazlık yaptığınızda sınıfı temsilen siz azar yersiniz. ve tabi öğretmene yalakalık yapmak gerektiğide unutulmamalı.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük