1. ilişki
evli adam sekreteri ile iş pişiriyordu. bir gün o'nun evine
gidip bütün öğleden sonra boyunca seks yaptılar. iyice
yorulunca da uyuyakalıp sabah 8 de gözlerini açtılar.
telaşla kalkan adam giyinirken sevgilisine ayakkabılarını
alıp bahçede çimen ve toprağa bulamasını söyledi.
eve dönünce karısı sorguya çekti:
"neredeydin?!"
"sana yalan söyleyemem, sekreterimle ilişkim var. dün
bütün gün seks yaptık..."
"seni yalancı herif, golf oynuyordun yine değil mi !!!"
2. ilişki
orta yaşlı çiftin dünyalar güzeli iki kızı vardı ama
gönülleri bir erkek çocuk arzuluyordu hala. son bir
deneme yapmaya karar verdiler.
kadın hamile kaldı. doğum günü sağlıklı bir erkek
dünyaya geldiğini duyan baba neşeyle hastaneye
koştu ama o güne dek gördüğü en çirkin bebekle
karşılaştı.
karısına: "imkanı yok, bu bebeğin babası ben olamam.
iki melek gibi kızdan sonra... kızmayacağım, itiraf et,
arkamdan bir işler çevirdin değil mi?" diye sordu.
kadın tatlı bir gülümseme ile cevap verdi:
" bu sefer değil hayatım"
3.ilişki
cenazeci bir gece mesaiye kalmıştı. ertesi gün
yakılarak külleri gömülecek bay schwartz'ın bedenini
incelerken hayret verici bir ayrıntıyla şaşakaldı. bay
schwartz görebileceği en büyük ve gösterişli erkeklik
organına sahipti.
"üzgünüm bay schwartz" dedi. "ama böylesine
şahane bir şeyin yok edilmesine razı olamam. bu
gerçekten saklanması gereken birşey".
adamın organını kesti, içini doldurup mumyaladı
ve eve getirdi.
eşini çağırıp çantasını açtı. "sana gözlerine
inanamayacağın birşey göstereceğim" dedi.
"aman tanrım" diye çığlık attı kadın. "schwartz öldü mü?"
4. ilişki
kadınla sevgilisi yatakta iken kocasının eve döndüğünü
duydular. "çabuk" dedi kadın "şurada köşede dur!"
adamın çıplak vücudunu bebek yağı ile ıslatıp talk
pudrasıyla iyice örttü. "asla kıpırdama.. sen bir heykelsin"
gördüğünün ne olduğunu soran kocasına "oh o mu? bir
heykel. smith'lerde gördüm. ben de beğenip bunu aldım"
koca fazla üstelemez. yatma vakti gelir.
gece 2 gibi adam kalkıp mutfağa iner ve elinde bir bira
ve sandviç ile salona döner. "al" der heykele. "ben de
senin gibi iki gün smith'lerde ayakta durdum ama
kimse birşey getirmedi".
- alıntı-
yazilacak cok sey olmasina ragmen, aslinda hicbir sey yazmamanin ve yapmamanin en dogru oldugu seydir iliski. ama ne yazik ki normal akisina birakamazsiniz bir iliskiyi. hele ki zamanla degistigini gorurseniz.
her iliski harika baslar, dunyanin en dogru insanidir o sizin icin. ozlediginiz tum duygulari yasatir size, gunaydin mesajiyla uyanmayi, uykunuzun telefon acmasiyla bolunmesini, gozunuzu acar acmaz onu dusunmeyi, her saniye haberlesmeyi, msnden, facebooktan telefondan ayni anda konusmayi, bir anda birini hayatinizin tam ortasina koymayi yasatir.
birakin bos oldugunuz her saniyede onu dusunmeyi, her saniye onu dusunup bir an once iletisim kurbilmek icin yaptiginiz isin bitmesini istersiniz her an. hatta bazen is bile yapsaniz, okulda bile olsaniz, derste bile olsaniz ona kamera acarsiniz. dersi dinlemezsiniz ve onunla konusur, onla yaptiginiz her seyden keyif alirsiniz. onla guler, onla mutlu olursunuz.
