ibrahim tenekeci

    22.
  1. dünya kimin kıymetini bilecek, insanlar neye kıymet verecek artık anlayamıyorum.
    sigara parasını denkleştiremiyordu bu adam, okumuştum. şöyle bir şeyler yazmış mesela:

    -oysa tatil dediğin şımarık bir çocuktur
    yapışır yakamıza biraz güneş görünce
    hem sermaye istiyor pişti oynamak bile-

    garipliğinden utanmayan bir adam ibrahim tenekeci. aç ama soylu dersem kahkahaya boğarım biliyorum gevşekliğinizi:

    -yoksun ya
    güvercin avlıyor avluda kedi
    kızlar gülüşüyor bahçede
    gül üşüyor -gül üşür-
    yoksun ya, bezden anne
    yapıyor öksüz
    öpmek için kendisine-

    böyle duru adamları görünce elimi yüzümü yıkama gereği duyuyorum:

    -düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
    olsun artık diyorum ne olacaksa
    paralı bir asker miyim neyim
    ekleyip duruyorum sabahları akşamlara
    ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
    gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
    aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
    nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim
    hem de mayhoş elma tadında-

    kimi şairin sizi soktuğu girdaba hiç heves etmiyor. tokat. işte şiirindeki bu kesin sonucu, bu kelime açıklayabilir bize:

    -hiç karışmam Tanrı'nın işine
    mesela kaç ölçek kırmızı katıyor güle-

    bir zihin ancak bu kadar benzetilebilir, darmadağın edilebilir; çok sade bir benzetişle:

    -ve camları hohlayıp da çizdiğim resimlerden
    bir ben kaldım ve sevgilim
    suyu ihmal edilmiş fesleğen gibi gitti
    gözlerim terledi yolunu gözlemekten-

    çirkinliğinden hep şikayetçi şiirlerinde.
    laf sokuyor zannımca, güzelliği ötede arayanlara:

    -kurban olduğum,
    iki ters bir düz örerken insanları
    birkaç ilmek daha atsaydın bu fakire
    sevaba girerdin ve
    olmazdı kimseye hıncım
    ama şimdi üç beş santim için
    zıplayıp duruyor elim ayağım-

    böylesine sade bir anlatımla, böylesine vurucu. kelimelerle beş taş oynayan bu adamı saygıyla selamlıyorum:

    -adın çiviye çıkar açılmazsa paraşüt-
    22 ...
  2. 10.
  3. eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
    tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
    keşke biraz ölmesem....

    demis ustad. ne guzel demistir, yuregine sagliktir...
    12 ...
  4. 150.
  5. zamanında bir kitap fuarında tanıştığım, ayak üstü sohbet edip kendi yazılarımdan birkaç tanesini paylaştığım, efendi, mülayim, başarılı şair ve yazar.

    öncesinde milli gazete ve şu an yenişafak'ta yazdığı köşe yazılarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.
    keza muhit dergisinde de kendisinin ve yakın arkadaşlarının yazılarını da okumaya çalışıyorum.

    son yılların en başarılı şairlerinden olup kendisini severek okuyorum.

    şiirlerinde genel olarak yaptığı benzetmelerle bende güzel bir his uyandırmıştır.

    ibrahim tenekeci'ye baktığınızda ilk izlenimiz şu oluyor:
    mahalledeki güzel kıza şiir yazan mahallenin gariban, esnafın her işine yardım eden, oto sanayide ahmet ustanın yanında çalışan, boş bulduğu vakitlerde kitap okuyan, akşamları şiir yazan bir profil görürsünüz.
    öte yandan mahalledeki hanım kızımız ise önceden mahalleden oturup sonrada köşeyi dönmüş kısa paçalı pantolon giyen bmwli genç bir züppeye aşıktır.

    klasik türk dizisi diyeceğim ama ibrahim gibi karakterler çok az sayıdadır belki de hiç yoktur.

    işte ibrahim tenekeci o kıza bir türlü açılamayan, kızın karşısında ise duygularından ötürü tek kelam edemeyen biridir.
    bunu şiire döken bir profildir.

    çoğu şiirini ve kitabını okudum. akılda kalanların sayısı çok fazla.
    şuraya birkaç bir şey bırakıp yorumuma bir başka entry'de devam etmek üzere ayrılıyorum.

