göreve gelmesiyle birlikte, şeriatçı, dinci kesimin, kaçacak yer arayıp bulamadıktan sonra çeşitli karalamalarla görevden etmek istediği paşamızdır.
genelkurmay başkanı olmak kolay olmadığı gibi görevden edilmesi hiç kolay değildir.
ha akpli arkadaşlar; işinize gelince demokrasi, akp halkın sesi, ne yaparsa doğru oluyor da, başbuğ paşanın da başkanlığını onaylayan akp ve abdullah gül sonuçta bu halkın sesi değil mi *
bırakın bu işleri devlet su işleri diyorum bu dinci,yobaz arkadaşlarımıza...
ergenekon terör örgütü sanıkları asker eskilerini ne sebeble genel kurmay adına ziyaret ettirdidigini açıklama ya gerek görmemiş, kişidir, cumhurbaşkanı ve sayın basbakandan bir an önce derhal görevden alınmasını diliyorum, yeter artık bu siyaset,
pkk ile ortak uyusturucu kacıran asker eskilerini mi savunuyorsun, neden daglıca yı pkk ya peşkeş çeken adamı görevden almıyorsun, yoksa iyi çocuk mu, yoksa sizin de mi haberiniz var olaydan.
06.09.2008 tarihli sözcü gazatesinin başlığında hakkında şöyle denmektedir. "Bir cumhurbaşkanının yapması gereken 'uzlaşmacı misyonu' üstleniyor. Bir başbakanın görevi olan 'sorun ve dert dinleme'yi yerine getiriyor. Bir valinin yaratması gereken 'güven, saygı ve sevgi' ortamını yaratıyor, besliyor. Bir belediye başkanının işi olan 'hizmet ve sorun çözme' yi gerçekleştiriyor. Bu yorumların olmasına gerekçe ise ilker Başbuğ'un güneydoğudaki terör olaylarına çözüm sağlamak için gittiği Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşu yöneticileriyle görüşmesi olmuştur. Genelkurmay Başkanı boyutunda böylesine bir temas ilk kez olmuş ve bu kuruluşlarca milat olarak değerlendirilmiştir.
kendisini eleştirmek seri eksi oy nedenidir. bu konuda önemli olan eleştirinin mahiyeti ve gücü değildir. üç odalı zihinlerde ilk odasında entryi okuyabilen ikinci odada bu entry'nin bir eleştiri olduğunu kavrayan ve üçüncü odada hemen eksi oy verme eylemi komutunu verme gibi bir etkiye sahiptir.
dünyayı içine sindirememiş gelişimin ve ilerleyişin çok çok uzağında kalmış hala üniter-ulus devlet zihniyetine sahip bir de üstüne üstlük genelkurmayın adını hükümleri belli olmayan ama çok ciddi bir suçtan yargılanan iki general'e kurum adına yaptırdığı ziyaretle gündeme bomba gibi bir giriş yapmış genelkurmay başkanıdır. şüphesiz ki ordunun sahibi değildir ama öyle davranmaktadır. devletin en güçlü adamı olmanın verdiği avantajı şu birkaç gün içinde sorumsuzlukla kullanacağının sinyallerini vermiştir. ama bu güç geçicidir; kalıcı olan güç ise halkın çıkarlarını gözeterek kazanılan güçtür.
yeni genelkurmay başkanı, ilk geldiginde içine girdigi hadiseler, eski günlere dönme sinyali barındırıyor olması dolayısı ile insanı geriyor, türk milleti olarak kendisinden, ergenekoncuları ziyaret etmesini degil, daglıca baskını ile ilgili, o 1 yıl önce internete birligi ile ilgili bilgileri giren, o gencecik çocukların kanına giren, o bunlar pkk işbirlikçisi diye sucladıgı çocuklardan af diletilmesini istiyoruz, yargılamalarını bekliyoruz türk milleti olarak, kendilerinden.
Akepe ile işbirlikçilik çizgisinden uzak tavır sergileyerek, silahlı kuvvetlerin durması gerektiği yerde durduğunu gösteren genelkurmay başkanı.
Büyükanıt paşa döneminde yaşadığımız hayal kırıklığını bizlere yaşatmayacağını umut ediyoruz.
son genel kurmay başkanı yaşar büyükanıt'ın aldığı hediyelerle gündeme oturmasına binayen, kendisinin doğu görevi sırasında farkı anlamlar çıkmaması için köylülerin yemek davetlerini geri çevirdiği bilinir.
kimi dimaglarda buyukanit'in genelkurmay baskanligina basladigi donemdeki turden bir heyecan vermis sahistir. hem kursellesmeye sovup sayip hem abd ve natoyla iliskilerimiz mukemmel demek nail bir kafa yapisinin urunudur bilemem ama o 2 yil sonra yine imali sozlerle gonderilip, hadi kosaner pasam sen kurtar bizi diyecekler icin simdiden uzgunum..
genel kurmay başkanlığı için yapılan devir teslim töreninde yaptığı konuşmada bir an darbe günlüklerinden bir demet sunduğunu düşündüğüm komutan. ulus devlet, üniter devlet, cumhuriyetin değişmez nitelikleri, ataturk milliyetçiliği, ulusal değerler vs. diyerek baymıştır adeta. bir ara ağzından demokrasi kelimesi çıktı allahtan. çölün ortasında bir damacana su bulmuş gibi oldum. eee ayağında postal, sırtında militarizm forması, cv'lerinde birçok darbe ve darbe teşebbüsü bulunan kişileri bu kadar konuşturursan olacağı budur.