yanindan ayrildiginiz anda daha 10 adim atmisken ozledim mesaji almaktir yeni bir iliski. eve girmeden bile ona mesaj atmaktir asansorde. eve girer girmez televizyon izlemek, ya da evdekilerle konusmak degil elini bile yikamadan ona ulasmak, onunla olmaya devam etmektir yaninda olmasa bile.
bu surec birkac ay devam edecektir. daha sonra belli bir monotona baglanir iliskiniz. o kadar cok iletisim kurmamaya baslarsiniz. artik hayatindaki onceliklerden biri olmamaya baslarsiniz, her sabah gunaydin mesajiyla uyanmak ya da en son uyuyan kisinin attigi o uzun, guzel, gelecege dair bitmesin temali mesajlar yavas yavas son bulur. evine biraktiginiz sevgiliniz artik "gidince haber ver" demeye baslar. yolda arayip sormaz, siz haber vermeden haber vermez. bunun sebebi sizin sahibiniz oldugu hissini ona yasatmanizdir. kayip gidecek biri degilsinizdir siz onun avuclari arasindan artik. siz onun olmussunuzdur ve bu karsidaki kisiyi daha az kiymetli yapar.
sorunlar girer sonra iliskinin icine. sizin istemediginiz bir suru sorun. ailevi sorunlar, saglik sorunlari, maddi sorunlar, belli bir duzene gecememis olmanin verdigi gerginlikler vs. bir seyler beklenmeye baslanir karsilikli olarak artik. daha once otomatik yasanan ve iki tarafi da mutlu eden, doyuran olaylar artik zorlamayla yasanmaya baslar. yapilan seylerden keyif almak devam etse de bu da belli bir yere kadar devam edecektir. arada ayriliklar yasanir, kiskancliklar yasanir, guven problemleri ortaya cikar.
bir sekilde berabersinizdir yasanilan her seye ragmen ama bunun da yan sebepleri vardir. beraber yasiyor olmaniz, cok buyuk sorunlarda birbirinize destek vermis olmaniz, kendinizi ondan baskasiyla dusunmuyor olmaniz, onun da oyle dusundugune inaniyor olmaniz sizi onun yaninda tutar her zaman. degisen seyleri gorursunuz iliskinizdeki. caniniz yanar, degisim acitir ama normal bir surec bu diyebilip devam etmeye calisirsiniz. oysa sadece ilk zamanlarda oldugu gibi olmak, alistiginiz ve bildiginiz o anlarin surekli devam etmesini istersiniz. seni seviyorum sozunu sadece yatak odanizda degil, ilk aylarda soyledigiginiz gibi tum dunyaya hala haykirmak istersiniz. cunku bundan guc alacaginizi bilirsiniz. budur sizi bir arada tutacak olan ve kotu olan her seye ragmen kotuyu degil iyiyi dusundurmeye iten.
zamanla biraz daha degisir. kavgalar baslar. guven problemleri tavan yapar. kisi kendine mi guvenmez yoksa karsisindakine mi bilinmez. maddi problemler artik bogmaya baslar. bir tarafin hep "ne olacak bu boyle" kaygisina dusmesi iki tarafi da yipratir, bitirir. degistirmek icin bir seyler yapmaya calissaniz da kafaya oturan bir sorun varsa o artik iliskinizin devamli bir parcasidir. siyrilamazsiniz. baslarken her seyiniz ortaktir. muzik zevkinizden, gun icinde yapmak istediginiz seylere kadar. giyim kusam tarzinizdan, hayat felsefesine kadar. aslinda degildir ve oyle sanirsiniz. cunku o kadar tatlidir ki o ilk zamanlar, dusunmezsiniz hicbir zaman neyin ne oldugunu ya da olacagini.
bu farkliliklar zamanla ortaya cikmaya baslar iste. disari cikarken giydiginiz kiyafet onun hosuna gitmez mesela, ya da bir sarki acarsiniz oturup kafa dinlerken onu degistir der size. disari cikip yurusek mi dersiniz dizi izlemek ister, dizi izlemek istediginizde havuza gitmek. bir sekilde iki farkli insanin bir iliskiyi yurutmesinin zorluklari ortaya cikmaya baslar dogal bir surec olarak. cunku tanimaya baslarsiniz birbirinizi, farkli yonlerinizi gormeye, onlari garipsemeye, yine de orta noktayi bulmak icin cabalamaya baslarsiniz.
