ilker başbuğ un terörist sayılması

    1.
  1. emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral ilker Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamedeki o ifade sebebiyle fethullah gülen adlı şahsı bir güzel andım sayın seyirciler nedenmi? iddianameye göre: "Başbuğ, Ergenekon terör örgütü adına TSKya sızmış"!..

    ebenin bilmem nesi!...

    nasıl oluyor lan? şimdi koskoca tsk'nın komutanı gündüzleri çankayada görev başında cumhurbaşkanıyla buluşurken geceleri teröristlikmi yapıyor?

    tamam sayın yazarlar ''oh olsun onlar türbanlılara eziyet etti pis seküler faşist laikçi generaller'' diye kızabilirsiniz bir yerdede haklısınız ancak bu operasyonun amerika tarafından yapılıp koskoca türk silahlı kuvvetlerinin komutanının düzmece delillerle terörist sıfatıyla aşşağılanmasına neden ses etmiyorsunuz?

    hani türktünüz? hiç yoktan tc vatandaşıysam bu durumda türküm diyenlerdendiniz? hiçmi kanınıza dokunmuyor ulan? islamın sancaktarlığını 1000 sene boyunca anlı şanlı zaferlerle gururla taşıyan bir milletin öz ordusu amerikan menşelli cemaatçi kadrolarca yargılanıyor.

    hiç yoktan böyle boktan suçlamalarla türk ordusu aşşağılanmasa bari. hiç yoktan özel yetkili mahkemeler denilen o hukuk müsveddesi tiyatro salonlarında yargılanmasına karşı çıkınız!

    dolmabahçe mutabakatı okuyun!, okuyunda nasıl bir bokluğa saplandığımızı öğrenin.

    edit:bok kafalı okuma yazma bilmeyen kansız şakirtler bunu bile eksilemişler hepiniz hesap vereceksiniz komprador abdestli kapitalist ibneler.
    10 ...
  2. 2.
  3. aponun da saygın bir iş yaptığı mantığını doğurur. bir ibnelik var bu işte ve bu ibneliği yapanlara değer veren gereksiz insanlar sürüsü var. bu durumda başların ayak, ayakların da baş olması gayet doğaldır. taa ki sular durulup ak göt kara göt ortaya çıkancaya dek.
    3 ...
  4. 6.
  5. ilker basbuga edilen en buyuk hakarettir.
    2 ...
  6. 5.
  7. bu ülkenin istihbaratı ve askeri idaresi o kadar mal insanların elinde ki koskoca tsk'ya bir terör örgütü liderinin sızmasının önüne geçememiş diye sormazlar mı arkadaş bir insana?

    tanım yapmayı unutmuşuz sinirden; t.c.'nin yetiştirdiği bir üst düzey bir subayın haburdan varyete ile memlekete alınan şerefsizlerle, imralı'daki insanlıktan çıkmış'la, bebekleri kurşuna dizen organizmalar ile bir tutulmasıdır.
    2 ...
  8. 15.
  9. Yılların birikmiş kininin dışarı vurulmasıdır.
    Bir asker asla suçlu olamaz ..vs demiyorum.
    Her meslek gurubu içinde ayıklanması gereken sivriler olabilir.
    Bugün,mesleğini kötüye kullanan avukat,hakim,mimar,savcı,inşaat kalfası..vs var ise asker içinde de olabilir.
    Yalnız siz koskoca TSK'nın emekli orgeneralini,Genel Kurmay Başkanı'nı illegal örgüt kurup yönetmekle,terörist faaliyetlerde bulunmakla suçluyorsanız elinizde somut deliller olmalı.
    Ortada gezen 'malum bazı karı-koca gazeteciler' gibi,maaşı dışardan alanların iki dudağı arasında koyamazsınız saygınlıklarını.
    Askeri liseden itibaren özellikle iki hedef vardır
    'Temel askerî bilgi ve davranışları kazanmış, askerlik mesleğinin temel değerlerine karşı duyarlı ve bu değerleri benimsemiş, üstün bedeni yeterliliğe sahip,nsanlığa saygı, vatan, millet sevgisi, şeref ve bağımsızlık kavramlarını kendisine ilke edinmesinin yanı sıra Atatürkçü Düşünce Sistemini özümsemiş ve bunu bir yaşam tarzı olarak benimseyerek, kendine rehber edinmiş askerî öğrenciler yetiştirmek'
    Bu hedefe göre bir askerin yazılı ve görsel medyada kurumunu savunurken kullandığı cümlelerden dolayı suçlu bulamazsınız.
    Terör örgütü faaliyetinde bulunmak ciddi bir suçtur.
    PKK ile aynı noktadasınızdır bir yerde.işlenmiş ve tespiti yapılmış bir suçunuz olmadıkça halkın önünde bu kadaraşağılanamzsınız.
    Yıllardır milletin en çok güvediği kurum olan ordudan halkı soğutma çabasıdır.
    Ya da genç subaylara 'hııı sesinizi çıkarmayın,oturun aşağı alırız aşağı' tehdididir.
    Evet ordunun siyasetten uzakta durması gerekir,gerekirdi de..
    Ancak yıllarca televizyon ekranlarından gözümüze soka soka 'silahsız devrim' yapıp temel değerlere saldıranların hiçbir delil göstermeksizin onca emekli askeri apar topar içeri alması yanlıştır.
    Bu,an itibarı ile doğu ve güneydoğuda terörle mücadele veren rütbeli ve rütbesiz askerin motivasyonunu yerle bir etmektir.
    Elinde yüzlerce silahlı güç olan bir asker neden beklemiş acab madem terör örgütü ise..
    Bu ordunun yeniden yapılandırılması,kuruluş hedeflerini değiştirme çabasıdır.
    Üstüne ayıptır.
    Milletler ancak orduarı güçlü olduğu müddetçe yaşarlar..
    3 ...
  10. 3.
  11. emir-komuta mekanizmasının en kesin ve sert biçimde uygulandığı kurumdur TSK. Hal böyle olunca Orgeneral rütbesine gelmiş bir askerin emir alacağı kişi veya makamın ondan üstün olması gerekir.

