bugün

özel yetenektir, dilbilim açısından yüklemdir.

etmek ve olmak tarafların iki yönü. her ikisi de beşeri mevzuata içre eyleniyor. damardan...nabza göre şerbet... suyuna gitmek sadece birkaç taktiksel alt dal, adilik kısmısı.

has insan evladı için ise ikna etmenin aşamaları şunlar olabilir;

1. kendine güven; ardı ise şu minval; kendine güveniyorsun, tamamdır, inandıklarına güveniyor musun? güvenmiyorsan kendini ikna etmen gerekecek ki biz buna riyakarlık diyoruz, terbiyesizlik yapma! inanmadığın şey hakkında kimseyi ikna edemezsin...edersin ama kendini o konuda ikna etmek senelerini alır, var mı o kadar zamanın ve de bunu yapacak şerefsizlik sende? yok! geç o zaman. ikinci aşamadan devam.

2. kendin ol;insan öyle bir algılayıcı ki, sahteyi hemen kapıyor, riyayı ve yalanı da, ses tonun, halin tavrın, senden bağımsız eleveriyor seni. o yüzden kendine güvendiğin gibi, sözcüklerine de güven. kasma!

3. karşı tarafı dinle; ikna edeceğin kişi de taş değil, o da düşünüyor bu konuda, dinle onu, sadece sen yoksun mevzuu da.

4. karşı tarafın argümanlarını sıfırla; nedensellik kullanarak, inandığını karşıya aktar ve karşıdan gelen görüşleri de usturupluca (kimse bilmiyor kim bu usturup, adamına göre farklı işliyor) sıfırla.

5. sal çayıra. artık karar karşının. ikna olduysa ne ala, olmadıysa zaten bu halinle ve uzayın bu kesiminde ve zaman diliminde ikna olmayacak demektir.

6. 1'den başlayarak başka bir zaman ve mekanda tekrarla.

(bkz: ikna olmak)
kani kılmak, kanaat getirmesini sağlamak anlamına gelen fiil.
(bkz: kani)
istatistiklere göre küfürlü konuşan insanların daha kolay başardığı eylem, samimiyetten olsa gerek.
hiç denemediğim bir fiildir, bana ne uçurumdan atlayıp gebermek istiyorsan atla da geber amk.
elif lam LAMA rahman ve karnı guruldayan FSM nin şanıyla. ''efenim yobazla tartıştığım zaman ......... her şey kapanıyor.(ula senin anandır getirdi bana verdi al suyun içinde yap ki şifa olsun) küfür ediyooo.'' (SAV) arada alay etmek zorunda kalıyorum. ama yine de bir ikna amacı gütmesem de ikna güdüsüyle doğduğumdan olacak nedensellik içinde debelenip duruyorum her ne kadar bir yobazın, nedenselliğin sınırlarını, bir spermin prezarvatifi zorlaması gibi zorladığının farkında olsam da, daha önce kullanmış herkes gibi bu konuda endişeye kapılmıyorum. (yani demek istemezdim ama burada işimi şansa bırakmak istemediğim için diyeceğim.) yani yaptığı ve kendince getirmeye çalıştığı dogmatik delillerin nedenselliğin çin seddi gibi sağlam örülmüş duvarını aşma olasılığı düşüp boynunu kırma olasılığı ile yarışamayacak kadar küçük bir olasılık olduğundan, yaptığı sadece benim arayıp bulamadığım saçmalıkları sırası geldikçe gündeme almaktan öteye geçmiyor. imdi burada şu soru kulaklarımı çınlatıyor şimdiye kadar kaç yobaz ikna ettin? efenim ikna ne haddime ben ikna için uğraştım kafasında bazı soru işaretleri oluşturdum belki ama bu sorular başımız döndüğünde oluşan yıldızlar gibi kısa ömürlü olmuş ve baş dönmesi geçince kaybolmuşsa bunda kendimi kabahatli bulmam. (sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.) burada umursamaz bir tavrım varmış gibi bir algı oluştuysa ikna edici olmakla can sıkıcı olmak arasındaki ince çizginin ikna edici olmak tarafında kalma gayretim beni fazla gayretli olmaktan alıkoyuyor. değilse her nurcunun muhtelif cuma günlerinde namaza çağırması gibi can sıkıcılığın sınırlarını zorlayan bir tavırla ikna edici olabilirim.
edebî dil, adap ve donanıma sahip olmayan insanlarda bulunmayan yeti. yada bulununanlarda var olan yeti de diyebiliriz.
başarabildiğimde beni çok sevindiren eylem.
birini istediğim bir şey için ikna edebildiğim zaman içinden "we are the champions" şarkısını mırıldanıyorum, nedense.
tamam uğraşmayın artık ikna oldum valla oldum. o kadar geçerli nedenler yaşattınız ki ikna oldum. artık çabalamayın olur mu. yalnız ölürüm ben. ikna oldum hak ettiğime merak etmeyin oldu mu.
Pazarlama işini iyi kıvırabilmek için gerekli olan yetenek.
Bir nevi manipülasyondur, bir insanı kendi inanışının/kararının dışına çekmeye çalışırsın. Bunun için de ya duygusallık kullanılır, ya da kanıtlar.

Ses tonu ayrı önem taşır bu esnada. mazlum veya sert bir ton kullanılması yerine göre çok çok etkili olabilir.

Ama sanırım başrol yine gözlerde, öyle ki ailem dışında bir insan gözlerime bakıyorsa, o insanı mutlaka ikna ederim.
youtube üzerinden video-blog yapan nebuch bu konuyla ilgili tüm düşüncelerimi anlatmıştır. neden ikna etmek bu kadar önemli?

http://www.youtube.com/watch?v=u7VW0lDOvjM
karşılıklı bir eylemdir aslında. ikna etmek, ilişkide olanların birbirlerinin zihinsel dirençlerini ortadan kaldırmalarıyla ilgilidir. Bir insanın diğerini ikna etmesi için iki insanın aynı duyguda birleşmesi, aynı anlayışta bütünleşmesi, zihinlerinin “tek bir potada erimesi” gereklidir.

karşısındakinin hangi motivasyonla hareket ettiğini bilmeyen, onun hangi ölçütlere göre karar aldığının ayırdında olmayan bir insanın ikna edici olması mümkün değildir.

ayrıca; (bkz: Güven iknanın temelidir)
tam benim işim.ikna edemeyeceğim tek insanlar ölü olanlardır.dirilerin şansı yok.
ikna olmaya hazır bir insan yoksa karşınızda imkansız durumdur.

şekilli şüküllü söz:

"cahille girdiğim her tartışmayı kaybettim"