"mutsuzum" sozunu duyarsiniz ara ara. bazen iliskiniz hakkinda oturur konusursunuz ciddi ciddi. her seferinde ayni sekilde noktalanir. sarilirsiniz, duygulanirsiniz ve "seni cok seviyorum` dersiniz. o kocam ol der, siz karim olacaksin dersiniz. degismeyen tek sey budur belki de. istersiniz onu gercekten. o da sizi ister gercekten. ama butun bu degisimlerin yaninda bunla basa cikabilmek oldukca zordur. cunku o ilk zamanki ask yoktur ortada, zarar vermissinizdir birbirinize, uzmussunuzdur yerli yersiz.
uyurken sarmas dolas uyumak ve o sekilde uyanmak. en guzel yani da budur iste surekli hosunuza giden ve "aylar gecti hala nasil uyuyoruz, ne kadar guzel bir sey bu" demenize sebep olan. sarmas dolas uyumaya devam edersiniz birbirinize kizmadiginiz gecelerde ama uyanirken artik yatagin ayri koselerinde oldugunuzu fark edersiniz. eskiden uykudan uyanip sevisirdiniz belkide bir anda. zamanla onu da birakirsiniz geride.
iki tarafta birbirini suclar kavga edildiginde. hep boyle olmustur, hep boyle olacaktir. bir tarafin iliski tecrubesi yoktur sorunlar hep ondan kaynaklanir, digerinin yasi kucuktur, dusunce tarzi yanlistir. ottur boktur. zamanla evet haklisin demek zorlasir. karsindaki insani hakli gordugun zamanlarda ise evet haklisin demek yerine ozur ilerim demek imkansizlasir.
ondan sonra bir hayat olmadigina inandirirsiniz kendinizi. ya da hali hazirda bir hayatiniz yoktur zaten ve onun uzerine insa etmeye calisirsiniz. oyle mi gercekten ? alin size tum sorunlarin kaynagi iste. o kadar alismissiniz ki o merkezli bir hayata, onun olmadigini dusunmek zor gelir size. aslinda siz, siz olmalisiniz. kendiniz olmalisinizdir. kendi hayatiniz, kendi ozel yasantiniz, arkadaslariniz, arkadaslarinizla paylastiginiz ve onu ya da iliskinizi dusunmediginiz birkac saat kazandiracak herhangi bir sey yapiyor olmalisinizdir hayatta. bunlarin hepsi gercek seyler. olmasi gerekenler. dogrusu budur millet ! ama bunu aylar once gozardi edip aylar sonra tekrar yapmaya baslamak derseniz sacmalik derim.
yapamazsiniz arkadas. o saatten sonra kendinize zaman ayiriyor olmaniz, her an got gote olan iki sevgilinin artik daha ayri daha free takiliyor olmasi imkansizdir. daha az mesaj atip arada bir napiyosun demekle olmaz o isler. alismamis gotte don durmaz hesabi bocalarsiniz ve bu bocalamak umursanmamaya, umursamamaya yol acar bir anda. bu degisimi kaldirmak mumkundur ama eger eskisinden daha az deger veriyor ve olsa da olur olmasa da olur diyebiliyorsaniz.
uzaktayken cok daha zordur isler. tatile gider ciftlerden biri ve dersiniz ki, ikimizde sagduyulu olalim ve kavga etmeyelim. bu surec onemlidir iliskilerde. ayri oldugunuz bir sure boyunca hele ki beraber yasiyorsaniz kavga etmeden bunu atlatabilmek neredeyse imkansizdir cunku. ve cokta onemlidir. hem guven, hem saygi, hem sevgi ortaya cikar bu gibi durumlarda. tek istediginiz haberleselim, birbirimize haber verelimdir ayrilirken iki tarafin da ortak karari olarak. bunu da yaparsiniz bir sure, zor da olsa basarirsiniz. bir taraf surekli haberdar olmak ister belki ama tutar kendini bogmamak icin. ister ki napiyosun diye sormadan sevgilisi dusunup haber versin. akli kalmamasi icin gittigi bir yerdeyken arada aklina gelsin, saatler boyunca habersiz kalmasin. sadece bu istenir boyle bir durumda ki bunun temelini atmislardir zaten hem konusarak hem de ayri gecirilen birkac gunde. ama bu da degisecektir cunku iliskideki degisimler artik kisa sureclere yansimaya baslamistir.
