akedemisyen olmadığınız sürece okulda öğretilen bilgilerin hiçbir işe yaramadığı bölüm. ulan son sınıfa geldim, aldığım seçmeli rusça dersi hariç öğrendiklerimin bir faydasını göremedim hala. mezunlara sorduğumuzda işe girince de bir işe yaramıyormuş bunlar. zaten düşününce öğrendiklerinin hepsini kullanan bir tek tıpçılar var.
akıllı bir iktisatçı bir sonraki yaşamında fizikçi olacaktır gibi bir laf duymuştum yıllar önce. iktisadın en büyük problemi kendini sosyal bilimlerin keyifli muğlaklığından kurtarmak istemesidir, hiç bir muhterem ucunda milyarların olduğu bir işlemi her anlama gelecek cümlelerle makul göstermeye çalışan insanları dinlemez. onlara vaad etmek lazımdır, kesin konuşmak, hayallerine cila çekmek gerekir. o yüzden iktisat nerede duracağına karar verememiş, ibnemsi -ibne bile değil- bir bilimdir.
dilimize arapça'dan girmiş bir sözcüktür. eski yunanda *"ev yönetimi" anlamına gelirken bugün "kıt kaynak yönetimi" için kullanılır. bilim olduğu bir gerçektir; pozitif bilim mi sosyal bilim mi olduğu konusunda tartışmalar vardır. *
bu bölüm insanı vezirde yapar, rezilde... eğer kafanız biraz çalışıyorsa savcılıktan tutun mühendislik ve tıp doktorluğu hariç bu bölümü bitiren bir kişi her sektörde çalışabilir...
dershanedeki rehberlik hocamın bana yazdırdığı, hayatımın hatası olan bölüm. günümüzde kullanılmayan birçok teorinin öğretildiği ama yine de bilin denen bölüm.
bela bir ders olduğu her zaman okuyanlar tarafından anlatılan ama her zaman 'ulan altı üstü bir ders ne büyütüyorsunuz' gibilerinden ahkam kestiğim ama konular ilerledikçe kazığın dahada kalınlaştığı ders.
(bkz: öğrenci esnekliği)
arapça bir kelimedir. sosyal bir bilimin adıdır.
bilim dünyası'nın bazı kesimleri tarafından bilim olarak kabul edilmez. hatta bunlar arasında iktisatçılar bile vardır.
sınırsız ihtiyaçlar-kıt kaynaklar derken, denge-dengesizlik derken, kararlar-davranışlar-beklentiler vs derken kaçınılmaz olarak insanı ve neredeyse bütün bir hayatı inceleme konusu olarak alan; sanıldığının aksine topluma ve yaşanan hayata yakın ve ancak ele aldığı konuları açıklamanın zorluğu nedeniyle uzaklaşmaya mahkum; tek bir doğru, mutlak bir çözüm önermeyen, farklı yöntemler ve alternatiflerle sürekli gelişen, kendini yenileyebilen, henüz genç bilim dalı.
bir sosyal bilim. ve nobel ödülü verilen tek sosyal bilim.
hayatımı karartan bölüm.aklı olan yazmasın.bitince kesinlikle hiçbirşey öğrenilmeyen bölüm.Bilimdir fakat hocalar sayesinde(özellikle uludağ üniversitesinde) bilim dışıdır.
Herkesin aklına geldikçe önce tercih ettiği için kendine sonra hocalara,derslere küfrettiği bölümdür.
türkiye'de kapitalist mantığın yerleştirilmesi, kapitalizmin rasyonalizasyonu üniversitelerden sosyal bilimlerin tasfiyesiyle başlar. (70'lerden beri) bu süreçten nasibini alan iktisadın sosyal ve felsefi yanları budanarak matematikselleştirilmiştir. akademiyle gerçeklik arasındaki hazin uçurumun bir nedeni de budur. onca krize, soruna rağmen akademiden doğru düzgün ses çıkmamıştır. türkiye'de iktisat budur.
muhasebeci olmak için bitrilen nadide bir bölümdür. öss'ye hazırlanan * gencler icin iktisat denince akla, bilimum dershanelerin verdigi tanıtım cdlerindeki acıklama cumlesi gelir:
tükenebilir kaynakların insanlık için nasıl daha verimli kullanacağının araştırılması.
aslında eğitimin teoride cok guzel verildği ama de facto ve ozellikle turkiye konjokturunde pek de uygulama imkanı olmayan , her arzında kendi talebini yaratmadiği mubadele durumu...
