yeni basımların ikinci ellerini asla almam tavsiye de etmem.
ancak atıyorum 1950/60 ya da daha eski basımsa ne yapar eder alırım o kitabı hatta kütüphanemde böyle çok kitap vardır.
atatürk’ün generalinin yazdığı eski baskı bile vardır bende.
ha satırları çizilmiş kitapları almam.
herkesin dünyası farklıdır kimse kimseye de uymak zorunda değildir.
beyazıt tarafında bir çarşı vardı 1960'lardan kalma bir dergi satın almıştım 2 sene önce, sayfaların o kitap kokusu var ya parfüm olsa üstüme sıkardım.
Çok güzel birşeydir . Hele ki içinde notlarda varsa tadından yenmez . O notları yazarken neler hissettiğini dusunursun . Sonra kendi hissettiklerine bakarsin. Anlatilmaz müthiş birşey
Geçen yaz aradığım ve bulamadığım bir kitabı 2.el sergisinden bulduğum için bir sevinçle alıp eve gelince baktım kitabın arasından çeyrek altın çıkmıştı. Tabi kuruşu kuruşuna lösev'e bağışlandı.
Baskısı olmayan eski kitaplar için uygun olan. Fakat baskısı olan, klasikleşmiş eserler için uygun olamayabiliyor. ikinci el kitabın nasıl değerlendirileceğini ala ala öğreniyorsunuz.
Bu konuda bir anımı da nakletmek istiyorum: Bu yıl izmir kitap fuarında geziyordum. Bir genç kız bir standa Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" kitabını sordu. Yaşlıca bir adam onu sahaflara yönlendirdi. Bir kaç dakika sonra sanırım. Ben kitabın yeni baskısını gördüm. Zaten klasik eser. Yeni baskısı var. Sahaftan belki daha pahalıya almıştır. Bilemiyorum. Çünkü böyle olaylar var. Onun için ikinci el kitap almadan önce, ikinci el kitap neden alınır diye bir düşünmekte fayda var.
Bunun yanında eski kitaplar için şu noktayı da koyalım: Türkçe. Eski kitaplardaki Türkçeyi bugünkü kitaplarda pek bulamıyorum. Belki de bu yüzden eski kitap alıyorum.
Kitabın arkasında ki hikayeyi merak eder insan. Kim okudu bu kitabı? Nasıl biriydi? Neden burayı işaretledi? Bu sorulara yanıt aramak, üstüne kitabı okumak büyük zevk verir insana.
Altını çizmek için kalemi eline aldığında çoktan önemli gördüğün yerlerin altlarinin çizilmesidir değişik hissettirir. Kim bilir eski sahibi nasıl bi ruh haliyle okudu nasıl biridir düşündürür.
benim gibi haftada iki roman bitiriyorsanız ve eğitiminiz nedeniyle okumanız gereken onlarca kavramsal kitap köşede bekliyorsa, bir de ilginç bulduğunuz her bağlamın ve anekdotun hunharca altını çiziyorsanız bazen gereklidir. sahaflar bunun için var, bir de daha önceki okuyandan izler varsa ve o izleri takip edip tanışarak arkadaş olmuşsanız ne güzel değil mi? bir de artık piyasada baskısı kalmayan önemli kitapları özellikle nadir kitap gibi yerlerden mecburen ikinci el alabiliyorsunuz, hatırlatayım.
Baskısını bulmakta zorlandığım eski kitaplar için başvurduğum yegane yoldur.
En son bunu yaptığımda bir kitabın ortalarında altı çizilmiş bir cümleye denk gelmiştim, bazılarınınsa yanına yıldız konmuştu. Kitap zaten felsefe kitabı, üstüne bir de ben; acaba neden bu satır neden bu cümle diye düşünmekten kendimi kitabın diğer kısımlarına veremiyordum.
Final zamanı gelip çatmış sınavdan sonra o yıldızlı yerlerin ne anlama geldiğini daha iyi kavramıştım. Kitabın hiç tanımadığım ilk sahibiyle aynı dersi almış ve hocanın önemli gördüğü yerlere yıldız koyulmuştu.
Velhasıl birinci ikinci üçüncü beşinci fark etmez itinayla kitap hediyeleriniz kabul edilir. Evet.