ne kışla kokulu siyadet ne de cami esansli siyaseti benimseyen kişilerdir ikinci cumhuriyetciler. dünya konjukturunden ve devlet mantalitesinden bihaber olan kişilerin
'işte emparyalist bati afrikanin mafrikanin irzina gecti söyle oldu böyle oldu diye' zirladiği ve hala jakoben zihniyetinde kaldiği için hamasete sigindiği için bokladiği bir olusumdur.
gerci cami esansli kişi ve kişiler yüzünden benimsendiği için 'aman seriat' gelecek diye kısla kokulu siyasiler ve -üstüne basarak söylüyorum- ittiihatci bürokratlar tarafindan sloganist bir şekilde saldirilara maruz kalinmaktadir.
madem arkadasim sen burokrasiyi cok seviyorsun üsenme git bagkur'da bir işini gör bakalim. cek eziyeti gör bakalim durumu.
efendiler akli bir kenara atayamayiz, donuklaşmiş murtlasmiş ve artik gecerliği bitmekte olan sisteme genclik asisi yapmak gerek.
dünya da hersey gelisirken muhafazar kalmak hatta çürüklükleri muhafaza etmek aptalliktir. akli calisan kimsenin cumhuriyetin temel değerlerini yok etmek gibi bir düsüncesi olamaz.
yapilmasi istenen sey bireyin mutlu olmasidir. birey mutlu olursa baglantili olarak toplumda mutlu olur.
ama dis mihraklar oyunu diye zart zurt edilirse ve her elestiri yapan kişiye vatan haini diye damga yapiştirilirsa işte o vakit durum basitlesir. vakti zamaninda cernobil krizi neticesinde cayda radyasyon vardi. aklievel bir oda baskani -kahveciler oda baskaniydi galiba- 'cayda radyasyon var diyen vatan hainidir' demişti.
ama kafaniz bunu almazsa sizin mantiğinizla konusayim o halde.
madem gelişmeye karisisin niye internet kullaniyorsun? git siyah beyaz gazeteni oku yazilarini eser-i cedit kagidina yaz.
ulan sizin gibi düsünmek için iki dakka amuda kalktim ayak üstü.
ama ne yapacaksin sekil olarak ücüncü napolyon devrinin seviyesinde olan bir toplumda 21. yuzyilin gercekleri ve düsüncelerine malik olup yasamak hakikaten zormus arkadas.
bitsin su artik komprodor burjuvazi ve hazineden gecinmeler devri.
ulan bu kadar yirtinmanizin sebebi yoksa bir tamamen duygusal bir sebebi mi var?
herneyse çağa ayak uyduramayan devletler güliverin cüceler ülkesi gibi kalmaya ve devler tarafindan pestil olmaya yahut kucaga oturmaya mahkumdur.
birinci cumhuriyet sanıldığı kadar millî ve antiemperyalist değilmiş.. batılı devletlerle bir antlaşma dahi yapılmayan, dış politikasını "yurtta sulh, cihanda sulh" fikri üzere barışçıl(ki bu emperyalizmin doğasına aykırı) temel üzere inşa eden, mazlum milletlerden yana(sadabat paktı, balkan paktı) tutum sergileyen, cumhuriyetin onuncu yıl kutlamalarında batılı devletlerden bir temsilcinin dahi çağırılmadığı, yalnızca sovyetler birliği temsilcisinin kabul edilip, enternasyonal'in rusça okunduğu(bunlar basite indirgenmemeli, diplomaside/devletlerarası ilişkilerde bunlar önemli ayrıntılardır, mesaj niteliği taşımaktadır), solidarist korporatist anlayışla sınıflar ile çıkar gruplarının uyumlu kalmasının sağlandığı ve korporasyonlar aracılığı ile meslekî örgütlerin devletle birebir muhatap kılındığı, dolayısı ile ithal etmemek için üretime teşvik edilen ve bu yolda yaratılan millî burjuvazinin uluslararası kompradorlar olmasını engelleyen devletin esnek de olsa müdahaleciliğinin bulunduğu(ki burjuvanın palazlanmaya başlayıp da devletle rekabette devletin önüne geçmesi halinde, "devletin bekaası" tehlikeye girebileceği vakit devlet müdahalesinin meşru sayıldığı, not: "devletin bekaası" söyleminin patenti de fransız devrimi'nin kanaat önderi jean jacques rousseau'ya aittir) ve sair örneklerle çoğaltılabilecek gazi paşa dönemi sanıldığı kadar antiemperyalist değilmiş, he mi? hasiktir derler adama...
