bir veya daha fazla ürünü yurtdışında bulunan müşteri firmalara satabilmek için uygulanması gerekenler bütünüdür.
ihracatçı olabilmek için birden fazla kriteri yerine getirmek gerekir. sadece yabancı dil bilmek, sadece para ya da sadece müşteri bunun için tek başına yeterli değildir.
Bir kimsenin sıfır noktasından itibaren ihracat yapar düzeye gelebilmesi için yapması gerekenlere şöyle bir göz atalım efenim.
Öncelikle ihracatı hangi statüyle yapacağına karar ver. Üretici olarak doğrudan mı satacaksın yoksa aracı kurum kimliği ile önce satın alıp sonra mı ihraç edeceksin. Burası önemli. ikisinin de kendi içinde avantajları ve dezavantajları vardır. Üretici için mal bulmak sorun değildir, zira üretmektedir, ancak ürettiği ürünleri ihraç edebilmesi için, o ürünün sahip olması gereken uluslararası kalite standartlarını sağlaması, ayrıca maliyet analizini çok iyi yaparak mevcut rekabet şartlarına ayak uydurabilmek için fiyata avantajı yakalaması gerekir.
Eskiden yurtdışındaki müşteriyi arayıp bulmak epey zahmetliyken, günümüzde iletişim araçlarının son derece gelişmiş olması sebebiyle internet üzerinden birçok müşteriye ulaşılabilmektedir. Bunun tam tersi olarak, yurtdışındaki firmalar yine aynı yöntemi kullanarak ülkemizdeki bir çok üretici ya da tedarikçiye aynı anda ulaşabilmektedirler. Dolayısıyla aynı ürün için birden fazla fiyat teklifi aldıklarından, fiyat konusu büyük önem kazanmaktadır.
işte burada aracı firma olmanın avantajı ortaya çıkar. Sizden istenen ürünü birden fazla üreticiden daha ucuz fiyatlara ve istenen kalitede tedarik edebilirsiniz. Ancak şuna iyi dikkat edilmelidir ki, aracı firmaların ürün kalitesini kontrol altında tutmaları zordur. Hele hele örneğin otomotiv sektöründe çalışıyorsanız, spesifik ürünlerde bu kontrol neredeyse sıfıra iner. zamanın kısıtlı olması sebebiyle üründeki olası bir uygunsuzluk ancak müşteriye ulaştığında ortaya çıkar ki, bu da reklamasyon anlamına gelir ve ihracatçının kabusudur.
Aracı kurum olmanın bir diğer avantajı, üreticiye nazaran birden fazla sektörde faaliyet gösterebiliyor olmaktır. Aracı firmalar genelde ne bulurlarsa satarlar. Üreticinin böyle bir şansı yoktur, ancak ürettiğini satabilir. Aracı kurum olmanın dezavantajı ise, her istenen ürünü bulamama olasılığıdır. Bulsanız bile istenen kaliteyi ya da fiyatı yakalayamayabilirsiniz. Ya da müşteriniz doğrudan üretici ile temasa geçebilir. Bazı müşteriler aracı firma karlarından kurtulmak için üretici ile çalışma şartlarını benimsemişlerdir.
Eğer sıfırdan ihracatçı olmayı kendinize hedef olarak koymuş iseniz işte bu iki seçenekten birini tercih etmelisiniz. ikisi de zordur, ikisi de kolaydır.
Üretici olarak işe başlamaya karar vermişseniz;
- Ne üreteceğinize karar vermelisiniz.
- Ürününüzü nasıl üreteceğinizi tespit etmelisiniz.
- Bunun için gerekli makina, ekipman ve personel ihtiyacınızı tespit etmelisiniz.
- Maliyet analizi yapmalısınız.
- Ürününüzü öncelikle iç pazara sunmalısınız ki, ticaret tecrübesi kazanasınız.
- Tüm bunları sağladıktan sonra, bir dış ticaret şirketi kurmalısınız.
- Ürününüzü satabileceğiniz müşteri portföyünü araştırmalısınız.
- Muhtemel müşteri ile temas kurma yollarını oluşturmalısınız (ya yabancı dil öğrenceksiniz ya da yabancı dil bilen bir eleman istihdam edeceksiniz)
- Müşterinizin ihtiyacına göre fiyat teklifi ve satış şartlarınızı sunmalısınız.
