Bir de bunların otobüsün arka kapısından binip bilet alarak ön tarafa doğru yürümüş, akıntıya karşı yüzen "somon" nesli vardır ki onu hatırlayan var mı bilinmez.*
Annemler Samsun'da öyle bir uygulama olduğunu anlatırlar ama ben denk gelemedim.
indirimli ve tam biletin farklı renklerde olduğu zamanı yaşamış nesildir. kırışmış biletler kutuya girmezdi, illa düzeltip atılırdı içinde ateş yanan bilet kutusuna. kışın sevimli bir sıcaklığı olurdu soğukta bindiğiniz otobüse biletinizi atma anınızın. önde bilet kutusu, arka tarafta da eksoz borusunun sıcaklığı ile ısınmış nesildir aynı zamanda.
evet, otobüslere treleybüslere arka kapıdan biner; biletçi beyden paso-şebeke veya tam bilet rica ederdik. biletçi bey ara sıra "önlere ilerleyelim" diye uyarma ihtiyacını hissederdi. yolcular itiş kakış değil, nezaketle ilerlerdi önlere. kim bilir o nesillerin biraz ilerici olması doğasında vardı. zaman zaman kontrolör bir kişi "bilet kontrol" diye, yolcuların biletlerini inceler, yoksa cezalı bilet keserdi. ayrıca mesafeye göre farklı ücret alındığından (tam biletler yani siviller için) bilet üzerine işaretlenmiş bölge numarasını geçmişseniz yine cezalı bilet uygulaması yapardı. böylece bir otobüste daimi iki eleman birde arada kontrolör olmak üzere üç kişi ekmek yerdi bu yolculuklarımızda. şimdi kaptan pilot ve yolcu. yakında uzaktan kumandalı araç yaparlar ve yalnız yolculuk. medeniyet galiba yalnızlık mı ne?
Bunları gri kutuya atardık eski otbüslerde yolculuk kışın birazdaha Zor olurdu otbüs camı buhulanır insanlar söfööre yardımcı olurlardı güzeldi ozamanlar.
bir de otobüste konuşlanmış kadın biletçiden bilet alan türü vardır ki bu neslin; üyesi olmaktan gurur duyduğumdur. buna mukabil, "efsane-mefsane" diye abartmanın da lüzumu yoktur.
bilet, bin liralık değeri ile sizleri korkutmasın sakın! 6 sıfırın atılmasına yıllar vardır daha o günlerde. türkan şoray ablamızın genç kızlık dönemleri o dönemler.
aynı zamanda zor zamanlarda bileti ikiye bölüp, çift biniş yapmış nesildir.
o yarım bileti atarken yaşanan heyecan da cabası, hatırlayınca ürperiyor insan, öğrenciyken ne fakirmişiz lan.
akbilin ilk temellerinin atıldığı "koçan bilet" zamanlarını da görmüş nesildir. kırmızı biletti yanlış hatırlamıyorsam 1 koçan halinde alırdın ( haftalık ) çek keser gibi kırt kırt tırtıklı yerinden kopartır otobüsün girişindeki kutuya atardın.
bir bu bir de eskiden otobüsün arka kapısında sonraları ise terfi edip otobüsün girişinde kendisine yapılmış yuvada oturup veznedarlık yapan biletçi emmiler. hey gidi günler hey.