e dil ile uluslaşma sürecini biz de eleştiririz fakat, millî olmadığına dair iddiayı bertaraf ederken, eğitimde uluslaşmayı da bi kenara iliştiriveririz. gazi dönemine dair millî olmayan bir şeyler varsa, şapkadır kılık kıyafettir, hatta belki de laikliktir.. devrimler tepeden inmedir doğru, fakat yerinde müdahaleler olduğunu ya da olmadığını bugün geldiğimiz nokta ile kıyaslamak hayati hatadır. neden? bakın, attilâ ilhan sovyetlerdeki sosyalizm pratiğini eleştirirken şu ifadeleri kullanıyor: "Sosyalizm iflas etmişmiş! Boş laf! 'Kıro' bir şoför, kullandığı otobüsü şarampole devirdi diye artık otobüse binmekten vaz mı geçeceğiz? Vazgeçilecek olan o şoför ve onun otobüsü kullanma biçimi..." hah aynı mevzuyu kemalist devrim'e uygula bakayım..
cumhuriyete olan düşmanlığınıza dair taşıdığınız argümanlar, "atatürk'ün eleştirilebilirliği" ve "oligarşi ile mücadele" kisvesi altında vatan hainliğine dönüşmekte, çünkü tarihi yalanla yorumluyorsunuz, kemalizm'i "inönü atatürkçülüğü" ile karıştırıyorsunuz. eleştirilecek bir şey ve birileri varsa, gazi vefat ettikten 44 gün sonra ingilizlerle masaya oturan, daha sonra fransızlarla ortaklıklar imzalayan ve son darbe "marshall yardımları"na imzayı çakan, eğitimdeki uluslaşmayı yunan-latin kültürünü okullarda empoze ettirerek rafa kaldıran, kendini halk üstü gören dağlı türk entelijansiyasını yaratan ismet inönü olmalıdır..
kim güçlüyse onun altına yatan kimi yoz yazarlar tarafından ortaya atılan cumhuriyettir. çok güzel bir yerdir burası onlar için. bölücülerin el ele kardeşçi gezebildiği, türk milletinin değerlerine ve kendisine özgürce sövülebildiği, yabancı uşaklığının unr ve gurur olarak görüldüğü bir cumhuriyet. bu ülkeyi sevenlerin terörist ya da faşist olarak suçlandığı bir türkiye. hayallerde yaşıyor bazı ibneler demek istiyorum ama olmuyor. hayalleri gerçek oluyor. bana kalan direk bunlara seslenmek oluyor:
ibneler!
"Belki şu an ülkemiz ikinci Cumhuriyet sürecine girdi de biz bunu ancak 2023 yılında tarih kitaplarında okuyunca tam olarak anlayabileceğiz. işlevini tamamlamış eski cumhuriyetimizin yerine gelecek olan ise, onun esas olarak demokrasiyle taçlandırılmış hali olacaktır."
1923 Cumhuriyeti'nin demokratik ve çoğulcu bir niteliği bulunmadığı, egemenliğin halka değil bürokrasiye ve orduya ait olduğu, devletçi ekonomi anlayışının bir soygun sistemine dönüştüğü tespitlerinden hareketle ortaya atılan cumhuriyetin demokratikleşmesi ve siyasal sistemin yeniden yapılanması,"
Rejimin bürokratik yapısının değiştirilmesi, devletin ekonomik ağırlığının azaltılması, şeffaflaşması, vergi verenlerin vergilerinin nereye harcandığını denetleyebilecek hale gelmesi, rejimin üzerindeki ordu vesayetinden arındırılması ve tüm toplumsal tabakaların katılımıyla devlet çatısının üretken ve demokrat olarak yeniden çatılması...;
Ayrıca Birinci Cumhuriyet deyince, kastedileni de iyi algılamalıyız...
