annesinin, kız kardeşinin başına kötü(!) bir şey geldiğinde karşı olamayan insandır. müebbet yatsa bile tatmin olur mu insan acaba sorusunu akla getirir.
adam öldüreni öldürmek sonsuza kadar gidecek bir paradokstur. bir yerde kesmek gerekir bu kısır döngüyü.
adam öldüreni öldür. sonra onu da öldüreni öldür ...
bence kesilmesi gereken yer katili hapse atmak ve devlet eliyle cinayet işlememektir.
şöyle düşünmek gerekir. adalet sisteminin ne kadar bozuk olduğunu herkes biliyor. bir insanı suçlu diye idam edebilirsiniz. peki o insan ya suçlu değilse ve bu sonra açığa çıkarsa. bu tarz haberler daha önceden görüldü. ' bir adam bilmem kaç yıl hapis yattı. suçsuz olduğu anlaşıldı.' diye. peki ölen bir insana o hayatı nasıl verirsiniz. bir de şuradan bakalım; deniz gezmiş idam edildi. sözlükte dahil olmak üzere, binlerce insan bu olayı kınıyor.
şöylede bir durum var. bir insanı öldürmek mi o insana daha çok acı verir, hatalarını anlamasını sağlar. yoksa o insanı ömür boyu bir odada tutmak mı? bu ayrımı yapmakta çok önemlidir. ayrıca butun dinlere göre bir insanın canını tanrı verir ve sadece o alabilir. yani her yönden çok sakıncalı bir durumdur.
gayet mantıklı açıklamaları olan insandır. şöylesine şahit oldum:
idam cezası halkın bilinçaltında insanın öldürülebileceği fikrini ayakta tutar. bugün devlet kendisine yanlış yapanı öldürürse yarın da onun halkı kendisine yanlış yapanı öldürme hakkını kendinde bulabilir. model alma olayı. devlet, insanın öldürülemeyeceği ideal toplum için önce kendisi idamdn vazgeçmelidir. bazı küçük aşiretlerde tecavüz, hamile kadın öldürmek ... vs nasıl garipsenen bir olaysa insan öldürülmesinin de olağanüstü bir olay olarak algılanacağı bir toplum yaratmak mümkündür.
öncelikle derinlemesine düşünmeyen insandır. neden mi? hep şu açıdan bakıyoruz; cezalar mutlaka birine verilmek için var! bu açıdan düşününce de sanki idam cezası olunca mutlaka birilerinin idam edilmesi gerekiyor gibi düşünülüoyr. oysa cezaların ilk amacı cezalandırmak değildir. cezaların amacı, bireyi işleyeceği suçtan, suçu planlama aşamasında vazgeçirmektir. bu açıdan bakılırsa idamın gayet caydırıcı bir ceza olduğu görülür. ancak bu lütfen çarpıtılmasın, her suçun cezası idam olsun demiyorum. hammurabi kanunları' ndan bahsetmiyorum. birini öldürürse kendisinin de öleceğini bilmek, iki canı da kurtarmaz mı?
bu zihniyetteki insanların, sokak suçlarının azaltılması için cezaların artırılmasını talep etmeleri bu açıdan bakınca çelişki oluşturmaktadır.
mevcut kanunlarla birlikte, düşüncesinin sonsuza dek ayakta kalıcağı insandır. bir öğretmeni tecavüz edip öldürmenin bedeli 8 yıl hapis beyler, siz neden bahsediyorsunuz? idam cezası da nedir? mardin'de 44 kişiyi öldürenlere bakalım biraz da, acaba kaç sene yatacaklar? 15? 20? hadi 25 de. ne olacak o 44 kişinin hayatı? geride kalanlar?
hangi yüzyılda yaşıyormuşuz, insanın yaşama hakkıymış, sokayım yaşama hakkınıza. gözünü seveyim çin'de, iran'da uygulanan kanunların.
kendi düsüncesinde idam cezasini adil bulmayan, bir insanin cok büyük bir suc isleyebilecegini ama sonucta onun da insan oldugunu, can almanin cok agir bir ceza olacagini düsünen insandir... ta ki bugun kendisini bazi insanlara 44 kere agirlastirilmis müebbet hapis cezasinin bile az kaldigini haykirirken bulana dek.
hiçbir işlenen suçun, ölümle cezalandırılamacağını kavramış insandır. şöyle ki: bir sürü insanı öldüren birisine idam cezası vererek aynı şey yapılmış olmaz mı? ya da niye işlediği bir suçtan, idam edilerek onun yaşayacığı acıları dindirelim...
ama bir de şu boyutu var olayın tabi ki bir sürü canlar alıp, bir sürü insanın yüreğini yakan insanlara * paşalar gibi bakılıyo bu ülkede. o kadar insan öldürmüşken hala kendisini savunsun diye kitaplar veriliyor. bu şekilde cezasını çekiyor mu? tabi ki de hayır. demem o ki: ne idam edilsin suç işleyenler ne de insanlarla dalga geçilir gibi paşalar gibi bakılsın. sadece yaptıkları için pişman olunması sağlansın.
eğer bigün böyle bi olay olur da, akli dengesini yerinde olan birisi çıkıp; 'ya kardeşim benim 17 aylık bebeğime tecavüz de edildi, taksime gezmeye yolladığım bacımın ellenmedik yeri kalmadı, yılbaşı kutlamasına giden anamı bellediler, anaokuluna verdiğim çocuğuma taciz ettiler, askere giden dayımın oğlunu şehit ettiler, düğümü keleşlerle taradılar sülalemi katlettiler; ama olsun bunların hepsi neticede insandır, topluma kazandırılabilir. hiçbir insanın yaşama hakkı elinden alınamaz. cezanın amacı o insanı yok etmek değil, onu cezayla eğiterek topluma kazandırmaktır. ben hepsini affettim. benim içimde insan sevgisi var. hukukta bir numaralı kural yaşama hakkıdır. şöyledir böyledir.' derse, ben kendimi idam edecem, ondan sonra da bütün dünyada idam kalksın eyvallah, ben son idam edilmiş insan olayım. ben bu kadar temiz düşünen bi insanla aynı dünyada yaşamaya layık değilim, barbarım lan ben deyip kendi kafama sıkacam ya.
