bu konuda kendimi üstad olarak görüyorum türkiye'de sevdiği kıza açılamayanların ruhani lideri olmam gerekiyor . Bu konudaki acı tecrübelerimi açılamayan kardeşlerimle paylaşabilirim.
gerçekten ilgi duyduğu için ne yapacağını bilemeyen durumuna bürünen erkektir belkide. birisi diyorki; açılın korkmayın, kızlar kendini ifade eden erkekleri sever, en fazla reddelirsiniz diyor, bazısı da , reddedileceğinizi bildiğiniz kıza açılmayın diyor.
bu durum belli ki özgüvensiz olan bir erkeği daha çok strese sokar. bir kere en fazla reddedilirsiniz ne olacak ki cümlesi, erkeğin bu eylemi yapması için teşviğe değil, bilhakis daha çok çekingenliğe sürüklüyor. çünkü her insan reddedilmeyi sineye çekemeyebilir.
açılın açılmasına ama kızla daha iki muhabbetiniz yokken gidip de seni seviyorum demeyin. Önce bir konuşun, karşılıklı bir şeyler paylaşın ancak bu sırada onun incik boncuk dertlerini, eski sevgililerini dinlemeyin beyler. ondan sonra kanka oluyor iyice sıçıyorsunuz. Demeye çalıştığım şey, onda uyandırdığınız etki pozitif, ağlanacak yer değil eğlenilecek yer olmalı. Elbette dertlerine de ortak olacaksınız ama psikolog da değilsiniz.
buraya kadar tamamsa ve güzel dönüşler alıyorsanız ondan sonra hafiften imalarla döşediğiniz yolda en son vuruşu yaparsınız, yani açılırsınız.
Öteki türlü ortada hiçbir şey yokken gidip açılmak demek, kızın bir anda şoka uğrayıp panikle kabul etme olasılığı varsa bile reddetmesiyle sonuçlanır. Bu da öyle bir şeydir ki sonradan kırk takla bile atılsa kız sözünden zor döner.
Arkadaş çevresi de çok önemli bu süreçte. Arkadaşlarıyla kanlı bıçaklıysanız, sırf arkadaşlarını kaybetmemek, rezil olmamak için de kabul etmeyebilir.
Özetlemek gerekirse; bile bile hayır alacağınız topa girmeyin, hiç konuşmadığınız birine açılmayın.
halimi arz etmeye yâri tenhada bulamam
yâri tenhada bulsam kendimi asla bulamam..
"derdimi anlatmak için sevgilimi yalnız bulamam, sevgilimi yalnız bulsam kendimi kaybederim, kendimi asla bulamam.! der fuzuli..
Sığırın önde gidenidir. Bırakın bahaneler üretmeyi , malum herkes bahane sahibi.Göt gibi kimde bakarsan var.
Birinden hoşlanıyorsan, önce tepki ölçersin, gönlü olan anlar zaten yakınlaşır iyice. Sonra sıcak birer kahve , çay içerken oturur konuşursun , yemekte vs vb. naif bir şekilde düşünceni paylaşırsın. Evet yada Hayır'dır cevabı. Bunun arası yoktur aklınıza sokun.
Ama yok kalkar sen sığır gibi alkollü kafayla falan söylersen, hiçbir geçerliliği olmaz onun. Tamamen zayıf ve karaktersizsindir. Ciddiye alınmazsın. Kalite , karakter ve ağırlık namına ortada birşey kalmaz.
bir başka ilgi duyan hatta duymayan erkeğin, kıza eli taşağında açılmasını ve olayların da o yönde gelişmesini izlemeye patlamış mısırı olan erkektir. kusura bakma genç arkadaş, ''ağlamayan bebek ve meme ucu'' atasözünü de hatırlatmalara ekleyiver.
Yıllar sonra rakı masasında aklına gelir o kız. Çünkü arkadasları en az 3 - 4 iliski eskitmisken o bu özgüvensizliği ile yerinde saymış , hayatında hiÇ iliskisi olamamıstır. Dönmeyin yıllar oncesine , yoksa o daha ne iliskiler yasardı o kız olmasaydı , gercek ask onlarınkiydi , tek sorun kız bilmiyordu o askı. Vah yavrum vah
hoşlandığı kızdan yeterince emin değildir.. ne zaman bu duyguya kapılsam aklıma hep filmlerde karşı karşıya ellerini açıp koşan iki insan geliyor.. hani bunlar tam birbirine sarılacakken diğeri aslında başka birine koşuyordur ya.. onun gibi sanki.. işin içinde belirsiz bir durum varsa böyle şeyler olabiliyor..