    Bir orgeneralin, hele de bir Genelkurmay Başkanının bir yüzbaşı veya albaydan emir alması düşünülemeyeceğine göre, kim veya kimlerden emir alabilir? Ancak Başbakandan!..

    tayyiptemi ergenekoncu balyozcu ozaman?
    3 ...
  12. 13.
  13. --spoiler--
    " emekli orgeneral ilker başbuğ'un tutuklanmasına neden olan suç delilinin, emniyette üretildiği bilirkişi raporuyla kanıtlandı. suç delilleri arasında yer alan bilgi notunun bulunduğu 51 nolu dvdi inceleyen bilirkişi, emniyet bilgisarında üretilmiştir tespitinde bulundu

    eski genelkurmay başkanı emekli orgeneral ilker başbuğu suçlayan dvdnin, polis tarafından oluşturulduğu tespit edildi. bilirkişi raporuna göre, levent göktaşta bulunduğu iddia edilen dvd, göktaş gözaltına alınmadan bir hafta önce emniyetin bilgisayarında oluşturulmuş.

    başbuğ iddianamesinde, 51 nolu dvdnin içerisinde org. ilker başbuğun gayrıresmi iletişim ve imaj danışmanı olarak görev yapan doç. dr. nuran yıldız ve faaliyetleri konulu bir bilgi notunun olduğu yer almıştı. söz konusu dvdnin, 7 ocak 2009da levent göktaşın bürosuna yapılan baskında ele geçirildiği iddia edilmişti. ancak orijinal dvd, savcılık adli emanetinde kırıldı ve açılamadı. bunun üzerine istanbul terörle mücadele şube müdürlüğü, 11 aralık 2009da dvdnin kopyasını istanbul 13. ağır ceza mahkemesine gönderdi.

    kopya dvd; tübitak bilirkişisi dr. hayrettin bahşi tarafından incelendi. bilirkişinin, 17 mayıs 2010 tarihli raporunda, kopya dvdnin, levent göktaşın 7 ocak 2009 tarihinde gözaltına alınmasından 1 hafta önce, 31 aralık 2008 günü saat 17:40da emniyetin bilgisayarlarında oluşturulduğu tespit edildi.

    göktaş mahkemeye sundu

    2. ergenekon davasında tutuklu yargılanan emekli albay levent göktaş, 51 nolu dvd hakkındaki bilirkişi raporunu, dün istanbul 13. ağır ceza mahkemesine sundu. göktaş, dvdnin içindeki bilgi notunun hazırlandığı tarih ve saatte ankara adliyesinde duruşmadaydım dedi.

    göktaş, konuşmasının ardından mahkemeye sunduğu dilekçesinin girişinde, emekli ogeneral başbuğu suçlayan, doç. dr. nuran yıldız ve faaliyetleri konulu sözdebilgi notundan, savcılık sorgusunda haberi olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

    bilgi notu hakkında sadece 8 satırlık bir bilgi edinilmiştir. 5 haziran 2007, saat 11.41.01 oluşturulduğu; 5 haziran 2007, saat 11.45.29da son güncelleme yapıldığına dair bilgilere vakıf olunmuştur. yani, 7 ocak 2009dan bugüne kadar, orjinali savcılık adli emanetindeyken kırılan, bu nedenle içeriğine dahi girilemeyen, üzerindeki parmak izleri silinmiş, bu nedenle failleri bulunamayan bu dvd içeriğinde yer alan bilgi notu, polise ait kopya dvd bilirkişi raporuyla öğrendiğimiz, döküman tanımlama bilgileridir.

    dijital iz yok

    emeklli albay göktaş, göaltına alındığı dönem avukatlık yapıyordu ve dvdnin avukatlık bürosundan çıktığı iddia edilmişti. el konulan bilgisarların hiçbirinde, bu dvdnin izine rastlanmadığını hatırlatan göktaş, şu bilgileri verdi: bilgisayarlarımızda, 51 nolu dvd ve bilgi notu isimli word belgesiyle ilgili herhangi bir dijital ize rastlanmamıştır. ayrıca 51 nolu dvdde de, bilgisaylarımıza ait herhangi bir dijital iz bulunmamıştır.

