Kim ilk aşkıyla kavusabilmis ki? Yaşanmış geçmiş artık. Sadece arada bir hatırlanan anılar kalır.
6 yıl önceki hayal kırıklığı.
insanin aklına düştüğünde de gönülde sızıltıya sebep olandır.
Çocuk aklıyla ilk kim bize agucuk yaptıysa odur heralde. Unutamıyorum seni kadem hemşire.
En saf ve temiz aşktır.
sancılı bir dönemden sonra 2.5 saatlik hızlı tren yolculuguyla sona eren hasret. oldukça özel olan, unutulmayan, unutulmayacak olan, hep olması gereken.
Bu kalp seni unutur mu bu kalp seni unutur mu bu kalp seni unutur mu...
hiç aklınızda yokken, üzerinden yıllar ve aşklar geçmişken rüyanıza girip gününüzü silkip atabiliyor.
içinde matematikli geometrili felsefeler geçen john green romanı. Kaybettim o kitabı ya. Tam da grafiği anlamaya başlamıştım.
bir ivan turgenyev romanıdır. sürükleyici ve dram doludur..
Unutulmayandır. Ara sıra akla gelip "ulan ne güzel sevmişim be" dedirten aşktır.
herkesin kendine göre tanımı olabilir; ama şu bir gerçektir eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlarmış.
"insan hep ona döner" bilse de, bilmese de... bu öylesine ortaya atılmış bir laf değil tabii ki; şu sebebten ki, aşk, tekrarlanabilir bir şey değildir!
ilk aşk, ilk kıpırtılar. ne olduğunu anlamadığın sürekli onu görme isteği. tüm vücudunu ve zihnini saran bir duygu. güzel şey ilk aşk, özel şey.
Ece abla. ilkokul hocamın kızıydı. Ben birinci sınıftayken o beşinci sınıftaydı. ilkokul hocam ablamın da ilkokul hocasıydı sık görürdüm yani. Şimdi nerelerde kim bilir. Ah ece ah yaktın beni sıradaki sigarayı sana yakıyorum.
Turgenyevin bir romanı.
eski defterleri açtırmayın şimdi.
ve sondur ayrıca. daha sonrakiler bir sanrıdan ibarettir.
kalbi sakat bırakan şey değil miydi ya o ?
hala beklediğim hede.
derin düşüncelere sevk eder.
Aklıma hüsnü arkan’in şarkısını getiren başlık.
Şarkı “ilk aşkım deli aşkım , bana çare bul kendine çare bul” diye başlayan bir şarkı.
Buradan bağlantı yapmak istediğim nokta ise şu; ilk aşkların genellikle çare bulunması gerektiğidir, sonunun hüsran ile bitmesidir. Gereklilik midir bu yahut şart mıdır? Elbetteki hayır. Sanırım gençliğin verdiği yüksek heyecanın ve hayalin realiteyi aşacak sınırlarda olmasıdır tek sebebi.
Karisik mevzular uyuyun.
Hebele hübele olup, şuurunuzu yitirmeye ramak bırakan evredir.

Ortaokul son sınıf. Derslerinde başarılı, öğretmenleriyle arası iyi, veli toplantılarından korkmayan, karne günlerini keyifle bekleyen bünye, sen kalk aşık ol! ilk defa! ilk aşk!

Yan sınıftan, aslında pek de bi numarası olmayan, fasülye sırığı gibi bi oğlana. Hafiften şehlâ ama dünyanın en anlamlı bakışına sahip, çok şeker gülümseyen, antin kuntin sebeplerle, tenefüslerde yanıma gelip sorular soran, kantin kuyruğunda öne atılıp, " ben alırım" diyerek öne atılan, kahramanım, heman' im, superman' im bi çocuk.

Yani o da boş değil, anlıyorum tabii.

50 metre uzaktan gördüğümde bile, ayak parmaklarımdan, saç diplerime kadar dalga dalga yayılan bir heyecan, ağız kuruması, tövbeler olsun inme inecekmiş gibi bacaklarımın uyuşması, formamdan belli oluyordur diye ödümü koparan bir çarpıntı, mide bulantısı, baş dònmesi ve daha neler neler.

Beden benim beden değil, bağımsızlığını ilan etmiş, hoppidi hoppidi kafasına göre takılıyor zibidi, hükmedemiyorum iyi mi?!

Hoşştt ulan kendine gel desem de, içimden ona kadar sayıp sakinleşmeyi denesem de yok olmuyor, ateş basmasından mütevellit, ter döken menapozlu hatunlara dönüyorum.

Herhalde ölüyorum, ya da amansız bi hastalığa yakalandım diye ühühühühü ağladığım da kankamın uyarısıyla çaktım köfteyi. " kızımm, sen aşık olmuşsun" dedi. Haaa dedim ve sustum.

Hayatım boyunca, bir daha hiç bu kadar şiddetli aşık olmadım.
Evet sevdim, ama kusmadan, midem bulanmadan, inme inmeden, daha şuurlu bi kıvamda oldu sonraki aşklarım. Akıllı uslu.

Velhasıl ilk aşk fena azizim!
Hayatimin darbesiydi mk güven problemiydi lan sanki çok serefsizim ...
Son olmayacaktır.