"türk ordularının başkomutanı" anlamındaki soyadını hakeden, yeni genelkurmay başkanı. 30 ağustos'ta görevini ışık koşaner'e devredecek; ışık koşaner ise atila ışık'a...
o zaman görün siz, -hulki cevizoğlu'nun deyimiyle-, "başbuğ'un ışık'lı ordusunu"...
"Commander of Turkish land forces A changing of the guard at the top of the armed forces is always a defining moment. Gen Basbug takes over as chief of the general staff in August from Yashar Buyukanit, who has clashed on several occasions with the government. Gen Basbug is said to be as fiercely opposed to political Islam as his predecessor. It remains to be seen how his opposition is expressed. He is steeped in the westernised, secular culture of Turkey's Nato-influenced officer corps. There may be no immediate easing of political-military tensions when he takes over."
"...Türkiye, laik ordu ile sosyal olarak muhafazakar hükümet arasındaki gergin ilişkileri kolaylaştırması beklenen bir adım ile yeni silahlı kuvvetleri komutanını atadı. General ilker Başbuğ'un terfi edilmesinin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ile daha az konfrontasyona yol açacağı umuluyor..."
kendisini kısa askerliğim sırasında görme ve kendisinden hediye alma şansına eriştiğim yeni genelkurmay başkanı. aslında beş aylık askerliğim sadece bu an yüzünden kabusa döndürülmüştü ama olsun.
en azından an itibari ile anlatabileceğim bir hikayem var.
bana 4. murat'ı anımsatan paşa. özellikle hilmi özkök'le başlayan askeriyedeki yumuşama yaşar paşa ile beraber bir nebze kırılmıştı. nerdeyse her habere, her manşete gece yarısı ekspresi tadında basın açıklaması döşeyen genelkurmay, 27 nisan'da en ağır topunu kale burçlarına savurmuştu. sertleşen asker yeni dönemde nasıl bir tablo oluşturacak kestirmek pek kolay değil ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açık. özellikle akp'nin yeni dönemde siyaset alanında bir kör gibi yürümesi ve kırıp dökmemesi gerekiyor. çünkü bildiğim kadarıyla ilker başbuğ darbe günlüklerinde celebrity paşa isimleri arasında. tabii ki erdoğan-başbuğ görüşmesi, paksüt-başbuğ görüşmesi, akp'nin kapatılma davası ve ergenekon davası sürecinde taşların yeri tam olarak belli değil. makro açıdan bakacak olursak önümüzde bir de kuzey ırak sorunu var. depreşen terör belası var. diğer taraftan abd-iran krizi var. hem iç hem dış siyaset epeyce çalkantılı. ilker başbuğ görevi zor bir dönemde devraldı. bütün bu sorumluların üstesinden geleceğinden kuşkumuz yok ama sivil siyaset ve demokrasi konusunda hilmiz özkök dönemindeki rahatlığın olmayacağı açık.
1) ingiltere Kraliyet Harp Akademisi ve NATO Savunma Kolejini bitirdi. Belçika/Brüksel'de NATO Uluslararası Askeri Karargâhı'nda Cari istihbarat Plan Subaylığı yaptı. General olduktan sonra Belçika/Mons'ta Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'nda (SHAPE) Lojistik ve Enformasyon Daire Başkanlığı görevini yürüttü. Son olarak yine Mons'ta Milli Askeri Temsil Heyeti (NMR) Başkanlığı görevinde bulundu.
2)22 Ekim 1993'te Diyarbakır'ın Lice ilçesi teröristler tarafından ablukaya alınmıştı. Açılan ilk ateş sonrası Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, başına isabet eden bir kurşunla vuruldu. Bu sırada içinde Tümgeneral ilker Başbuğ ve Korgeneral Hasan Kundakçı'nın da bulunduğu helikopter Lice üzerinde uçuyor, ama kanas ateşine maruz kalıyordu. Bu durumda alçalarak 55 yaralı askerin bulunduğu okulun bahçesine indiler. 14 saat teröristlerle çatıştılar. Tek bir zayiat verilmedi.
çok seviyoruz ve yeni genel kurmaybaşakanlığı hayırlı olsun diyoruz canım komutanımıza.
yaşar büyükanıt'a göre daha şahin bir askerdir. genelkurmay başkanı olşunu dört gözle beklemekteyiz. 2007 yılındaki 30 ağustos yada cumhuriyet bayramına has yapılan resepsiyonun birinde şöyle bir diyaloğuna tv'de şahit olduk:
başbuğ:(soruları yanıtlıyor)
yaveri: paşam başbakan ve bakanlar sizi soruyor. geliyormusunuz?
başbuğ: bekliyecekler 2 dk.röportaj veriyoruz.