- Rekabet şartları gereği en iyi fiyatı en iyi kalitede sunacağınızı taahhüt etmelisiniz.
- Nakliye masraflarını iyi tespit etmelisiniz. Bunun için altyapısı sağlam bir nakliye firması ile anlaşmalısınız.
- Müşterinizin ürünü istediği tarihi realize edip edemeyeceğinizi tespit etmelisiniz.
- istenen kalite koşullarını tekrar tekrar gözden geçirmelisiniz.
- ihracatçılar birliğine kayıt olmalısınız.
- Bir gümrükleme firması ile anlaşmalısınız.
- Sipariş alındıktan sonra son derece dikkatli bir şekilde üretime başlamalısınız.
- Müşterinizin istediği ambalaj türünü iyi etüd etmelisiniz.
- Evraklarınızı doğru hazırlamalısınız.
- Tüm bunları yaptıktan sonra artık siz bir ihracatçısınız.
Aracı kurum olarak işe başlamaya karar vermişseniz;
- Kendinize bir sermaye belirlemeli ve belirlediğiniz bu sermayenin enaz üç katı bir miktarı hazırlamalısınız (işler her zaman yolunda gitmeyebilir)
- En az bir limited şirket kurmalısınız.
- en az bir yabancı dil öğrenmelisiniz ya da yabancı dil bilen eleman istihdam etmelisiniz.
- En az bir ürün tespit etmeli ve bu ürünü satın alabileceğiniz güvenilir en az bir üretici tespit edip gerekli sözleşmeleri yapmalısınız. (başlangıçta tek ürün üzerinden hareket etmek en mantıklısı ve doğrusudur)
- Tespit ettiğiniz ürünü satabileceğiniz müşterileri tespit etmelisiniz.
- Tespit ettiğiniz müşteriler ile temas kurarak onları sizden ürün tedarik etmeye ikna etmelisiniz.
- Satmayı planladığınız ürünün piyasa koşullarını iyi analiz etmiş olmalısınız. Kim nerede hangi şartlarla üretiyor, hangi fiyatlarla satıyor, kaç firma bu ürünü üretiyor ve satıyor, hedef ülkeler hangileridir gibi)
- Müşterinizin istediği fiyat ve kalite koşullarını tedarikçiniz ile birlikte etüd etmelisiniz. Sizin söz verdiğiniz tarihe tedarikçiniz yetiştiremeyebilir.
- ihracatçılar Birliği'ne kayıt olmalısınız.
- Bir gümrükleme firması ile anlaşmalısınız.
- iyi bir nakliye firması ile anlaşmalısınız.
- Müşteri taleplerini tekrar gözden geçirmelisiniz.
- Evraklarınızı istendiği şekilde doğru olarak hazırlamalısınız. (Üreticinizin size keseceği faturaya da ihtiyacınız olacak, gümrük istiyor çünkü)
- Tüm bunları yerine getirdikten sonra artık siz bir aracı ihracatçı firmasınız.
Bunun yanında ister üretici olarak doğrudan satın, ister aracı kurum olarak satın, dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi de sipariş aldığınız müşterinin mali kredibilitesidir. Birçok firma, para tahsili konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. Bunu halletmenin yollarından birisi de, bir faktoring firması ile anlaşarak, ihracatı faktoring garantisi ile yapmaktır.
(bkz: ihracat)
(bkz: gümrük)
(bkz: faktoring)
(bkz: ihracatta teslim şekilleri)
ölçekten doğan tasarruf kavramına önceden hazırlıklı olmak. bir üründen 1 milyon adet ihraç eden rakibiniz varken dur ben de 100 tane ihraç edip ihracatçı olayım derseniz, ihracatçılık maceranız çok kısa sürebilir.
başarılı bir ihracatçı olmanın yolu doğru ürünleri seçmekten geçer. spesifik ürünlere yönelinmelidir en başta. halı, tekstil vs gibi ürünlerde düşük ölçekte tutunmak imkansızdır. spesifik ürünler ne peki diye sorarsanız, onu ben de bilmiyorum. bilsem kendim yaparım zaten.
ihracatçı olabilmek için:
dış pazarlarda rekabet edebilecek kalitede ve fiyat düzeyinde ürünlere
malınızı pazarlayabileceğiniz müşteri portföyüne
malınızı pazarlayacak bilgi ve birikime sahip, araştırmacı ve ağzı laf yapan, pazara ve ürettiğiniz ürünlerin özelliklerine vakıf, en az bir yabancı dili iyi derecede konuşabilen pazarlamacılara.
ve peygamber sabrına gereksiniminiz vardır.