disari cikmadan once mesaj atarsiniz, hazirlaniyordur ve o yuzden gec mesaj atmistir size. peki deyip iyi eglenceler dilersiniz ve haberdar et beni dersiniz mesela.. aradan saatler gecer ama hic haber gelmez. siz yatmak uzeresinizdir ve iyi geceler yatiyorum ben dersiniz. tirip mi atiyorsun sen diye bir mesaj gelir. hayir dersiniz sadece haber bekledim senden.. peki der ve ask tadinda ruyalar diler size.
sabahin 7sinde uyanirsiniz ve bakarsiniz telefonunuza... hala mesaj yoktur.
bedensel hazdan başkasını bilmeyen, bencil, dara sıkıştığında kaçan, sevgisine sahip çıkamayacak kadar sorumluluğu üstlenemeyen bunu çok gören, sizi özel hissetirmeyen, ve sizin de özel hissettirmenize izin vermeyen, görüntüde güçlü fakat aciz ve zayıf karakterli, korkak, en büyük güvencesi vücudunun ön tarafındaki fazlalık olduğunu düşünen ve bundan başka gurur kaynağının olmadığının farkında olmayan sığ erkeklerle,
aşk'ı sadece mektup yazmak sanan, yine dara sıkıştığında kaçan, ben çok acılar çektim tribinde karşıdakine de sürecini güzel yaşatamayan bok kafalı, iki kelam etmekten uzak, sadece havadan sudan konuşan, dünyadan bi haber ortalarda dolanan, seksiliğini hayatının her döneminde bir kurtarıcı olarak gören, vücudunun belirli noktalarını yeri geldiğinde erkekler için koz olarak kullanmayı görev edinmiş kadınlar olduğu müddetçe güzel ve sağlam olanının kolay kolay yaşanamayacağı, serbest ya da gereğinden fazla ciddi olmasıyla bi siktir git dedirten olgudur, olaydır, kavramdır ya da herneyse bi zübüktür işte "ilişki".
siz siz olun..siz siz olun ne yaparsanız yapın, rahat olun, sevdiğini hissettirmeye çalışın, kaybetme korkusunu (abartmadan ama) yaşayın mümkünse.sevildiğinizi hissedemiyorsanız, ilgiyi göremiyorsanız, mutlu olmadığınızı hissediyorsanız siktiri basın.hadi selametle.
Bazı ilişkilerde eşitlik var olabilir, ama eşitlik adalet anlamına gelmez.
Duygusal yük eşit dağılsa bile, kişilerin kapasiteleri, acıyı, stresi vs kaldırabilme veya yönetme becerileri, yaş, ilişkinin türü vs gibi sebeplerden dolayı farklıdır.
Hele bir de ilişki yanlış bir ilişkiyse, taraflardan birisi mutlaka daha çok yıpranır. Kısaca eşitlik var diye kendinizi kandırmayın.
Özellikle yanlış ilişkilerde, acının dağılımında ve yönetilmesinde adalet-denklik bulmak mümkün değildir.
nedir bu kavramın abartısı anlamadım gitti. "ilişki!" öyle ciddiye alıp da bahsederler ki "bizim ilişkimiz şöyle böyle ciddi middi falan filan..." sanki dünyayı değiştiriyormuşçasına bir ciddiyet çerçevesinde yaşanan o gereksiz zoraki yapay ilişkiler... sadece yapay ilişkilere tepki gösterdiğimi falan düşünmeyin her tür ilişkiden bahsediyorum hepsi birer zırvalık. uydurma bir sevgi pıtırcıklığı. ilişkiymiş... salak salak şeyler.
cinsel yada ruhsal olabilir. cinsel ilişki tensel temasın kolay olduğu günümüzde sıradanlaşmış olduğu halde peşinden en çok koşulandır. tıpkı kullan at mendiller gibi. ama ruhuna dokunabilen biriyle yaşanan ilişki, yollar ayrılsa bile yıllarca anımsanacak türdendir.
hissettiğiniz duygular o an ihtiyacınız olan duygulardır çünkü, huzur gibi, tamamlanmak gibi, uyum gibi.