hocam piçlik bende işte küfür oluyor. ama kızla konuşunca çok nadir olur. en ağır gerizekalı veya mal derim. genelde kalp kırmam. ama kendi kalbimi de kırdırtmam.
2002'liyim bu arada. sonradan da okuyanlar varsa bilsin. ona göre yaşı hesaplar.
alkol veya sigara kullanmadım. bir ara niyetlensem de başlayamadım. iyi ki de olmadı.
güldürmek nasıl onu anlamadım. espri falansa yaparız. fıkra falan.
maddi durum çok şükür elimden geldiğince. arada 3d modelleme yapıp satıyorum.
giyim tarzım da fena olduğunu düşünmüyorum. genelde siyah daha çok giyinirim.
boy 1.82 kilo 92 falan. vücudumu iyi buluyorlar. göbekli de sayılmam. ufak var ama çok da belli edici değil.
Çok normaldir. Kadınlar efendi adamları korkak ve sıkıcı bulurlar.
Piçleri ise Heyecan verici ve eğlenceli bulmazlar.
(bkz: Yapacak bir şey yok)
(bkz: Mehmet ali erbil)
(bkz: Erol evgin)
günümüzün gerçeğidir.
piç, yakışıklı, kaslı erkek flört eder, seks yapar.
efendi, kültürlü, iddiasız erkek yalnız kalır.
maalesef durum bundan ibaret...
daha doğrusu iki erkek arasında kalan kızın hep yanlış olanı seçmesidir.
biri muhittin diğeri deniz adında iki arkadaşım var. ikisi aynı zamanda ev arkadaşı. bu, iki arkadaşın kesiştiği bir hikayenin bir kez daha kanıtladığı bir gerçeklik.
muhittin bir kadını gerçekten sevebileceğini söyler. bakirdir, daha önce sağlam bir ilişkisi dahi olmamıştır. instadan tanımadığı kızları eklemez. kibardır. müzikten de anlar kendi çapında. genellikle yalnızdır. çekilir odasına kitap okur. okudukları genelde bir ortamda bir kadının ilgisini çekmek için kullanılmaya müsait malzemeler yaratsa da asla bunları böylesi amaçlar için kullanmaz. bilgi onun için kutsaldır, kirletilmemelidir. sevgililerine hep sürprizler yapar, değer verir. sevgilileri varken başka kadınlara falan bakmaz. karılı kızlı bir ortama girdiğinde başını eğer. o derece utangaçtır. sevgilileri ile yaşadığı özel anlardan da kimseye bahsetmez. sorulduğunda yanakları kızarır hafiften, belli belirsiz bir gülümseme belirir yüzünde ama asla konuşmaz bu konuda. sürekli mesaj çekebilir. ben sıkıldım demez kolay kolay. yapamıyorum da demez. bu ilişkinin gideceği yeri kestiremiyorum da demez. sonuna kadar savaşır. bazen gözleri dolar ama ilişkilerinde hep güçlü olması gereken taraf olduğu için ağlayamaz. sevgilisinin kokusunu özler, onun parfümünü yatağına sıkar uyumadan önce.
deniz, piç erkek. kızlara değer vermez, sadece onlara muhtaç olduğunu bilir. kendi deyimi ile siker ve atar... kızın değerlerini ve inançlarını çoğu zaman hiçe sayar. kızlara fazla yakınlık göstermez, hatta sokakta onların ellerini bile tutmaz çünkü onun için dışarıdaki her kız potansiyel bir avdır. onlar aramadıkça aramaz. mesaj çekmeye de karşıdır. sürekli yedekte kız tutar. yalnızlıktan korkar ama bunu belli etmez. içinde fırtınalar kopsa da bunu dışarıya yansıtmaz. dışarıdan bakıldığında bir buzulu andırsa da aslında iç dünyası sonsuz bir devinim halindedir. derdini kimseye anlatmaz. kimsenin derdini dinlemez.
işte bu ikili geçenlerde aynı kıza tutulmuş. kızın seçimi deniz imiş. onu birkaç kere et parçası gibi kullanıp sonrasında atacak olan kişiyi seçmiş kız. deniz kızı terk edecek ve kız hüngür hüngür ağlayacak. deniz bu sırada başka bir kızın dünyası ile ilgili planlar kurmaya başlayacak. ağlayacak bir omuz bile bulamayacak belki kız. işte sanırım devreye muhittin girecek.
çok klişe olacak ama iki çeşit erkek var işte. denizler ve muhittinler... adının ne olduğu asla önemli değildir... önemli olan sen muhittin mi olacaksın deniz mi? kızların göz yaşlarını sildiği omuz mu olacaksın, o göz yaşlarının mimarı mı? hayallerin erkeği mi olacaksın hayalleri gerçekleştiren erkek mi? sikecek misin sikilecek mi? işin özü bu sanırım.
ha bu arada halen bir muhittin isen cidden hiçbir şey için geç değil. kadınlar bu 'yanlış' seçimi hep yapacaklar.