Bence ilk ve en önemli adım uluslararası alanda rekabetçi bir fiyata satılabilinecek bir ürününüz olmasıdır. Eğer bu yoksa istediğiniz kadar hukuki yapıyı yalayıp yutun bir işe yaramaz. ikinci önemli adım ise "pazarlama"dır. Bu alanda fuarlar elbette önemlidir. ama ihracata yeni başlamış bir şirket için fuarlar oldukça pahalıdır. bu bakımdan teklif mektupları hazırlama ve bunları potansiyel müşterilere gönderme ve tabii ki iyi bir yabancı dil bilmelisiniz.
firmanızın üretim faaliyetleri göstereceği ülke(ler)de üretim maliyetlerinin, pazarda yarışacağınız ülkelerden daha düşük olması birincil şarttır. anlık doğru hamlelerle tutunabileceğiniz süre sınırlıdır. ürünlerinizin muadillerini üretenler tarafından piyasadan silinmeniz kaçınılmaz olacaktır. bir de sizin taşaklarınızı güvenceye alıp da, çalıştıracağınız kişilerin ebelerini üretim maliyetlerini düşük tutmak için sikmenize göz yumacak hükümetlerin üstüste atanması gerekecektir. ücretlilerin çatır çatır düzülmesi için kendilerini düzecek kişilere alan açan hükümetlere oy verecek bir halka da ihtiyaç var tabi. lakin bu mevzu türkiye'de gayet kolay işlemektedir, muhafazakarlık dediğimiz dışkısal ve köleleştirici kavramın mütemadiyen pompalanmasının sebebi katışıksız şekilde budur.
(bkz: asgari ücret).
tabi bunun kur politikası, vergi mevzuatı, enerji politikası, transport rotaları ve alıcı ülke coğrafi koşulları vs. gibi türlü türlü ayağı mevcuttur. herbirini anlatamayacağım müsaade ederseniz.
bir de beşeri sermaye var tabi, örneği dar anlamda türkiye üzerinde verip mevzuyu kapatayım. beşeri sermayeniz taşaklı olmazsa ar-ge ve haliyle farklılaşmış ürün\hizmet üretemezsiniz. rekabet gücünüz dibe vurur. hadi başlara doğru bir yolculuk yapalım, muhafazakar toplumların ar-ge yapması da benim maykıl ceksın olma ihtimalime eşittir.
hadi bunu da nazarlık niyetine ticaret serbestisi goygoycusu arkadaşlara, 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lan zibidi.' minvalinde iliştirivereyim.
ingilizce bir e-ticaret sitesi açarsınız. Hafif bir seo çalışması ile sattığınız ürünlerin google aramalarında üst sıralarda çıkmasını sağlarsınız. Yeni çıkan yasaya göre hızlı Kargo şirketleri ağırlığı 150 kg ve değeri 7500 euro'nun altındaki ürünlerin gümrük işlemlerini ücretsiz yapmaktadır. 20 kg'ye kadar Ufak gönderilerinizi Ptt Kargo ile yollarsınız ucuza gelir.
ihracatta en az 5 yılını doldurmuş iyi bir ihracat uzmanı. gerisi akıllı bir yol haritası ile oluşur.
not: mutlaka bir gümrük müşavirliğine de vekalet verilecektir. nokta.
Hayali ihracattan bahsediyorsak:
1) Öncelikle hükümet yanlısı veya hükümetten hatırı sayılır abiler, amcalar, dedeler buluyoruz.
2) Bir firma kuruyoruz.
3) Etten püften ürünler üretiyoruz veya varolan ürünleri paketliyoruz.
4) Ona bir gemicik alıyoruz veya bir gemicik buluyoruz.
5) ihracat yapacağız deyip, devletten teşvik istiyoruz. Paramızı alınca yola koyuluyoruz.
6) Paketlediğimiz ürünleri gemiciğe yüklüyoruz.
7) Gemicik limandan çıktıntan sonra şöyle 1-2 tur atıyor ve başka bir limana geliyor.
8) Aha da ihracat yaptın.