Bu insana "eğer öldürülen bir yakının olsaydı, o zaman da idamı istemiyor musun bakalım, hümanist sevgi pıtırcığı" dendiğinde, "yakını ölen veya öldürülen insan o anda sağlıklı düşünemez." yanıtını verir. Bu sözün bittiği noktadır. Annesi öldürülen kişi o anda sağlıklı düşünebilir mi? O anda kişi bir tür cinnet halindedir. Aldığı kararlar ne kadar doğru olabilir ki?
tarihte hakim hataları tarafından boku bokuna idam edilmiş yüzlerce masum insan vardır.
içeri tıkılan adam hukuk hatası anlaşılınca tazminatı verilip salınabilir. ama asılmış zavallıyı geri getiremezsiniz. cahil cühela takımında o kadar hukuk nosyonu yoktur bu işlerin teknik kısmından anlamazlar.
idam cezası yerine ömür boyu hapis verilir, toplum katillerden korunur. Haksız idam edilen kişi geri gelmez. Haksız yere öldürülen kişinin hayatı geri gelecekse, dünyanın bütün katilleri idam edilmesin, ömür boyu hapis yatsın. Bir kişinin hayatı için buna değer.
Tarihten ders almış, tekerrür edeceğini bilen insandır. idama karşı değil, Türkiye cumhuriyetindeki idama karşı olan insandır. Zira asılması gerekenlerin zaten asılmayacağını bilir. Asılan kişilerin büyük çoğunluğunun siyasi rant için asılacağını bilir. ASılan 10 kişiden 5 i için birkaç yıl sonra, yanlışlık olmuş, suçsuzmuş, özür dileriz tarzı zırvaların söyleneceğini bilen insandır.
Ben kendimi ne solcu nede sağcı olarak tanımlarım. ama bazı gerçekleri söylemek için siyasi kimliğinizin olması gerekmez. Buda bir gerçektir ki; devletin gücünün ancak 17 yaşındaki bir çocuğa yetebildiğini görmüş kişidir. (bkz: erdal eren)
(Peşin edit: Apo asılacak diye idamı isteyen kişiler eksilesinler. olayları biraz daha araştırıp, idamın neden kalktığını filan anlarlarsa, o zaman gelsinler, seviyeli bir tartışma yapabiliriz belki.)
kurtlar vadisi pusu gazına gelmeden düşünen insandır. *
aslında vereceksin polat la memati nin eline memleketin adaletini, öff diyorum. sıkacak tüm suçluların kafasına; rahat edicez hayat bayram olcak anasını satim. *
tüh, dizi bitti be; işin yoksa bekle haftaya perşembeye kadar.
şahsen idam cezasının caydırıcılığının etkisine inanan bir insanım. böyle bir cezanın varolduğunu bilmek bile insanda caydırıcı bir etki yaratır. kısasa kısas her zaman olmasa da bazen gereklidir.
bu arada, başlatmayın yaşama hakkından. bazı insanlar doğmuştur ki, yaşamak onlara çoktur. vuralım gitsin. hiç olmazsa geleceğe yatırım olur. bütün öldürülmesi gerekenleri öldürsek gelecekte onlardan artacak doğal kaynakları (en basitinden su) gelecek nesillerin işine yarayacaktır. en azından bu açıdan bakarsak bile iyi.
tabii ki herkesi asmayın. ama gidip de şu yakın zamanda gerçekleşen katliamın zanlılarını hayatta tutup da ne yapacaksın? adam bir kere doğru zannettiği bir yanlışa saplanmış, sen onu bir milenyum boyunca da bir yere kapatsan, yine ıslah olmaz. gider töre ayağına yine cinayet işler.
kısaca, ıslah olmayacak olan herkes idam edilmelidir, kanımca.
ben ıslah olmayacaksam beni de asarsınız. allah biliyor ya umrumda değil.
"Ben ıslah olmayacaksam beni de asarsanız, Allah biliyor ya umrumda değil" diyen ve bunun üstüne bir de idam cezasının caydırıcı! olduğunu iddia edenler, idam cezasına karşı olanları hümanistliğin dibine vurmuş olmakla suçlar.
mardin bilge köyünde, bir kız uğruna 44 tane akrabasını nişan gecesi kurşun yağmuruna tutan hayvanoğlu hayvanlardan sonra, hala karşı olabilen insanlar mı? kaldımı onlardan?
bir insanı devletin haklı gerekçelerle öldürmesine idam denir.
peki bu haklı gerekçeler bir kişi için de geçerli olamaz mı?
yani bir insan haklı bir gerekçeyle insan öldüremez mi?
insan öldürmenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
devletin haklı bir gerekçeyle insan öldürmesine onam verenler bir kişinin haklı gerekçeyle insan öldürmesine nasıl karşı çıkabilir?
idamı gerçekleştiren cellat için kişisel bazda hiçbir haklı gerekçe olabilir mi?
cellatın haklı gerekçe ile devlet adına adam öldürmesi nasıl açıklanabilir?
