şimdilerde ters ideolojide mahalle baskısı ve psikolojik şiddete evrilmiş uygulamadır. ama ikna odalarını eleştiren özgürlük tomurcuklarının bunlardan bahsettiğini asla göremezsiniz.
daha geçtiğimiz ramazan ankara'da meydanda bira içmenle ilgili entry girdin. içersin de beni ilgilendirmez. nerede mahalle baskısı? yasak var mı herhangi bir konuda? yok. ama ikna odaları döneminde sadece baskı değil yasak da vardı.
boş boş konuşup demagoji yapma partizan. ikna odaları varken de ankarada da cumhuriyet bayramında kimse tesettürlü veya muhafazakar insanları sopayla kovalamıyordu sokaklarda..
ramazanda veya normal ayda bir mekana gider ister bira içersin, ister kola. ona karışıyor isen zaten demokratik değil teokratik devlet olmuşsun demektir önce bunu bir anla. ama aynı birayı marketten al sıhhiyede elinde içe içe yürü bakalım ramazanda veya kandilde ne oluyor...bu memlekette her sene ramazanda sokakta sigara, su içti diye adam dövmüyorlar mı? dünyanın hangi medeni ve demokratik ülkesinde var bu tip uygulama?
otobüste, minibüste üzerinde etek var diye genç kızlara saldırıp namus narası atmıyorlar mı? işte mahalle baskısı denen şey bunlar. sen de kendini o baskı kültürü içerisinde sözde çoğunluktan gördüğün için o beyninin bunu anlamaması normal dert etme. mantıklı insanlar neyin ne olduğunu çok iyi biliyor.
yasak mı soruyorsun? polis evlerinden, öğretmen evlerinden alkol niçin kaldırıldı o halde? al sana yasaksa da yasak.
Ha chp ha dsp dediğiniz dsp cumhur ittifakında bu arada :d.
Bu başlığı zortlatanın pek bir siyasi bilince sahip olduğunu düşünmüyorum. Nasıl gelişti neler oldu gram bir fikri yok gibi. Sen böyle devam et güzel kardeşim kafanı çok yormuyorsundur zaten.
sıkıntılı zihniyetin odalarıdır. türbanlı diye assubay oğlunun orduevindeki düğün törenine giremeyen diploma törenlerine alınmayan sakkallı abilerimizi unuttuğumuzu sanmasınlar. muharrem incenin babasını bile sakallı diye düğüne almamışlar kendi açıklaması var. eeee ne demişler herkes ettiğini birgün çekecek.
malum tarikatların ve cemaatlerin vakıf yurt ve kur'an kurslarında ufacık kız erkek çocuklara yaptığı tecavüz taciz şiddet beyin yıkamalarıyla, halkın kamunun malını parasını din kullanılarak soyma, kurban bağışı, zekat fitre yardım paralarını zimmete geçirme vs ile adeta malum tarikat cemaatlerin birer insanlık suçu işleme odalarına dönmesi...
pardon, konu bu değildi.
konu ikna odalarıydı.
neyse...
o yıllarda ikna odalarıyla eğitimde ve milli güvenlik kurulu kararıyla asker ve polis kamu da bu tarikat cemaat yapılanmalarının önüne geçilmek istendi.
doğru veya yanlış ya da bunu destekleme karşı çıkma olmadan yapılanlara tarafsız bir gözle bakalım.
bu tarikat cemaat yapılanmaları devlete çöreklenmeye sızmaya başlaması, özellikle eğitim ve güvenlik alanında konuyu basit bir bireysel din inancı dünya görüşü olarak lanse ederek amaçlarını gizlemesi, sınav ve atamalarda yapılan liyakatsiz yetersiz insanları örn: sınav sorularının çalınması, kendi yandaşlarının kayrılması vs durumlarla eğitime askere polise sızıp buralara hakim olmalarının önüne geçmek için ikna odaları veya milli güvenlik kurulu kararları gibi önleyici tedbirlerle milletin devletin halkın geleceğinin temeli korunmak istendi.
doğru veya yanlış bu yol tercih edildi.
hatırlayın...
ordudan atılan polislikten atılan okullardan engellenen insanların dinimize özgürlüğümüze haklarımıza yapılan saldırı eleştirilerini.
bunlar din düşmanı söylemlerini.
namaz kıldığı için ordudan atıldı söylemlerini.
eşi veya annesi babası türbanlı diye engellendi propagandalarını.
din inanç özgürlüğü iddialarını.
neyse, tüm bunlar başarısız oldu.
sonuç olarak 15 temmuz yaşandı. o dini bütün insanlar tüm devleti ele geçirmiş olduğu ortaya çıktı.
eğitim sağlık güvenlik ekonomi kamu idaresi siyaset vs tüm devlet denen yapıda liyakatsiz eğitimsiz yetersiz insanların görevlerde olduğu ve bu insanların sahte diploma, intihal-başkalarının çalışmalarını çalıp aldıkları akademik sıfatlar, sınavlarda çalınan sorularla, liyakatsiz atamalarla sadece tarikat cemaat kontenjanlarıyla buralarda olduğunu gördük.
dün başını aç deniyordu, bugün kapat deniyor.
şartlar çıkarlar değiştiği için birileri kapanıp umreye gidiyor dönüşte havaalanından free shoplarlardan kaliteli içkiler alıyor.
dün başı açık yapılan bugün başı kapalı yapılıyor.
sevgili avukat, bahsini yaptığın deve de kulak niteliğinde ve ölçü olamaz.
özgürlüğün kralı yaşanıyor memlekette ve ekser bir kesim tarafından dibine kadar kullanılıyor!
detaya girersek konu çok başka yerlere sapar ve bayar bizi.
her dönemim mağdurları vardır ve var olacaklar malesef.
iyinin ve kötünün, doğruyla çirkinin var olma mücadelesi hep sürecek vesselam.
mesele nerden baktığımıza bağlı biraz da.
bunu da durduğumuz yer belirler kısaca.
O kızların hayatını tarikatlardan kurtarmaya çalışmışlardır. Onlar da ille hocam da hocam deyip sonra ya hapse girdi, ya kaçtı, ya da öldü. Bu kadar büyük goygoy yok amk. ikna odaları dediği zamanlar, feto ve tüm tarikatların, merdiven altı veya saklı yerlerde köylü çocuklarını kendine köle gibi yetiştirdiği zamanlar. Özgürlük çok umursuyorsa solcular, Atatürkçülerin yanında yer almalıydı.
Yüzlerce yıl şeriat baskısı yap, kadınlar evden çıkamaz, erkeklerle bir yerde olamaz de. Sonra birileri onlara hak versin , sen de sürekli türban diye diye zorla dini kuralları getirmeye çalış, sanki kadını engelleyen sen değilmiş gibi. Dincinin yüzsüzlüğü çekilmiyor. Hayır kardeşim sağcısı da solcusu da aynı falan değil. Bitmek bilmeyen saplantilari ve kibirleri yüzünden yaptığı kötülüğü de görmüyorlar.