balıkesir ve elazığ'a ait yorumları bulunan çok güzel bir türkü. ikisi de birbirine benziyor aslında. erkan oğur'Un yorumladığı elazığ versiyonu oluyor. yukarıda sözleri yazılmış ama ben yine yazayım buraya,
iki keklik bir derede
imanımda ötüyor.
iki keklik bir derede, imanım da ötüyor.
ötmede keklik
benim benim derdim
artıyor sana hayran
artıyor.
ötme de keklik benimden derdim
artıyor
sana hayran
artıyor.
emine hanım konyak içmiş, karyolada yatıyor (x2)
yazması oyalı kundurası boyalı
yar,
yar benim olsa,
yar, yar yar...
uzun da geceler,
dilim yari heceler
yar, yar benim olsa
yar, yar yar.
emine hanım yeni çıkmış imanımda hamamdan
emine hanım yeni çıkmış imanında hamamdan.
yazması oyalı, kundurası boyalı
yar, yar benim olsa
yar, yar yar.
uzun da geceler dilim yari heceler
yar, yar benim olsa.
yar, yar yar.
Balıkesir'e bağlı Edremit ilçesinin, Güre köyünün halkından kahveci Mehmet Şevket Efendinin karısı şöhret hanım tarafından oğluna yazılmış bir türküdür.
Şöhret hanım, zamanın zenginlerinden olduğu için zeytin toplamaya giderken cam topuklu ve rugan ayakkabılar giyermiş, elbiseleri de oldukça güzel ve diğer köylülerden farklıymış, oğulları Zekeriya Sarıkamış'a Enver Paşa komutasında askerliğini yapmaya gitmiştir. Bu sırada ortam karlı olduğu için yol almak amaçlı karları teperlermiş.
Zekeriya, kar teperlerken kar kuyusuna düşüp şehit olmuştur. Şöhret hanımda ovada kekliklerle söyleşirken bu kötü haberi almıştır.
Keklikler öterken şöhret hanımda oğlunun acısı ile bu türküyü yazmıştır.
özay gönlüm abimiz kükreterek yarenini, girer bu türküye, sesindeki buğu o aidiyet duygusuyla yazması oyalı, kundurası boyalı yar benim dediğinde ustam, yarinin ne kadar onun olduğunu öyle vurgular ki sanırsınız arslan olup bir daha bir daha kükretecek yarenini.
orhan hakalmaz ve erkan oğurun alıp iki ayrı yere taşıdıkları türküdür.
her ikisi de farklı yörelere ait versiyonlarını güzel yorumlamıştır. her ikisinde de farklı duygular hissedersiniz.
tabi erkan oğur'un seslendirdiği versiyonu bana göre daha bir içtendir.
gündüz dinlenmemesi gereken bir şeydir bu türkü. her dinlediğimde kendimi yüksek bir yerde karanlıkta şehrin ışıklarına bakarken rüzgar yüzüme değiyormuş gibi hissederim çünkü.
erkan oğur'dan ilk kez dinlediğimde bir kaç saniye sonra kapattım. sonra birkez sonuna kadar dinleyeceğim dedim ve dinledim. ondan sonra kaç kere dinlediğimi bilmiyorum. erkan oğur farkını ilk kez bu türkü ile anlamış oldum.