sözlükte bu konularda başlıklara girdiğimde çıkışım hep olması gerektiğinden sinirli bir şekilde oluyor.
arkadaş, insan sever. 18 yaşında da sever, 100 yaşında da sever. ama insan insanı sever. çalışır çalışmaz orası ayrı, ama insan insanı sevdi mi size de bok yemek düşer. karışmayın milletin hayatına. insanları kalıplara koymayı da bırakın. ideali yoktur bu konunun.
--spoiler--
Kadın-erkek ilişkilerinde kabul gören ve bize dayatılan durum, her zaman erkeğin yaşça daha büyük olmasından yanadır.. aksi halde durumu önce biz, sonra çevremiz yadırgar ve bu yüzden birçok ilişki, hiç başlamadan sonlandırılır...
Peki toplum anlayışına göre, bu durumun tam olarak oluru nedir?.. ilişkilerde yaş farkı, en fazla ne kadar olmalıdır yada bu neye göre belirlenir ?..örneğin bir formüle göre; kadın ile erkek arasındaki yaş farkının kabul edilebilirlik durumu, bölü 2 artı 7'dir..yani; büyük olan tarafın yaşı 2'ye bölünür ve sonuca 7 eklenir..böylece küçük olan tarafın, en az kaç yaşında olması gerektiği elde edilir..
Ama hayat genellikle mantığın dışında ve hiç de planlarımızda olmayan bir şekilde ilerler..kendimizi bir anda, bizden yaşça çok büyük yada çok küçük bir erkeğe aşık olarak bulabiliriz..peki herkes tarafından bu kadar aykırı kabul edilen bu tarz ilişkilerin, kısaca avantajları ve dezavantajları nelerdir;
*Yaşça Büyük Erkekle ilişkinin Avantajları
Yaşı ilerlemiş erkeklerin, genç kadınlar tarafından tercih edilmesinin başlıca nedenleri; maddi imkanlar, şöhret, statü yada korunma-sahiplenilme duygusudur..bu tip ilişkilerde, erkekler eşlerini mutlu etmek ve ellerinde tutabilmek için, diğer erkeklere göre çok daha fazla çaba gösterirler..bu yüzden kadın hep el üstünde tutulduğunu bilir ve ilişki boyunca kendisini adeta bir prenses gibi hisseder..
*Yaşça Büyük Erkekle ilişkinin Dezavantajları
Uzmanlara göre gerçek bir ilişkide yaşanması beklenilen ruhsal doyumun, bu tür bir ilişkide yaşanması pek de mümkün değildir..çünkü nesil farklılığı ve aynı yaşam evresinde olunmaması, birçok açıdan sorun yaratmaktadır..genç kadın hala geleceğini inşa etmeye çalışırken, erkek geçmiş hesaplarını tutmaya başlamış olur..ayrıca; erkek ister istemez kadından çok daha önce yıllara yenik düşeceği için, zamanla birçok konuda eşine ayak uyduramayarak onun kendisini yalnız hissetmesine sebep olabilir..bu noktaya gelen bir ilişki ise ya ayrılık yada aldatma ile sonuçlanacaktır..
*Yaşça Küçük Erkekle ilişkinin Avantajları
Eğer ortada çok büyük bir yaş farkı yoksa, kadının erkekten büyük olması hiç de sanıldığı kadar önemli bir sorun değildir..ama eğer bu fark oldukça fazlaysa, o zaman olaya biraz daha temkinli yaklaşmak gerekir..öncelikle erkeğin gerçekte neyin peşinde olduğu çok iyi analiz edilmelidir..yapılan araştırmalar, bu tür beraberliklerde kadınların erkeklere göre çok daha fazla bağlandığını ve terk edilmeyi kabullenemediklerini gösterir..bu yüzden, erkek eğer sadece bir anlık boşluktan yada değişiklik yaşamak istediğin dolayı yanınızdaysa, olaylar hiç de hoş olmayan bir şekilde sonuçlanabilir ve beklemediğiniz bir anda terk edilebilirsiniz..ama eğer erkeğin, gerçekten sizi sevdiği için yanınızda olduğuna inanıyorsanız; önünüzdeki tek engel toplum baskısı olacaktır..