    --------------
    güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
    eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
    tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
    keşke biraz ölmesem.

    (bkz: bir iki deneme)
    --------------

    --------------
    içimden dedim beraber yürüyelim olur mu?

    (bkz: mırıldanmalar)
    --------------

    --------------
    usulca uzandığında
    bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.

    (bkz: ulu orta)
    --------------
    9 ...
  6. 13.
  7. genç şairler içinde en iyilerinden biri. her kitabı tekrar tekrar okunası. üzgünlükle bizi içine çektiği serüvenine sımsıcak şiirleri ile iyiden iyiye ortak etmiştir. o gidiyor biz izliyoruz. o yazıyor biz okuyoruz. her dizesi hayatın üstesinden gelen bir bıçak sanki. saplanıp kalıyor öylece, yüreğimizin orta yerinde.

    içimden dedim beraber yüreyelim olur mu
    varsın gemilerimizi taşıyamaın sular
    varsın yarı yolda uyuya kalsın
    bize gönderilen bahar

    şiiri mutluluğu uyandırıyor ansızın. kelimelerini bir ormanın içinden geçirip nehirlerle sunuyor bize.

    bütün gün oturdum yedek kulübesinde
    ve bir kardeşim saf dışı kalsın diye
    çay söyledim kahveden

    dizeleri hayatı sallıyor kucağında. akın akın dalga geçiyor hayatla/zorluklarla. tarifi zor şiirler yazıyor tenekeci. sözü yormadan.
    11 ...
  8. 144.
  9. "..Bir kitapta, “kader büyüktür, fakat Allah kaderden de büyüktür” yazıyordu. Bu cümleyi hiç unutmadım. Ve bu cümleyi, hep şu şekilde mırıldandım: Dünya büyüktür, fakat şiir dünyadan da büyüktür."
    8 ...
  10. 11.
  11. hani nasıl desem nedensiz bir biçimde her okuyuşumda şiirlerini gözlerim doluyor. hep aynı tad. aşk içimi kemiriyor her okuduğumda diyor ki ve sen kırlara benzersin günü bu vakti çıkarmamışsan çiçekli elbiseni... evet gözlerim doluyor ve bu hüzün mutlu ediyor beni. şairdir ibrahim tenekeci ama nerden geldiğini nereye gittiğini bilmeyen ötekilerden değildir. bize yüzünü dönüp hayatına ortak edecek kadar cesurdur naiftir içimizdendir, içimizdedir, ,içtendir. yüreğine sağlık elbette tenekecinin. varsın şanı yürüsün iki cihanda da...
    8 ...
  12. 39.
  13. Bir sanatçının tüm deliliklerini görebilirsiniz onda.
    Çok derin bir konuşmanın ortasında cümlesini tamamlamayı erteler, sigarasına sarılır.
    Kuralların adamıdır.
    Üstatlarına arkasını dönmez.
    üstatlarına fikir beyan etmez.
    ben demeyi yasaklamıştır kendine.
    Ekip ruhunu en güzel temsil edenlerdendir.
    Çalışkanlığı zaten dillere destandır.
    Günde 8 saat şiir çalışır.
    Bir şiir kitabını yazmak için masaya oturduğunda 64 kilo, kalktığında 48 kilo olduğunu anlatır.
    işini ciddiye alır.
    Google' dan nefret eder.
    kütüphanelerin adamıdır.

    ve şiir çalışan ismet özel i yenmiş bıyıklarından tanır.
    Okunası, sohbet edilesi, tanınası adamdır.
    6 ...
  14. 2.
  15. siirlerini okurken kalbimizin ellerinde atmasini saglayan adam.
    birileri kalbimizde gizli bütün hislerimizi gözlerimizden okumus, sanki sokak ortasinda ciplak kalmisiz gibi bir his bürüyor icimizi.
    6 ...
  16. 15.
  17. "Tanrım
    kör bir çocuk rüyasında ne görür
    bildiği ne var ki
    karanlıktan başka."
    mısralarının sahibi.Keşke gazetede hiç yazmasaydı da hep şair kalsaydı.
    6 ...
  18. 42.
  19. yazdiklariyla sevistigim sair.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük