Çalışması zordur mevzuatı dağınıktır. idare Mahkemeleri zaten idareyi korumak için en başta kurulduğu için yargılama sürecinde v.s bu kayırmayı hissedersiniz. Danıştay içtihatları bile bir öyledir bir böyle güvenip dava açarsanız zıt kararlar ile karşılaşmanız mümkündür. Okulda da en egzantirik hocalar bu dersi verdiği için geçmesi zordur aslında kolay bir ders ama hocaları hiç bir haltı beğenmez bıraktıkları öğrenciler ile övünür.
ölümdür ölüm. zor olduğu kadar sıkıcıdır da. zorluğunun temel sebebi neredeyse yüzde yüzünü oluşturan pratik yani uygulanma kısmı "somut" değildir. elle tutulur bir şey yoktur. bilmek çok bir halta yaramaz.
nispeten insanifiyetli hocalar sınavlarda yanınızda ders notlarınızı ve idare hukuku mevzuatı bulundurmanıza izin verir.
mezun olunca üzerine akademik çalışma yapmak istediğim hukuk dalı. istanbul üniversitesi hukuk fakültesi idare hukuku ve ilimleri anabilim dalının güzide iki hocası aydın gülan ve melikşah yasin hocalar beni bu alana ısındırmıştır.
bir yıl boyunca bir tane kanun anlatmadan önüme gelecek herhangi bir idare hukuku problemini çözebilecek seviyeye geldiğimi hissettirdiler.
Olum siz psikopat mısınız fakültede görülen en sikimsonik en sıkıcı en bayıcı ders bu. Ceza özel-genel, medeni usul gibi dersler varken bunu zevkli bulanın zevk anlayışını seveyim.
en yüksek idari yargı makamı danıştaydır. diğer idari yargı mahkemeleri sayıştay, bölge idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri diye gider. kalsın burada lazım olur.
ölüm gibi bir derstir. kitapların hemen başında bulunan yetki devri, yetki genişliği gibi kısımlarla anaaa kolaymış bu izlenimi verdikten sonra karşınıza çıkan teşkilat kısmıyla düğme ilikletir, soğuk soğuk terletir. çalışması zulümdür bu kısmı, unutulması kolaydır. vizeler yaklaşıyor ve tutuştum açıkçası...
mevzuatı dağınıktır diye ekleyeyim. mahkeme kararlarıyla yol almaya çalışırsınız genelde fakat mahkeme kararlarında (tabii ki aradan belli dönem geçtikten sonra alınan kararlardan bahsediyorum) da tutarsızlıklar mevcuttur ve sizi bolca kafa karışıklığıyla baş başa bırakır bu durum.
Örneğin encümenin karar organı olup olmadığı hakkında 1980'lerde çıkan bir aym kararı, atanmışların karar organında yer almasını, dolayısıyla encümenin karar alma yetkisini hukuka aykırı bulmuşken, 2007'de karşımıza çıkan aym kararı, encümenin karar alma yetkisinin icrai olduğunu ve bu yüzden yürütme organı olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.