*Yaşça Küçük Erkekle ilişkinin Dezavantajları
Bu tip bir ilişkilerin en zor tarafı, çevreye karşı verilen mücadelenin birliktelikte yarattığı sıkıntılar ve yıpranmalardır..böyle bir durumda genç olan taraf savaşmayı çok daha erken bırakıp ilişkiyi bitirmek isteyebilir ve bu durum, kadının hayatında onarılamayacak tahribatlara yol açar..tüm bunların yanı sıra, ileriki senelerde hayata aynı şekilde ayak uyduramamak, ayrılıklara ve verilen tüm mücadelenin boşa çıkmasına neden olabilir..
--spoiler--
erkeklerin geç olgunlaşmasından dolayı kadının daha küçük olması öngörülür. ama bu genel bir doğru değildir.mahallemizdeki bir kadın kendinden 5 yaş küçük biriyle evli ve çocukları var. adam çok seviyor. kadınını mutlu ediyor. hayat kimilerini erken olgunlaştırıyor. hayatı anlamamış, sevgi nedir bilmeyen yaşıtların ya da yaşça büyük olanlar da var. bir ömür mutsuzluk.
velhasıl -bak gene çok yerinde kullandım şu lafı- insan nerde mutluysa yeri orasıdır. kafaca anlaşabiliyorsanız sorun yok. ben bunu gördüm.
kast sistemi kadar geçişlere imkan vermeyen ve katı bir şekilde insanın yüzüne yüzüne çarpan; bokunu yemiş tavuk hissiyatı yaşatan durumdur. yaşı büyük olan kişinin "benjamin button" misali bir hayat sürmesi istenir içten içe lakin olamayacağı da akıldan çıkmaz ve "yok, yok olmaz!" denilip, bağra taş basmak suretiyle vazgeçilir. daha da denecekler vardır bu konuda ama ablamız ağzımıza sıçar diye susma yoluna gidilip, içe çekilir anasını satayım! keşke herkeşler aynı gün doğaymış, iyi olurmuş. amin!
kişilerden birinin diğerine göre daha büyük olması ile baş görterendir. genellikle kadınların çok takıntı yaptığı konudur.
bir ilişkide erkek büyük olursa eğer ( o da çok olmamak kaydı ile ) problem olmaz. çünkü malesef, erkeklerimiz, türkiye standartları için konuşuyorum, geç olgunlaşıyorlar. bu zaman alıyor. bir kadının 25' indeki olgunluk erkeklere 28-30' unda haiz oluyor. işte tam bu nedenle, ilişkilerde erkeklerin yaşça büyük olması tam bir avantaj. hem dişi bünye kafasına göre bir erkek bulmuş oluyor, hem erkek bünye bir nevi çıtır götürmüş oluyor. gel velakin, kadın büyük olunca durum biraz farklı.
kadınların yaşça erkekten büyük olması ciddi bir sorun itiraf edelim. hele ki, yurdum sınırları içinde. bir kere, daha 12-13' üne bastığında abla kabul edilen ve her fırsatta, ağır olması, hanım olması öğütlenen yurdum kadını, vaktinden önce olgunlaşıp, erken hasat oluyor. bu yüzden yaşıtı erkeklerle bile arasında mantalite farkı olurken, nerde kaldı kendinden yaşça küçükler. kadının yaşça büyük, erkeğin küçük olduğu bir ilişkide, kadın için önemli görünen detaylar erkeğe sıkıcı ve anlamsız geliyor. bir müddet sonra "ben olgun severim " diyen tüm erkekler, yaşlı(!) bir kadınla olmanın altında eziliyor.
aramızda yedi yaş fark var. çocukken yedi yaş fark abi demek için yeter tabii. ama sonra o fark kapanıyor. ve sen bi sefer abi demiş bulunuyorsun. ve sen ona abi dediğin sürece o küçükken peşinden abi abi diye koşan sümüklü kızmışsın gibi davranıyor. büyüdüğünü fark etmiyor bile. genç kız olduğunu, duygularını, onu göremeyeceğin korkusuyla istanbul'da okul yazmaktan kaçındığını bile fark etmiyor. nişanlandığı gün tebrikler mustafa abi derken aslında intiharı düşündüğünü bile fark etmiyor. saçlarını karıştırıp ne haber asker arkadaşım diye seviyor seni.
kimse anlamasın diye duygularını nereye saklayacağını şaşırıyorsun. çünkü ailelerimiz birbirini tanıyor. biz onlar için mustafa abi ve küçük kardeş cansu'yuz. başka türlüsü ne ailelerimizin ne de mustafa abi'nin aklına gelmez bile. eve o benim mustafa abim. ve hep öyle kalacak.
garip hissetim. çok garip. başka.
eski dizileri izleyip duygusallaşan yazar mode on.