O kadar titreşimliydi ki otobüsten inip yürürken ayaklarım uyuşmuş olurdu. Ayrıca bunların kapı butonu tutunma direğinde değil açılır kapının üstünde küçük bir düğmeydi.
bir de eskiden otobüse binerken bileti attığımız kutular dolduğunda o biletleri kutunun içinde tutuştururlardı vay amk. leş gibi kokardı bütün otobüs piii.
Bir hikayeye gore deniz uzerinde baska diyarlara ucacagini sanan bir adamin bogulmasi ile tatsiz biten tarihi olay.
Ayrica cs:go adli oyunda bir counter terorist takimi silahi olan m4a1-s isimli silahta cikartmasi bulunmaktadir.
(bkz: icarus fell)
yalıtımını anlatmaya gerek duymuyorum, zira birçok yazar yeteri kadar taşşak geçmiş. bu macar efsanesi bir döneme damgasını vurdu. bir nesil duyma kaybı yaşadı. aşırı vibrasyondan dolayı insanlar otobüsten inse bile kafaları titrer vaziyette yürümeye devam ediyordu. bu otobüsün en kıyak yeri sol arka köşesiydi. demir boruya belini yaslayan kişi kral gibi bakınırdı otobüs ahalisine. bi de kollarını geriye doğru demirlere yasladın mı, tamam işte kral sensin. vites geçişleri sanki şanzımanda değil de, içinizde gerçekleşiyormuş gibiydi. kaptan, ince uzun pipimsi vites topuzuna her hamle yapışında "çatırt, gacırtt, viiykkk" diye sesler gelirdi. bu efsane hakkında genel olarak kabul görülen yanlış bilgi ise şuydu;
motoru inanılmaz gürültülüydü ama esas sesin kaynağı kısa oranlı diferansiyel ve şanzıman dişlileriydi. yani gürültünün kaynağı motordan ziyade dişlilerin sürtünme sesiydi.
....
özledim tavanının akışını özledim
özledim şanzımanının ötüşünü özledim
özledim pipimsi vitesini özledim
şimdi gittin jilet materyali oldun, siyah duman atan yarim benim
Çok affedersiniz nostalji için bile katlanılmayacak teneke işkence aleti.
Akşamları işten eve dönerken kadıköy den kartal a kadar bunun işkencesini çeken bilir. Motor sanki otobüste değil bizim kafada öyle çalışıyor. iki kişi konuşmak istese bağırmak zorunda kalıyor neydi arkadaş bunlar ya.
bunlar ne zaman hızlı gitmeye başladı mı, bir süre sonra genellikle 1 saniyeden kısa süren bir "çooink!" diye ses çıkar, akabinde motor sesleri şaha kalkmışçasına, birden yükselirdi.
yıllardır neden olduğunu çözememiştim. meğer turbo açıyormuş koca motorlar.
zamanında bursa'da da kullanılmış macar otobüs markası. koltukları şimdiki otobüslerin iki milim süngerli koltuklarına göre çok rahattı. ama o gürültüsü yüzünden kafa şişiren, iki insanı konuşturmayan otobüslerdi. kapıları yolcuya küfreder gibi açılırdı.
hala daha tek tük görülür sağda solda, burulaşın deposunda da sarıya boyanmış halde yatan var bi kaç tane.
körüklü uzun olanlarında en rahat uyuyabildiğim otobüstü galiba. galiba restore ediyorlar bazılarını. umarım körüklülerini de restore edip nostalji yaşatırlar sesinin aynı kalması şartıyla.