Birinci Cumhuriyet, halka karşı örgütlendi. Hukuksal yapısını da halka karşı bir anlayışla inşa etti. Bugün de durum farklı değil. Nitekim 82 anayasası, halka rağmen bir devlet inşası ve halka rağmen bir devleti sürdürme anayasasıdır. HSYK, Anayasa Mahkemesi gibi yargı kurumlarının örgütlenmesi de, aynı siyaset kurumunun örgütlenmesi gibi darbe yasalarına dayanmakta... Kısacası, devletin iskeletini oluşturan neredeyse tüm kurumları yüzde 80 darbe yasaları oluşturmakta...
Devlet hukuku ve iradesi var ama toplumsal hukuk ve milli irade yok. Bu nedenle Birinci Cumhuriyet'ten yana çıkmanın da âlemi yok...
güzel ülkemin senelerdir "gelişmekte olan ülkeler" kategorisinden "gelişmesini tamamlamış ülkeler" kategorisine bir türlü geçememesinin altında yatan sebeplerden birisi.
seksen yıldır dayatılan üstünlerin cumhuriyetinin halkın iradesi karşısında çöküşe geçmesi üzerine yapılanan yeni anlayış. yıllardır ötekileştirilmiş halkın askeri ve sivil bürokrasiye karşı zaferi tarihte anlı şanlı yerini almak üzeredir.
surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
ey kahpe rüzgar şimdi hangi yandan esersen es
kahpe dünyanın sikindirik globalleşmesine entegre olunmaya verilen ad.
evet; bizim bu uğurda bayrağımızdaki hilalden utanmadan domuz etini "kanunla" serbest bırakan bir hükümetimiz var.
evet; bizim bu uğurda istiklal marşında geçen şehadetlerden utanmadan kilise açan bir hükümetimiz var.
evet; bizim bu uğurda kendisine oy veren müslümanlardan utanmadan eşcinsel film festivaline destek veren bir hükümetimiz var.
evet; bizim bu uğurda kendisine oy veren içanadolu delikanlısından utanmadan eşcinsel oteli açılmasına izin veren bir hükümetimiz var.
evet; bizim bu uğurda toprak altında yatan şehitlerimizden utanmadan pkk davasını satan bir hükümetimiz var.
evet; bizim bu uğurda ruma karşı kıbrısı, ermeniye karşı azerbeycanı, sırpa karşı bosnayı, çine karşı türkistanı, kürde karşı türkmeni, rusa karşı çeçeni yalnız bırakan bir hükümetimiz var.
bu uğurda pkk ya karşı mücadele eden bütün kahramanlarımızı hain; kahramanlarımıza karşı mücadele eden bütün hainleri özgürlük savaşçısı kahraman ilan ettik!
kopenhag kriterlerine göre belirliyoruz bütün şeref ve haysiyet tutumlarımızı.
bugün ailenizden en sevdiğinize birisi tecavüz etse; avrupa insan hakları mahkemesinin dayatmasına göre 3 ay sonra serbest kalacak!
allahınıza sövse cezası yok! kaldırıldı!
eşiniz sizi aldatsa cezası yok! kaldırıldı!
domuz eti yedirseler cezası yok! kaldırıldı!
ulan bu memlekette terörist başını kurtarmak için idam kaldırıldı, idam!
ne için? kahpe dünyaya entegrasyon!
neymiş? zengin olucaz, çok paramız olacak.
arkadaş senin için şeref önemli değilse, git kendini sat; olur paran! onursuzca rahat yaşamak ne zamandır türk için onurluca sıkıntı çekmekten üstün oldu!
kim söktü lan sizin ciğerinizi? kim şerefinizi iki paralık etti?
imanınız, milliyetiniz ne zamandır; nicedir satılık oldu?
amerikan a mı özendiniz, avrupalıya mı?
haline bak ey türk! sözde muhafazakardın sen! senin aile kurumun çok önemliydi!
memleketin 4 bir yanına üniversite açıp kim dağıttı çoluğunu çocuğunu sağa sola? o çok övündüğün "aile" kavramını kim parçalayıp atıverdi 8 senede?
2 cumhuriyetten öteye geçmek lazımdır çünkü, liberal diktanın yeni adıdır
kişiyi yok eden aslında, yağmurda çamurda bırakandır, ikinci cumhuriyet yanlış bir cumhuriyette olmaktır kadınlar tuvaletine girecekken erkekler tuvaletine girmek gibidir efenim.