    içeriğini kimse görmedi

    dilekçesinin devamında, gözaltına alındığı günden bu yana 3 yıl 2 ay geçtiğini hatırlatan göktaş, bu dvdnin orjinali, orjinalinin içeriği ve bilgi notu adlı belge; sayın mahkeme, sayın cumhuriyet savcıları, ben ve avukatlarım tarafından görülmemiştir. dedi.

    göktaş, şu noktalara dikkat çekti: soruşturma aşamasında ısrarla yaptığımız, lütfen bu dvdyi üzerindeki parmak izleri muhafaza edilecek şekilde koruyun taleplerimize karşın, savcılık adli emanetinde, kim olduğu belli olmayan kişi ya da kişlerce; maket bıçağı marifetiyle kasten kesilmiştir. üzerindeki mevcut parmak izleri de kasten silinerek, açılamaz ve kullanılamaz hale getirilmiştir. yani ana delil, kullanılamaz hale getirilmiştir.

    mahkeme suç duyurusu yaptı

    bilirkişi hayrettin yahşinin raporuna da değinen göktaş, dilekçesini şöyle tamamladı: 51 nolu dvd içerikleri; orjinal dvdde olup olmadığı belli olmayan, mahkeme ve savcılığın hiç görmediği, sadece polisin bu dvdde doküman vardı sözüne uygun olarak şüpheli delil sıfatını taşımaktadır. zira mahkeme heyetinizin de, orjinal dvdye dışarıdan müdahale edilerek zarar verildiğine dair 23 ocak 2010 tarihli 35. celsede aldığı ara kararda, istanbul cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusu mevcuttur.

    51 nolu dvdnin kronolojisi

    7 ocak 2009: emekli albay levent göktaşın avukatlık bürosu basıldı. aynı gün gözaltına alınan göktaşa savcılık sorgusunda, meklektaşının odasından bir dvd çıktığı söylendi. göktaş, dvd&nin savcılığa getirilerek parmak izi incelemesi yapılmasını ısrarla istemesine rağmen bu talebi kabul edilmedi.

    15 ocak 2009 / 21 ocak 2009: göktaş, cumhuriyet savcılığına iki dilekçe verdi. göktaş, 51 nolu dvdnin kırılması ve üzerindeki parmak izlerinin silinebileceği şüphesiyle savcılık adli emanete getirilerek korunmasını istedi.

    3 kasım 2009: levent göktaşın talebi ile 51 no&lu orijinal dvd, incelenmek üzere 13. ağır ceza mahkemesine getirildi.

    11 kasım 2009: silivri emniyet müdürlüğü, parmak izi araştırmasını tamamladı ve uzman raporuna göre dvd hakında şu tespitler yapıldı: açılamayacak şekilde özel olarak kesilmiş; üzerindeki parmak izleri tümüyle silinmiş; üzerinde bir parmak kalınlığında toz olduğu anlaşılmıştır.

    11 aralık 2009: orijinal dvdnin açılamaması üzerine emniyet, mahkemeye bir kopya dvd gönderdi.

    12 ocak 2010: polise ait kopya dvd, tübitak birlirkişisi dr. hayrettin bahşiye gönderildi.

    23 ocak 2010: istanbul 13. ağır ceza mahkemesi, 51 nolu dvdnin zarar görmesine sebep olan ilgililer hakkında istanbul cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

    17 mayıs 2010: birlirkişi hayrettin bahşinin raporu mahkemeye ulaştı. ancak polisin iddia ettiği dökümanlar, dvdnin içerisinde varmış gibi süreç devam etti. "

    http://www.aydinlikgazete....=35:joomla&itemid=95
    http://www.kanalb.com.tr/haber.php?haberno=40243
    --spoiler--
    1 ...
  14. 8.
  15. Artık nasıl sızmışsa, orgeneralliğe kadar yükselmiş.
    Yalnız nasıl yükselmişse, bir türlü sızma maksadını gerçekleştirememiş.
    iyi mi,kötü mü anlamadım.
    1 ...
  16. 11.
  17. ülkenin gidişatı, apo genelkurmaya, genelkurmay imralı ya olduğu için gayet normal karşılanması gereken durum.
    kürt sorunu olarak adlandırılmaya başlanılan terör gerçeğini genelkurmayın ehil elleri yerine apo ve danışmanlarının kanlı elleri ile müzakere eden hükümetten beklenen hareketler bunlar.
    siyaseti terörize eden zihniyetsizlikten terörle el ele verip, vatansever türk ordusu ile çatışmasından başka ne beklersiniz.
    1 ...
  18. 10.
  19. Başbuğun suç delillerine de bakalım:

    Basın toplantısı ve açıklamaları; hatta gazetecilere verdiği röportajlar...

    Bu ne demek?

    Genelkurmay Başkanı konuşamaz, Kurumuna sahip çıkamaz, Yüzlerce askerin tutuklanmasına ses çıkaramaz...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük